Paylaş
Televizyonu açıyorsunuz, bir filmin karşısına oturuyorsunuz. Filmi ödüllü bir yönetmen çekmiş, Oscar’lı aktörler var içinde. Filmin süresi 97 dakika. Mısırınızı patlatıp heyecanla yerleşiyorsunuz koltuğunuza. Sonuç olağanüstü bir hayal kırıklığı: Söz konusu 97 dakikanın sadece 43 dakika 8 saniyesinde filmi izleyebiliyorsunuz. Kalanı türlü kesintilere maruz kalıyor. Film tam 131 kez duruyor. Reklam, tanıtım, promo giriyor araya. Sahi siz izler misiniz böyle bir filmi? Ben izlemem.
MAÇ BRÜT 97 DAKiKA SÜRDÜ
Pazar gecesi böyle bir filme maruz kaldık hep beraber. Maç brüt 97 dakika sürdü. Top 43 dakika oyunda, 54 dakika oyun haricinde kaldı. 97 dakika içinde 45 faul, 55 taç, 21 aut atışı, 8 korner ve 2 ofsayt bayrağıyla maç tam 131 kez durdu. Bu da oyunun ortalama 44 saniyede bir durduğu anlamına geliyor. 97 dakika içinde Muslera’nın kalesine tek bir isabetli şut atılmadı. Livakovic’e de Ziyech’ten geri pastan hallice bir şut geldi hepi topu. Peki global yayın organlarınca dünyanın en büyük 10 rekabetinden biri kabul edilen bu derbinin itiş-kakıştan başka bir şey üretmemesinin nedeni ne? Nasıl geldik bu noktaya?
1- KAYGILAR HAYALLERi BOĞDU
Dün de değindim, kaygılar hayalleri boğdu derbide. Ancak bu kaygılar, futbolcuların üzerindeki baskıyla ilgili değil bence. 6 ay önce Şampiyonlar Ligi finali oynayan Dzeko, iki kere Serie A gol kralı olmuş İcardi, Avrupa Ligi finalistleri Torreira-Tadic, Hollanda şampiyonu Szymanski, Dünya Kupası üçüncüsü Mertens, yarı finalisti Ziyech gibi futbolcuların İstanbul derbisi baskısından dizlerinin titremesi gibi bir teori benim aklıma yatmıyor. Kaygı futbolculardan çok teknik adamların üzerindeydi bence.
2- iKi ÇETE LiDERiNiN OYNAMAMASI
İki teknik adamın bu kısır futbolla ilgili tek makul bahanesi, iki takımın da belki en önemli oyuncularının, Fred ve Davinson’un oynamamaları olabilir. Ben bu iki oyuncuyu, iki takımın ‘tamamlanamayan atakların sonucunda topu geri kazanma çetesi lideri’ olarak tanımlıyorum. Davinson, Abdülkerim ve Torreira’yla yapıyor bu işi. Fred de Becao-Djiku ile. Dün bu iki lider sahada olmayınca, iki takımın da pres ve geri kazanma kabiliyetleri çok aksaklığa uğradı.
FUTBOLUMUZUN iNŞAATÇI NAKLiYECi SORUNU
Elbette hakemin kaygısı sahadaki herkesin 10 katı düzeyinde. Dünün İstanbul’daki, hatta Türkiye’deki, hatta kıtadaki en gergin insanlarından birinin Arda Kardeşler olması anlaşılabilir. Çünkü hiçbir medeni ülkede sahaya sivil kıyafetli bir saldırgan dalıp hakem yumruklamıyor. Hiçbir medeni ülkede yeşil zemine bir başka sivil kıyafetli dalıp sahadan takım çekmiyor. Hakem de bu olağanüstü gerginlikle, düdük ağzında gezdi zaten maç boyunca. Elbette mikro planda birçok farklı sorundan bahsedebiliriz ama büyük resimde Türk futbolunun sorunu net: İnşaatçının, nakliyecinin, ayakkabıcının, ihalecinin kulüp ve federasyon yöneticiliği yoluyla şöhret olma sevdası. 100 yıllık ülke futbolunu kullanarak maddi-manevi menfaate kavuşmaları. Parayı bulmaları. Bu da yetmeyince 15 dakikalık şöhret için sporun dibine dinamit koymaları. Ülke futbolunu bu kifayetsiz muhterislerden temizlemediğimiz sürece, hak ettiğimiz steril ortama kavuşmamız maalesef çok zor.
Paylaş