Paylaş
Gruplarda ilk maçlar tamamlandığında, 32 takımda (kaleciler dışında) sahaya ayak basan tüm futbolcular içinde en az koşan isim, Messi imiş. İlk maçlarda Rus Golovin 69, Mısırlı Hassan 65 sprint yaparken, Messi 17 sprintte kalmış. Ronaldo İspanya karşısında bir sprintte 34 km/saat hıza ulaşırken, Messi’nin ulaştığı en yüksek sürat 25 km/saat... Sanırım en acısı da şu: Top kendi takımında olmadığında Messi’nin kat ettiği toplam mesafe sadece 1420 metre. Bu mesafe, tüm saha içi oyuncuların, hatta Rui Patricio gibi bazı kalecilerin bile altında.
Elbette kimse Messi’den Mascherano kadar koşmasını, adam kovalamasını ve mücadele etmesini beklemiyor. Bunun farkındayım. Ancak belli ki Messi’nin istatistikleri, ruh halini de yansıtıyor: Messi, kendini takımının çok ama çok üzerinde görüyor. Bu da hem Messi’nin, hem takımın dengesini bozmuş.
Aslında Ronaldo da, Salah da benzer duygularla oynuyorlar. Ancak Mısır zaten Salah+10, Portekiz de Ronaldo+10 olmaya mahkûm. Portekiz zaten Ronaldo’suz son derece sıradan bir ekip. Ama Agüero’lu, Higuain’li, Dybala’lı, Icardi’li, Di Maria’lı bir nesli, Messi’nin gölgesine sığdırmaya çalışırsanız, gerçeklikten uzaklaşıyorsunuz. Sahada sırtında bin ton yük olan Messi, değerli olduklarını hissetmeyen Agüero’lar, Higuain’ler, kulübede çürüyen Lo Celso’lar, Dybala’lar var. Arjantin bir futbol takımı olmaktan bir mutsuzluk mangası haline dönmüş.
Sampaoli bir şeyler kazanmak istiyorsa, yükü paylaştırması şart.
HÜSNÜ ABİ Mİ MESSİ Mİ?
Hernan Crespo, “Messi’nin tarihin en iyisi olması için kupaya ihtiyacı yok” demiş. Sanırım yeni moda bu: Dönem yıldızımıza koşulsuz bir aşk besliyor, tarihi hiçe sayıp onu “tüm zamanların en iyisi” ilan ediyoruz!
Sporda 'yetenek ölçer' diye bir cihaz henüz icat edilmedi. Ben de (Maradona hayranı olmama rağmen) Messi’nin tarihin en yeteneklisi olduğunu düşünüyorum ama bu onu 'tüm zamanların en iyisi' yapmaz. Sporda 'en iyi' olmak kupayla, madalyayla, başarıyla ölçülmek zorunda. Sporun tabiatı bu.
GEREKENİ ALANLAR...
Cruyff da muhteşemmiş, Platini de. Ama FIFA, yüzyılın futbolcusu kürsüsüne Pele’yle Maradona’yı çıkardı. Sebebi basit: Gereken kupaları aldılar. Şöyle bir iddiada bulunup; “Bizim Ankaragücü’nde bir Hüsnü Abi vardı, Messi’den daha iyiydi” desem, gülersiniz değil mi? Çünkü Hüsnü Abi’nin Messi ile kıyaslanabilecek düzeyde bir başarısı yok. Aynen Messi’yle Ronaldo’nun Pele ve Maradona ile (henüz) eşitlenemeyeceği gibi.
GÜNÜN SÜRPRiZ ADAYI
Tosic’e dikkatli bakınca, partneri Milenkovic’e hayran kaldık. 20 yaşındaki dev Sırp stoper, Kosta Rika karşısında kusursuz oynadı. Tabii ki yanında Tosic gibi lider özellikli bir partnerin olması da büyük avantaj.
GÜNÜN YILDIZ ADAYI
Hoffenheim’in sağ ayaklı sol açığı Steven Zuber, herkes Xhaka’ya, Shaqiri’ye, Ricardo Rodriguez’e bakarken şovu çalan adam oldu. Sadece golü attığı için değil,
dinamik oyunuyla da daha dikkatli izlenmeye değer.
GRANT HILL, JORDAN VE LEBRON
Grant Hill’den ilk zamanlarında “Jordan’dan daha iyi” diye bahsedildiğini hatırlıyorum. Şimdi benzer cümleler LeBron için kuruluyor ama onun 8 finalde 3 yüzüğü var; Jordan’ın 6’da 6...
Ben Messi’yi en yetenekli bulabilirim, siz LeBron’u... Peki 2050 gençliği geriye dönüp baktığında ne görecek? Sadece kupaları, madalyaları, başarıları. Yeteneği değil. Aynen şu anda bizim Cruyff’un ya da Eusebio’nun yeteneğini ölçemediğimiz gibi.
Bu kupanın finalinde Messi ya da Ronaldo’yu görürsek, o zaman Pele-Maradona ile kıyaslanabilirler bence.
BASKI ROHR’UN ÜSTÜNDE
Yenilgiden daha acı olan, Nijerya’nın daha iyisini yapabileceği hissi. Rohr’un bugün Iwobi-Ighalo ile başlayacağını düşünmüyorum; bugün Ahmed Musa ve Iheanacho’yu görebiliriz. Özellikle Iheanacho’ya dikkat.
BU DETAYA DİKKAT
Alısson hayranı olarak itiraf etmeliyim, büyük maçlarda soğukkanlılığını korumakta zorlanıyor. Liverpool yarı finallerinde de standardının altındaydı, İsviçre maçında da. Her an formayı Ederson’a kaptırabilir.
Paylaş