Paylaş
Almanlar’ın harika bir nesli var, ama aralarında ideal bir santrfor yok. Werner için bu turnuva çok erken, Gomez için de sanki biraz geç. Portekizliler Ronaldo’yu santrfora devşirerek kullanıyorlar. Fransızlar, Griezmann gibi multi-fonksiyonel bir forveti en uçta tercih ediyorlar. Brezilya, Tite gelip Jesus montajını yapana kadar uzunca bir süre santrfor sıkıntısı çekmişti. İtalyanlar da, Euro 2016’ya orta sınıf bir Brezilyalı’yı devşirerek gitmişlerdi. Futbolun devleri santrfor bulamıyor, çünkü yeni jenerasyon bu pozisyonu tercih etmiyor. Kimse stoper veya santrfor olmak istemiyor, kime sorarsanız orta sahada hünerlerini gösterme peşinde!
Bu tablo içinde dünkü Japon Milli Takımı, farklı bir yerde duruyor Dünya futbolunda. Ben bir Muto hayranıyım, Mainz’lı santrforu çağdaş futbolun 9 numara prototipi sayabilecek kadar beğenirim. Okazaki zaten Japon futbolu efsanesi. Ancak dün onların önünde tercih edilen Osako da muhteşem bir top oynadı Kolombiya karşısında. Olağanüstü çalışkandı, baskıda liderdi, top saklamada ve dağıtmada eşsiz bir performans ortaya koydu. İyi futbolunu golle de süsledi sonunda.
Japonlar, çalışkan ve sabırlı milletlerinin küçük bir demosu gibi oynadı dün Kolombiya karşısında. Sınırlarını bilen, soğukkanlı bir futbol. Umarım Süper Lig’e Nagatomo gibi birçok Japon oyuncu gelir; Muto gelir, Haraguchi gelir, hatta Rusya’da olmayan Kiyotake gelir de bu çalışkan milletin çalışkan futbolcularını daha yakından izleriz hepimiz.
GÖNÜLLÜLERLE DERTLEŞTİK
Her büyük turnuvada olduğu gibi Rusya’da da yükün büyüğünü gönüllüler çekiyor. Kimisi stat içi yol gösteriyor, kimisi metroya yönlendiriyor, kimisi yeme-içmenize ön ayak oluyor. Binlerce gönüllü, onlarca farklı görev ifa ediyorlar Rusya’da. Daha önce kötü organizasyon tecrübelerim oldu, Güney Afrika’ya gidememiştim ama Euro 2012’de Ukrayna’daki kargaşayı yaşadım mesela. Ama Rusya’nın Ukrayna’dan aşağı kalır yanı olmayınca, konuyu gönüllülerle konuşmak istedim. İlk konuştuğum gönüllüler, kendilerine sağlam bir sözleşme imzalattıklarını ve tecrübelerini kimseyle paylaşamayacaklarını söylediler. Ama Fan Zone’da bir grup gönüllüyle (futbol maçlarına katılmak yoluyla) arkadaş olup dertleşme fırsatı buldum.
Doğal olarak bu işten para kazanmıyorlar. Çorabından montuna kadar, birer takım kıyafet verilmiş gençlere. Bazıları günde 8 saatten fazla çalışıyorlar (11-12 saat çalışan var). Yalnız işleri 8 saati geçenler, 2 öğün yemek yiyebiliyorlarmış.
GÜNÜN SÜRPRİZ ADAYI
20 yaşındaki yeni Juventus’lu Bentancur artık elbette sürpriz kategorisinde sayılmaz ama şunu da not etmek gerek: Mısır önünde dizleri hiç titremedi. Hatta bazen çok fazla tuttu topu ayağında. Özgüveni muazzam.
GÜNÜN YILDIZ ADAYI
İRAN’ın genç santrforu Serdar Azmoun, Rusya’da devam eden turnuvanın ikinci gününde Fas’a karşı takımının en çok dikkat çeken ismiydi. Kazan’lı santrfor, bu akşam İspanya karşısında, top oynadığı ülkede yıldızlaşmaya aday.
AYNI DİLİ KONUŞMAK ZOR
Gönüllüler farklı milletlerden. Gençler, güleryüzlüler. Ancak birçoğu çok az İngilizce konuşabiliyorlar. Gönüllü olmak için, bir yabancı dili “temel düzeyde” bilmek yeterliymiş. Yabancı dil testi yapılmamış. Zaten Sovyet Rusyası, devlet politikası olarak çocuklara İngilizce öğretmedi. Rus okullarında İngilizce’nin mazisi, 20 yıl kadar. Gençlerin de bu konuda çok iyi olduklarını söyleyemem.
Gönüllüler 3 aşamalı bir imtihandan geçmişler; sınavlar turnuva-futbol hakimiyeti, birlikte hareket edebilme ve çalışacakları obje odaklı.
BASKI HİERRO’NUN ÜSTÜNDE
Portekiz karşısında Diego Costa’yı çıkardıktan sonra İspanya önde top tutamamaya başlamış ve 3 puan şansı kaçırılmıştı. Tabii ki 2 günlük bir teknik adam olarak işi zordu ama futbol böyle. Hep doğru kararları almalısınız.
BU DETAYA DİKKAT
“Turnuvanın en iyi takımı” Ronaldo şu sıralar... Zira Portekiz’in Ronaldo’yu takımlaştırmaktan başka bir formülü yok. Dilerim yaşamayız, ama ya Ronaldo kötü bir gün geçirirse? Santos’un bir B planı var mı sizce?
Paylaş