Hırvatistan Dünya Kupası’nı kazanmasın

Bu turnuvayı kimin kazanacağıyla ilgili fikrim yok ama kimin kazanmaması gerektiğini biliyorum.

Haberin Devamı

Meksika’86’yı Tanrı’nın eliyle, Amerika’94’ü Baggio’nun gözyaşlarıyla hatırlıyoruz. 2006’ya Zidane’ın kafası, 2014’e Messi’nin hüznü damga vurmuştu. Yıllar sonra Katar’2022’yi hangi fotoğraflarla hatırlayacağımıza dair bir öngörü yapmaya çalıştım bugün. Katar’daki insan hakları tartışmalarına, Almanya’nın ve İran’ın protestolarına, Japon taraftarların tribündeki saygı dersine daha önce değinmiştim, bugünse sportif pencereyi açtım sadece.

1) DOMİNİK LİVAKOVİC’İN SEVİNCİ

IFAB, HIRVAT STRATEJİSİNE KARŞI ÇÖZÜMLER BULMALI

İtiraf edeyim, bu turnuvayı kimin kazanacağıyla ilgili bir fikrim yok. Ama kimin kazanmaması gerektiğini biliyorum. Hırvatistan, büyük turnuvalarda oynadığı son 9 maçın 8’ini uzatmalara götürerek tarih yazdı. Ama kalecileri Livakovic sayesinde yazdıkları bu tarihin futbolu güzelleştirdiğini ya da seyir zevkini artırdığını düşünmüyorum. Hatta IFAB’ın Hırvatlar’ın bu her müsabakayı penaltılara taşıma stratejisinin üzerine kafa yorup, berabere biten maçlarla ilgili yeni formüller üretmeleri gerektiği kanaatindeyim.

Haberin Devamı

BİRİ OYNUYOR BİRİ UZATMA DÜŞÜNÜYOR

Dünya Kupası eleme turlarında da daha önceki turnuvalardaki patern değişmiyor: Bir takım oynuyor, diğeri daha ilk dakikadan itibaren maçı uzatmalara götürme stratejisini benimsiyor. Hele 60’larda skor dengedeyse iki takım da başlıyor vites küçültmeye. Bu durum, büyük turnuvaların kaderini oyunun değil, penaltıların belirlemesi anlamına gelmeye başladı artık. Bu turnuvaya penaltılarla veda eden Japonya, İspanya ve Brezilya’nın elenmelerinin hakkaniyetli olduğunu söyleyebilir misiniz rahatlıkla? Ben söyleyemem.

Hırvatistan Dünya Kupası’nı kazanmasın

90 DAKİKANIN SONUNA MLS STİLİ 11’ER ADET PENALTI ATIŞI EKLENEBİLİR

IFAB’ın artık normal süresi berabere biten maçlarla ilgili bir yenilik yapması şart. İlk uzatma devresinde birer, ikincide de ikişer oyuncunun eksiltilmesi artık bana daha makul geliyor. Yani (normal sürede bir kırmızı kart olmadıysa), ilk uzatma devresinin onar, ikincinin de dokuzar kişiyle oynanması...

Haberin Devamı

Bir başka çözüm de uzatmaların tümden kaldırılması ve 90 dakikanın sonuna 11’er adet MLS stili penaltı atışı eklenmesi. Tüm oyuncuların penaltı kullanması. Ve bu penaltıların orta sahadan dripling ve şut modeliyle atılması.

2) LAHOZ’UN MESSİ’YE GÖSTERMEDİĞİ KART

FUTBOLSEVER HAKEM LAHOZ MESSi’YE SARI KART VEREMEDi

Fransa’98’de Velodrome’da oynanan Hollanda-Arjantin çeyrek finalinin saha içi tartışmalarını bugün hiçbirimiz hatırlamıyoruz muhtemelen. O müsabakadan aklımızda kalan en önemli kare, Bergkamp’ın tarihi golü. 2022’deki çeyrek finali de umarım yıllar sonra Messi’nin harika asisti ve Weghorst’un Platt’a selam gönderen golüyle anımsayacağız. Ancak tabii ki şu anda olayların sıcaklığı ister istemez bizi kavgaları konuşmaya yönlendiriyor.

Haberin Devamı

Hırvatistan Dünya Kupası’nı kazanmasın

TOPU BiLiNÇLi ELLE KESTi

Evet Lusail’de bir kaos vardı. Sakin geçen turnuvanın kart istatistiği bir maçla değişti! Ancak bu kaosun ateşleyicilerinden birinin de çok insani bir an olduğu kanaatindeyim. Maçın futbolsever hakemi Mateu Lahoz’un bir pozisyonda topu bilinçli olarak elle kesen Messi’ye sarı kart göstermemesi sanırım saha içi adalet duygusunu ciddi biçimde etkiledi. Lahoz’u anlayabiliyorum. Ben de Messi’yi canlı seyrettiği için kendini şanslı hisseden bir sporseverim. Onun da öyle hissetmesi anlaşılabilir. Ama bu sevginin sarı kart göstermesini engellemesi kabul edilemez. O noktada o kartı çıkarmamasının adil olmadığını bilen Lahoz, o andan sonra kontrolü kaybetti bence. Messi dahil herkes, onun yerine hakemlik yapmaya çalışmaya başladı o dakikadan sonra.

Haberin Devamı

3) MİTOMA’NIN ÇİZGİDEN ÇEVİRDİĞİ TOP

FIFA’YI ESKi USUL YÖNTEMLER KURTARDI

O üç boyutlu grafiklerin, çipli topun, 29 alıcının esas lazım olduğu yer Mitoma’nın pasıydı ve maalesef üç boyutlu bir grafik yardımı göremedik! Tamamen eski usul, primitif yöntemlerle topun izdüşümünün çizgiyi geçip geçmediğini görmeye çalıştı VAR odası. Ve öyle çözdüler pozisyonu.

SANIRIM Katar 2022’nin simge fotoğrafı bu. 1 Aralık günü Japonya ile İspanya arasında oynanan grup maçında Mitoma’nın aut çizgisinden çevirdiği top Tanaka’ya asiste dönüşmüş, golün nizami olup olmadığı günlerce açıklığa kavuşamamıştı. Olaydan günler sonra FIFA’nın yayınladığı bir grafiğe göre top sahayı yüzde yüz terk etmemişti, sayı nizamiydi.

Haberin Devamı

Hırvatistan Dünya Kupası’nı kazanmasın

‘GELECEK ARTIK GELDi’ DiYE ŞOV YAPMIŞLARDI

Ben de Tanaka’nın golünün masumiyetine inanıyorum, zaten bu pozisyonda FIFA çok şanslıydı zira Mitoma’nın ayağı topun tam arkasındaydı. Yani kerteriz alacağınız kare netti. Eğer Mitoma’nın ayağı rakip kale arkası değil, taç çizgisi tarafında olsaydı çok daha zordu FIFA’nın bu kabustan çıkması. Ancak bence bu noktada esas tartışılması gereken konu şu: Siz, Katar 2022’de fütüristik üç boyutlu grafiklerle ofsayt nedenli saçma sapan gol iptalleriyle “geleceğin artık geldiği” gösterisi yapmıştınız.

Ancak belli ki futbol için çok daha önemli bir konuyu, aut çizgisini unutmuşsunuz. O üç boyutlu grafiklerin, çipli topun, 29 tane alıcının esas lazım olduğu yer Mitoma’nın pasıydı ve maalesef o noktada öyle üç boyutlu bir grafik yardımı göremedik! Belli ki FIFA’nın aut çizgisiyle ilgili bir çalışması yoktu.

FUTBOL FEDERASYONU BAŞKANI KONUYU YANLIŞ ANLAMIŞ

Hatta birkaç gün önce TFF Başkanı Büyükekşi’nin Bein’e verdiği röportajı izlediyseniz, onun da konuyu yanlış anladığını fark etmişsinizdir. Büyükekşi, önümüzdeki sezon Süper Lig’e yarı otomatik ofsayt sistemini getirmek istediklerini, Japonya’nın golünde bu teknolojiden yardım alındığını söylemiş canlı yayında. Oysa gerçekler böyle değil. Mitoma-Tanaka golünde o sistemin yardımı söz konusu olmadı. Tamamen eski usul, primitif yöntemlerle topun izdüşümünün çizgiyi geçip geçmediğini görmeye çalıştı VAR odası. Ve öyle çözdüler pozisyonu.

ÖNCE GOL-AUT ÇiZGiSi TEKNOLOJiSi LAZIM

Son tahlilde benim analizim şu: FIFA’nın yarı otomatik ofsayt şovundan önce aut çizgisi sorununu çözmesi gerek. Süper Lig’e de yarı otomatik ofsayt sisteminden önce gol (ve artı aut) çizgisi teknolojisi lazım.

4) RÜDİGER’İN FORREST GUMP’I

RÜDiGER KIRMIZI ETi ÇOK TÜKETiNCE!

SANIRIM Katar 2022’den yıllar sonra hatırlayacağımız birkaç kareden biri de, Rüdiger’in “Forrest Gump” koşusu olacak. Pozisyonu izleyemeyenler için ufak bir özet yapmak gerekirse, Almanya-Japonya maçında bir koşuda Asano’ya karşı avantajlı olan Rüdiger’in Forrest Gump’ı andıran mimikler yapması kamuoyunu ikiye bölmüştü.

Hırvatistan Dünya Kupası’nı kazanmasın

Yıllar önce Arsene Wenger’den bizzat kendi kulaklarımla dinlemiştim. Malumunuz Wenger, İngiltere öncesi Japonya’da çalışmış ve Uzakdoğu felsefesinden etkilenmiş bir teknik adam. Bir iktisatçı, bir filozof. Futbolcuların gol attıktan sonra yaptıkları aşırı şovlardan hiç hoşlanmıyor, onlara sumo güreşçilerin rakiplerine olan saygısını örnek gösteriyor. Bana bu manasız hareketlerin sebebinin çok kırmızı et, az balık-tavuk tüketmeleri olduğunu söylemişti Cenevre’de. Sanırım bugün Wenger, Rüdiger’in hocası olsaydı onun diyetiyle de bizzat ilgilenirdi!

Yazarın Tüm Yazıları