Leipzig’de Platon’la Aristo’nun maçı

Bugünkü rakibimiz Avusturya; agresifliği, presi, faulleri, kaybettiği topları geri kazanma süresi ve hücumdaki süratiyle Euro 2024’e damga vurdu. Montella ve Rangnick aynen Socrates-Platon-Aristo örneğinde olduğu gibi aynı düşünce okulunun öğrencileri. Nasıl Rangnick, Sacchi’den çok şey öğrendiyse, Montella da muhtemelen Rangnick’in uzaktan talebelerinden biriydi. Bugün benzer felsefeye sahip iki hocanın bir tür satranç maçını izleyeceğiz.

Haberin Devamı

Avusturya da Türkiye de bir tür dönüşüm içinde. Avusturyalı gazeteci Tom Middler’a göre milli takımın eski hocası Franco Foda, futbolcular maaile prese gittiklerinde onlara sitem ediyordu. Oysa Rangnick bambaşka bir evrenin sihirbazı. Oyuncularını prese teşvik ediyor, kaybettikleri toplardan sonra agresif olmalarını istiyor. Almanya’daki 2024 Avrupa Şampiyonası istatistiklerine de zaten bu özellikleriyle damga vurmuş durumdalar. Turnuvada kaybettiği topu geri kazanma süresi konusunda birincilik kürsüsünde Almanya, 2 numarada ise (The other Bundesliga-diğer Bundesliga takma adıyla) Avusturya var.

BiR DÜŞÜNSEL SÜRAT TAKIMI AVUSTURYA

Geçtiğimiz günlerde değerli meslektaşım Koray Durkal yazmıştı, Rangnick’in elinde iki kronometreyle idman yaptırdığını. Biri, topu kaybettikten sonra geri kazanmak için tuttuğu “8 saniye kronometresi”. Diğeriyse topu kazandıktan sonra rakip kaleye gitmek için tuttuğu “10 saniye kronometresi”. Bir düşünsel sürat takımı Avusturya.

Haberin Devamı

KÜÇÜK FAULLER YAPARAK RAKiBiN HIZINI KESiYORLAR

EURO 2024 istatistiklerinde Avusturya’nın zirvede olduğu bir başka konu da faul sayısı. Gruplarda 270 dakikada yaptıkları 49 faulle 24 takım içinde zirvedeler. Buradan hareketle Avusturya’nın temaslı, agresif bir takım olduğu söylenebilir. Takımın süperstarı Marcel Sabitzer de bir röportajında zaten Rangnick ile daha agresif bir grup olduklarını doğrulamış. Ancak şunu da unutmamak gerek: Faullerin önemli bir kısmını ön alanda yapıyorlar. Topu kaybettikten sonra şok presle geri kazanamazlarsa, küçük faullerle hızını kesiyorlar rakiplerinin.

ELiMiZDE GÜRCiSTAN VE ÇEKYA REFERANSI VAR

Kısa turnuva istikrar işi... İngiltere şu ana kadar 4 maç oynadı, ilk 11’inde 10 oyuncusu aynı. Sadece bir orta saha değişikliği yaptı. İspanya’nın açılış maçı Hırvatistan 11’iyle, önceki günkü Gürcistan 11’i arasında tek bir stoper farkı vardı.

Montella’nın da bugün en fazla dikkat etmesi gereken husus bu: Elimizde başarılı iki Gürcistan-Çekya maçları referansı var. Sakat-cezalı zorunluluğu dışında hemen hemen aynı 11’le oynadığımız ve kazandığımız iki maç. Kısa turnuvalar şapkadan tavşan çıkarma yeri değil. Başarmış modellerde ısrar ve istikrar yeri.

Haberin Devamı

Tabii ki iki cezalımızın yerini farklı oyuncular alacak. İki oyuncu değişebilir. Ancak Portekiz maçına çıkarken yaptığımız o karakter değişikliğini, hatta daha açık söylemek gerekirse karakter kaybını bir daha yaşamamalıyız.

ÇEKYA MAÇINI AGRESiF VE DiNAMiK BiR ORTA SAHA iLE KAZANDIK

Portekiz maçıyla Çekya müsabakası arasındaki bence en önemli fark, orta sahada tekrar dirençli olmamızdı. Portekiz önünde Vitinha-Palhinha ikilisine merkezi tamamen kaybetmiş, hiçbir ikili mücadeleyi, hiçbir sahipsiz topu kazanamamıştık. Oysa Çekya maçına farklı bir orta saha üçlüsü ve farklı bir mantaliteyle çıktık. Orta sahada daha sert, dinamik ve ısıran bir mantalite. Zaten Antonin Barak’ın kartları da bu şekilde geldi, orta sahada biz agresif olunca, rakibi 10 kişi bırakacak bir aksiyonu da yaratmayı başardık.

Haberin Devamı

SKORU ALDIĞIMIZDA DAHA SAKiN OLMALIYIZ

Bu turnuvada iki ayrı maçta skor lehimize geliştiğinde Montella’nın lüzumundan fazla tuşa bastığına şahit olduk. İlki Dortmund’da Gürcistan’a karşı 2-1’lik skorla son 10 dakikaya girerken Montella’nın yaptığı gereksiz Kaan/Merih değişikliği. Son 10 dakikada üç stopere dönüşümüz, tamamen kalemize gömülmemiz. Ve bir ara adeta kaleyi meleklerin koruması. Oysa 2-1 önde olan her takım geriye yaslanmak zorunda değil. Oynayarak da savunabilirsiniz galibiyetinizi.

MONTELLA PANiK DEĞiŞiKLiKLER YAPMAMALI

Montella'nın ikinci panik davranışı da Hamburg’da Çekya maçında Hakan’la 1-0’ı bulduktan sonra geldi. Sahanın en iyilerinden İsmail nedense oyundan çıktı (Sarı kartı vardı demeyin, her sarı kartlının oyundan çıkması gerekmiyor). Ardından Mert Günok da vakit geçirme sebepli bir sarı kart görünce ben “Eyvah” dedim tribünde. Rakibi yok yere üstümüze çekiyoruz. Zaten iki dakika sonra da golü yedik. Montella’dan bu maçtaki beklentimiz, galibiyeti bulursak panik değişiklikler yapmaması. Aktif olarak da, oynayarak da koruyabiliriz skoru pekala.

Haberin Devamı

Yazarın Tüm Yazıları