Paylaş
Valerien İsmael, genellikle direkt oyunu tercih ediyor. Rakip kaleye gitmek için acelesi var gibi. Orta sahayı transit geçen, birinci-üçüncü bölge bağlantılarıyla kurulan bir hücum stratejisi. İsmail Kartal’sa rakibine göre daha sabırlı. Maçın genelini orta sahada pas örgüsü kurarak, rakibin zayıf anını arayarak geçiriyor. Biz genelde derbilerin orta saha savaşı şeklinde geçmesine alışığız, ancak bu kez öyle olmayacak, bambaşka bir taktik savaşı izleyeceğiz belli ki. İki hocanın oyunu öyle farklı ki, iki farklı sporu izliyormuş gibi hissedebiliriz sahada. Maradona ile Jordan kapışması gibi olacak adeta bu maç.
VALERiEN iSMAEL OYUNCU DEĞiL OYUN ODAKLI BiR TEKNiK ADAM
Valerien İsmael’in yönettiği son 3 takımda, sahaya çıktığı son 150 küsur maçta üçlü savunma tercih ettiğini biliyorduk. Beşiktaş’ta da tercihinin bu olması normal. Evet bugün ideal savunmasından ciddi eksiklikleri var ama o zaten oyuncu odaklı değil, oyun odaklı bir teknik adam. İsmael takımları geriden pasla çıkıyormuş gibi görünüyorlar, ama aslında bunu yapmıyorlar. İki-üç hazırlık pasından sonra top ya sol-sağ stoperle buluşuyor, ya da kaleciye dönülüyor. Genelde (bugün cezalı olan) Montero’nun veya Ersin’in bir uzun topunu izliyoruz sonra.
DiREKT OYUN TRABZON’A iŞLEDi, GiRESUN VE PAŞA iLE LiG GERÇEKLERiYLE TANIŞTI
İsmael, Beşiktaş’ın başında çıktığı 5 maçın ilk 4’ünde 3-4-2-1 formasyonunu tercih etti. Santrforunun arkasında iki merkez tipli oyuncu (mesela Alex ve Ghezzal), çizgilere çok açılmadan oynadılar. Montero, Ersin ya da Welinton’dan gelen uzun topu genelde Batshuayi indirmeye çalıştı.
Eğer o indiremezse, orada merkezde bir kalabalık yaratıp ikinci topu kazanmayı denediler. Bu direkt oyun stratejisi Trabzon ve Alanya maçlarında işledi, zira o iki ekip de topa sahip olmayı deneyen, oynamak isteyen, 8 kişiyle savunmada blok halinde durmayan takımlardı. Göze hoş gelen direkt hücumlar yaptı Beşiktaş bu iki maçta.
Ancak sonra Giresun ve Kasımpaşa maçlarıyla birlikte Valerien İsmael, Süper Lig gerçekleriyle tanıştı. Herkes Alanya gibi savunmayı öne çıkarmıyordu, herkes geriden pasla çıkmaya çalışmıyordu. Senin takımının uzun vurması Süper Lig’de bir fark yaratmıyor, zira 20 takımın yarısından çoğu zaten bu stratejiyi izliyor!
TAKIMA 2 UFAK DOKUNUŞ YAPTI 3-4-2-1’DEN 3-4-1-2’YE DÖNDÜ
İsmael, Kayseri maçıyla beraber takıma iki ufak dokunuş yaptı: Birincisi, orta sahaya ayağına mahir bir oyuncu koymak. Emirhan’la birazcık da olsa merkezi kullanmak. Zira ilk 4 maçta Beşiktaş’ın merkez oyuncularının hücumda neredeyse hiçbir fonksiyonları yoktu, sadece ikinci topları kazanmak üzerine kodlanmışlardı. İsmael’in Kayseri maçında yaptığı bir diğer değişiklik de, 3-4-2- 1’den 3-4-1-2’ye dönüştü. Batshuayi-Larin çift santrfor oynadılar. Ghezzal arkalarında serbest roldeydi. Bu rol Cezayirliyi biraz daha özgürleştirdi. Batshuayi ve Larin de kanatlara açılarak daha fazla buluştular topla. Zaten N’Koudou girince sistemin daha fazla işlerlik kazanmasının bir nedeni de bu: Hücum ikilisinin yeni rolünün kanatlara açılarak topla buluşmak olması. Ve içeriye penetre etmeleri. Bu oyun tam da N’Koudou’nun istediği oyundu zaten.
iSMAiL KARTAL’IN NET BiR OYUN TANIMI VAR
Fenerbahçe’de bu sezonun üç perde halinde oynandığını söyleyebiliriz rahatlıkla: Birinci perde, Pereira’nın tutkuyla bağlı olduğu doğrularını takımına adapte etme çabasıyla geçti. Kim ve Crespo gibi iki harika transfer yaptı, Ferdi, Samuel ve Zajc’a dokunuşları muazzam. Ancak ön tarafta 4 yerine 3 oyuncu kullanma ısrarı, Pereira’nın sonunu getirdi. Pereira bir pragmatizm tutkunuydu. Süper Lig’se büyük takımların önlem almaktan çok önlem aldırmaya odaklanmaları gereken bir turnuva.
KARTAL’LA HUZUR PERDESi BAŞLADI
Sezonun ikinci perdesi tam bir kaostu. Pereira-Kartal geçiş sancıları yaşandı o dönemde. Üç hedefin ikisine, hatta aslında üçüne de veda edildi. Lâkin İsmail Kartal yavaş yavaş takımda iç huzuru ve dengeyi sağlayıp, oyunu fabrika ayalarına döndürünce üçüncü perde başladı. Yani huzur perdesi...
iÇ SAHA-DIŞ SAHA FARK ETMEKSiZiN AYNI FUTBOLU OYNUYORLAR
Son iki aydır Fenerbahçe’nin oyun tanımı net. Hatta neredeyse iç saha-dış saha fark etmeksizin aynı futbolu oynuyorlar: Topu istiyorlar. Dominasyon istiyorlar. Rakip kaleye paslaşarak ve örerek gitmek istiyorlar. Altı kişiyle iştahlı ve istekli bir önde baskı yapıyorlar. Uzun metrajlı-anlamsız toplar atmıyorlar. Kontrataklara bel bağlamıyorlar. Sadece galibiyeti değil iyi oynayarak galibiyeti hedefliyorlar. Vodafone Park’ta da deplasmanda olmalarına rağmen farklı bir dış saha oyunu oynayacaklarını sanmıyorum ben. Bu maçta iki takımın spesifik olarak odaklanacakları detaylarsa bence şöyle:
İRFAN-MERT SAĞDA BULUŞTUĞUNDA ÖLDÜRÜCÜ BİR SİLAHA DÖNÜŞÜYORLAR
1- Beşiktaş, Ismael geldiğinden beri uzun taçlarla rakiplerini zor durumlara düşürebiliyor. Nitekim Kayseri önünde de Rıdvan’ın 40 ve 47’de attığı iki uzun taçla pozisyon bulmuşlardı.
GÖZÜNÜZ ROSSi’DE OLMALI
2- F.Bahçe, son dört maçtır rakiplerini sağ kanatta yarattığı asimetriyle vuruyor. Rize’ye karşı ilk dört golün tamamı (ikisi penaltı öncesi organizasyonlar) sağdan geldi. Gaziantep önünde de 5’te Nazım-Rossi, 62’de İrfan-Mert-Serdar’la sağı işlettiler. Özellikle İrfan-Mert sağda buluştuğunda öldürücü bir silaha dönüşüyorlar.
3- Rossi bu sezon tam 9 maçın ilk yarım saatinde gol ya da asist katkısıyla 0-0’ı bozdu: Hatay (dk17 gol), Trabzon (dk3 gol), Alanya (dk26 gol), Rize (dk9 gol), Antep (dk5 gol), Giresun (dk2 asist), Kasımpaşa (dk16 asist), Rize (dk13 asist), Kasımpaşa (dk6 asist). Santradan sonra gözünüzü ayırmamanız gereken bir futbolcu.
KORNERLER GELiŞTi
4- Beşiktaş'ta gelişen bir başka departman da korner organizasyonları. Kayseri önünde 14’te Emirhan, 53’te Ghezzal kornerleri, belli ki hafta içi çalışılmış organizasyonlardı.
76-90 ARASI EN ÇOK FENERBAHÇE ATTI EN FAZLA GOLÜ iSE BEŞiKTAŞ YEDi
BU sezon Süper Lig maçlarının 76-90. dakikaları arasında en fazla gol atan takım Fenerbahçe (19). Aynı zaman diliminde Beşiktaş’tan (15) daha fazla gol yiyen tek ekip Kayserispor (16).
MİCHY BATSHUAYİ 14 KEZ AĞLARI SARSTI, TAKIMINA 15 PUAN KAZANDIRDI
Süper Lig’in 2021/22 sezonunda hiçbir oyuncu attığı gollerle takımına Michy Batshuayi’den (14 golle, 15 puan) daha fazla puan kazandıramadı (Cornelius ve Edin Visca ile eşit).
iRFAN CAN’IN ŞANSI KARTAL’A KARŞI BiR TÜRLÜ TUTMUYOR
F.Bahçe’nin orta sahadaki yıldızı İrfan Can Kahveci’nin Süper Lig kariyerinde gol atamadığı takımlar arasında en fazla karşılaştığı rakibi 13 kezle Beşiktaş.
VALERiEN ISMAEL BUGÜN KAYBEDERSE KARTAL’DA ADINI TARiHE YAZDIRACAK
Valerien Ismael, Beşiktaş’ın başındaki ilk iç saha mağlubiyetini 2. karşılaşmada aldı. Lig tarihinde sadece Milic, Tigana ve Del Bosque Kartal’ın başındaki ilk 3 iç saha maçında 2 yenilgi yaşadı.
iSMAiL KARTAL KARiYERiNiN EN UZUN SERiSiNi YAKALAMAK iSTiYOR
F.Bahçe’nin başındaki 2. döneminde çıktığı son 7 Süper Lig maçını kazanan İsmail Kartal galibiyetlere derbide de devam edip Süper Lig kariyerinin en uzun serisini yakalamak istiyor.
Paylaş