Medipol Başakşehir şampiyon olur mu?

2010’lu yıllarda futbol, 'üstünlük sürekliliği' değil 'fırsat kovalama' çağını yaşıyor. Portekiz, Euro 2016’da dakika başına 4,3 (İspanya’nın yarısı kadar) pas yaparak; Leicester, İngiltere’de yüzde 42 topla oynayarak şampiyon oldu. Başakşehir’in de özeti bu: Rakip yarı alanda Adanaspor’dan bile az pas yaparak 36 puan topladılar. Çünkü duran top golü bulmada ilk, kalelerine ulaşan şutta son sıradalar.

Medipol Başakşehir’in ilk yarıyı lider kapatışı, hem bir “A planı” başarısı; hem de gerektiğinde B, C, D planları üretebilme becerisi. Abdullah Avcı’nın 8 yılda adım adım inşa ettiği A planını hemen herkes biliyor aslında: Topa uzun süreler sahip çıkma, oyunun vitesini elde tutma konusunda ısrarcı olmuyorlar. Gole 30-40 pasta gitmeleri gerekmiyor, rakip set halinde bekliyorken gol için yorulma meraklısı değiller.

Rakibin topu kaybettiği anı kurnazlıkla bekliyorlar, onları bu hazırlıksız anlarında cezalandırma konusunda ustalar. Cengiz, Visca ve Doka süratli koşarak, Emre ve Mossoro süratli düşünerek takımın rakip kaleye ulaşma süresini minimize ediyorlar. Ligde kendi yarı alanlarında topla oynama konusunda Fenerbahçe’yle hemen hemen eşit durumdayken, rakip sahada Adana’dan bile az geveleyerek gidiyorlar sonuca: Süratli ve zekice.

EMRE BELÖZOĞLU FAKTÖRÜ

BU özellikleriyle ligi 'Spor-Toto fırsat sezonu'na çevirmiş gibi gözükseler de meselenin bu kadar basit olmadığını eklemek gerek çünkü bütün bir devreyi tek bir planla oynamadılar, gerektiğinde rakibe göre akılcı stratejiler ürettiler. Mesela, iki kafa golüyle Galatasaray’ı geçerken kullandıkları duran toplara dikkat edin: Sarı kırmızılılar uzun mesafeli duran toplarda çok öne çıkarak rakibin etkinliğini azaltmak istedi.

Emre’yse bu frikikleri şandel attı, topun ceza alanına kadar aldığı yolu ve gidiş süresini artırdı. Başakşehirliler böylece rakibin ofsayt tuzağına düşmedi, top gelene kadar herkes kaleye doğru kaçtı zaten! Ve neredeyse bütün duran toplara vurarak kazandılar maçı. Ligin de 'ölü top asist listesi'nde ilk sıradalar zaten.

O sırada istim üstünde olan Beşiktaş’a karşıysa, başka bir sürpriz stratejiyle sonuca gittiler: Rakip stoperlere neredeyse kalelerine kadar pres yaptılar.
Marcelo ve Atınç’ın şaşkınlığı Başakşehir’e ilk yarıda sayısız fırsat kazandırdı, maçı da liderliği kaybetmeden bitirmeyi başardılar.

2. YARIDA İSLERİ COK KOLAY OLMAYACAK!

BAŞAKŞEHiR’in panzehiri, kendilerine benzeyen rakipler. İleriye maaile gitmeyen, top kaptırdığında arkasında 50 metre boşluk bırakmayanlar. Ki ligin ikinci devresinde böyle takım sayısı artacak, Üzülmez’in Antep’inin, Özdeş’in Kasımpaşa'sının, Gençlerbirliği’nin, Karabük’ün, Adana’nın, Alanya’nın puan aslanın ağzındayken bir daha böyle cesur oynayacaklarını sanmıyorum. Başakşehir bu tarz kompakt duran rakipleri çözebilecek mi? Visca ve Cengiz bu rakiplere karşı alan bulabilecek mi? Sanırım, çok kolay olmayacak bu.

KAHRAMAN BABACAN

Üstelik, Başakşehir’in enteresan bir zafiyeti var: OPTA verilerine göre, ligde serseri top kazanma sıralamasında en dipteler. Çünkü onlar topu kaptırdıkları yerde kalabalık olamıyorlar. Geriye koşmayı tercih ediyorlar. Atak tamamlama konusunda dikkatliydiler, Volkan Babacan da süper kahraman. Ama ikinci devrede bunu başaramadıkları maçlarda fatura kesebilen rakipleri çıkabilir.

TAKIM K. S TOP
 Trabzonspor 993
 Osmanlıspor 992
 Fenerbahçe 987
 Bursaspor 982
 Galatasaray 969
 Beşiktaş 951
 Çaykur Rize 949
 Konyaspor 938
 Karabükspor 919
 Gaziantepspor 918
 Alanyaspor 913
 Antalyaspor 908
 Gençlerbirliği 905
 Kayserispor 889
 Kasımpaşa 875
 Adanaspor 870
 Akhisar B. 830
 Başakşehir 820

İRFAN CAN, NEREDE OYNAYACAK?

İRFAN Can 1995 doğumlu, pırıl pırıl bir genç. Yaptığı çıkış değerli, tırnaklarıyla kazıyarak geldi bu noktaya. Yalnız şu dakikada ona yapılacak en büyük kötülük, zayıf omuzlarına 'maç kazandırma yükü' bindirmek olur. Öyle bir baskıyı en azından şu anda kaldıramaz İrfan. Henüz bir buçuk sezondur düzenli oynuyor ve bu yıl yalnızca 4 maçın 90 dakikasını tamamladı. Gençler’deki pozisyonu klasik bir on numara rolü değil. Sekiz buçuk numara gibi, Yunus Mallı gibi, asist ve gol arayan ama orta saha çabası da eksik olmayan bir futbolcu. Bir maçı tek başına ele alma, direksiyona geçme arzusu henüz yok.

TRABZON'A TAKVİYE ŞART

DERTLERİ GOL YOLLARINDAKİ VERİMSİZLİK

TRABZONSPOR, ligin ilk yarısında en fazla şut atan üçüncü, topla en fazla oynayan beşinci takım. Rakip ceza alanında topla buluşma sayısında Beşiktaş’ı takip ediyorlar, yani meşin yuvarlağı üçüncü bölgeye getirebiliyorlar kesinlikle. Üstelik savunma istatistikleri de kötü değil, hem ikili mücadele, hem de sahipsiz top kazanmada lig lideri konumundalar. Saha içi verileri bu denli iyiyken, puan tablosunda bu kadar aşağıda olma nedenleri ne öyleyse?

Bir numaralı sebep, gol yollarındaki verimsizlik. Muhammet henüz takıma adapte olamadı, N’doye ve Suk’un da seviyeleri tartışmalı. Yanal, Castillo, Bero
gibi kenar hücumcularından da skor katkısı alamadı. İkinci devrede iyi oyunlarının karşılığını daha fazla almak istiyorlarsa bence Muhammet Demir ve Yusuf Yazıcı gibi isimler daha çok dakika almalı. Ya da ön tarafa takviye yapılmalı.

CEZA ALANINDAKİ PAS SAYISI
Beşiktaş 391
Trabzonspor 361
Galatasaray 348
Fenerbahçe 342
Karabükspor 337
Başakşehir 330
Ç.Rizespor 307
Osmanlıspor 304
Antalyaspor 296
Gaziantepspor 296
Adanaspor 281
Gençlerbirliği 278
Bursaspor 257
Kayserispor 249
Kasımpaşa 238
Alanyaspor 219
Akhisar B. 217
Konyaspor 204

BURSA TARAFTARI GİDİSATTAN MUTSUZ

BURSASPOR, ilk yarıda hiç fena sayılmayacak 27 puan toplayıp, beşinciliğe yerleşmesine rağmen taraftar gidişattan pek memnun değil. Önce Hamzaoğlu’nun Merter, Bilal gibi eski öğrencilerini Bursa’ya getirmesine, Jem Paul’ü, Umut Bulut’u istemesine kızdılar.  Artık iç sahada bile tercih edilen çekingen oyuna tepkililer. 2010 şampiyonu Bursa’nın, 6 sene sonra ligin en çekingen futbollarından birini oynamasına tepkili olmaları bence doğal: Yüzde 44,2 ile topa sahip olma listesinde sondan ikinciler. Adana’nın, Antep’in, Rize’nin altındalar. Başarılı pas istatistiğinde yalnızca 3, pozisyon üretiminde de 4 takımı geçebiliyorlar. Deniz’in, Batalla’nın, Jorquera’nın ilk yarıdaki verimleri olmasa, oyun olarak ligin en kötülerinden. Hamzaoğlu’nun orta sahaya yetenekli oyuncu takviyesi şart gibi.

SÜPER LiG’DE iLK YARI ANALiZi’NDE YARIN:
BEŞİKTAŞ’ın geçen yılki oyununu sürdürememesinin sebebi ne? 13 puan kaybının kaçı Şenol Güneş’e, kaçı eksiklere fatura edilmeli? Ligde ve Avrupa’da başarı için hangi bölgelere takviye gerekiyor? Babel faydalı bir transfer mi, Eto’o doğru hedef mi?