İlk 11'inde 4 değişiklik yapan tek takım

Türk Milli Takımı olarak maalesef bir kadro iskeleti oluşturmakta geç kaldık.

Haberin Devamı

Avrupa Şampiyonası’nda 11 takım ilk grup maçlarını kazandı. Bu 11 takımdan üçü (Almanya, İngiltere ve Slovakya) birinci maçta kullandıkları 11’in aynısıyla ikinci müsabakaya çıktılar. Yedi takımsa ilk 11’inde tek bir değişiklik yaptı (İsviçre, İspanya, İtalya, Hollanda, Fransa, Portekiz ve Romanya). Sadece tek bir takım, Türkiye, tam 4 değişiklikle başladı ikinci maça... Biri sakatlık. Biri yorgunluk. İkisi hoca tercihi.

Büyük bir turnuvaya gidiyorsanız net bir 11’e, net bir oyun planına, net bir stratejiye sahip olmalısınız. Almanya ilk grup maçına çıkmadan önce herkes Almanlar’ın 11’ini ezbere sayıyordu. İngiltere’de ilk 11’in 10’u belliydi, belki tek bir soru işareti vardı, o da Declan Rice’ın partnerinin kim olacağı... Polonya, Mart’ta play-off’ta Galler’i yendiği ilk 11’in bire bir aynısıyla Türkiye hazırlık maçına çıktı. Bizse maalesef bir kadro iskeleti oluşturmakta geç kaldık. Gürcistan maçından da zaferle ayrılmamıza rağmen Portekiz karşısına 4 değişiklikle çıktık. Neden bu 4 değişiklik? Hadi kaleci değişikliğinin sebebi sakatlık. Kalan saha içi 10 oyuncunun üçünün farklı olması yüzde 30’luk bir değişiklik demek. Kısa turnuva istikrar işidir. Almanya aynı 11’le çıkıyor, İngiltere aynı 11’le çıkıyor, Fransa bir mecburiyet dışında aynı 11’le çıkıyor. Biz 4 değişiklik yapıyoruz. Enteresan...

Haberin Devamı

1- HÜCUM DEĞiL ORTA SAHA ATLETiK OLMALIYDI

Bu maçla ilgili doğrusu umutsuz değildim, Montella’nın daha önce Hırvatistan ve Almanya karşısındaki başarılı geçiş uygulamaları beni heyecanlandırıyordu. Ancak dün Montella beni hayal kırıklığına uğrattı, İtalyan Hoca maçı daha sahaya çıkmadan kaybetmişti bence. Türk futbolunun en yetenekli iki futbolcusu Arda Güler ve Kenan Yıldız’ı kenarda oturtup ileri üçlüyü üç pırpır Yunus, Barış ve Kerem’le kurmak zaten net bir tavır değişikliği demek. Ben topa talip değilim demek. Sadece kontratak kovalayacağım demek.

ORKUN’DA GERiLEME VAR

Oysa dün Portekiz bize esas farkı orta sahada yarattı. Sadece iki atletik oyuncuyla, Palhinha ve Vitinha’yla bizim üçlümüze (Kaan, Orkun ve Hakan’a) nal toplattılar. Benim bu maçta ilk 11’de beklediğim tek (olası) değişiklik eğer hazırsa İsmail Yüksek’in Orkun’un yerine başlamasıydı. Gürcistan maçında da Orkun’u yorgun bulmuştum. Net bir gerileme var Orkun’da.

Haberin Devamı

2- ARDA’YI BELLiNGHAM GiBi KULLANMIŞTIK

Real Madrid’in geçtiğimiz sezon iki büyük kupaya giderken ana planı, kanatlarda Rodrygo-Vinicius, sahte dokuz rolünde de Bellingham’dı. Biz de Gürcistan maçında bir bölümü öyle oynadık aslında. İkinci yarının başlarında kanatlar Barış-Kenan oldu, Arda da sahte dokuz rolünde oynadı 30 dakikayı. Zaten golü de o bölümde attı. Gürcistan maçında en iyi olduğumuz bölüm 50 ile 80 arası... Ve o bölümde de Arda’yı Bellingham gibi kullanmıştık. Bein Sports’tan mesai arkadaşım Hayrullah Ünal fark edip beni uyardı. Arda da Real Madrid’de bir-iki kez o rolde girdi hatta oyuna.

3- ARDA GÜLER NASIL YORULDU?

Elbette Montella’ya ve Arda Güler’e saygı duyuyoruz. İtalyan Hoca, Arda Güler’in iki gündür bir yorgunluğu olduğunu söylüyordu zaten. Genç yıldızımız da dün ilk 11’de başlamadı. Ancak basın tribününde hemen herkes bize Arda’nın probleminin ne olduğunu sordu, yanıtlamakta güçlük çektik.

“Yorgunlukmuş” dedim.

“Tek bir maçla mı?” dediler.

Haberin Devamı

“Sezonun yorgunluğu olabilir mi acaba?” dedim.

“Oturmaktan mı yoruldu?” dediler.

Biraz bozuldum, biraz üzüldüm. Daha sonra (gayrıresmi yollarla) bir kasık problemi palavrası yayıldı ama Montella’nın maç önü demecinde kullandığı sözcük ‘yorgunluk’.

4- SANKi 7 MiLYONUN HEPSi BUGÜN BURADA!

Dünyanın dört bir tarafından Almanya’ya gelen uluslararası gazeteciler kentin dünkü görünümü sebebiyle şaşkınlardı. Her taraf kırmızı-beyazdı, Türkler her yerdeydi, Portekizliler’in turnuvaya güçlü bir ilgisi olmasına rağmen dün görünmez hale geldiler adeta. Şehir merkezinde fan zone’da futbolseverlerle röportaj yapan Portekizli bir gazeteci arkadaşım, Özbekistan’dan karayoluyla gelen bir Türk’le konuştuğunu söyledi. Ona Almanya’da 3, Avrupa’da 7 milyonun üzerinde Türk’ün yaşadığını ilettim, yorumu şöyle oldu: “Sanki hepsi bugün buradalar”

Yazarın Tüm Yazıları