Paylaş
İngiltere Federasyon Kupası’nda zaman zaman karşılaşırız böyle hikayelerle: Dünya devi Manchester City, bir üçüncü küme takımıyla, mesela Northampton’la oynuyordur. Üçüncü küme takımının hocası idealisttir, hatta hayalperesttir biraz. “Ben ligde takımıma ne oynatıyorsam, karşıma City de çıksa, Real de çıksa aynı futbolu sergileyeceğim” der. Savunmayı orta sahaya kadar getirir, geriden pas yaparak çıkmaya kalkar. Ancak rakip bu kez Bristol ya da Plymouth değildir. Yıldızlar topluluğu Manchester City, bu idealist ama gerçeklerden uzak oyuna faturayı keser. Yarım saatte 4-0 olur maç...
VALKANiS GERÇEKLERDEN UZAKTI
Dün işte tam da böyle bir ilk yarı izledik Adana’da. Michael Valkanis, bence elindeki kısıtlı malzemeyle gayet iyi işler çıkaran değerli bir teknik adam. Ancak Galatasaray’a karşı ilk yarıda idealizmle hayalperestlik arasındaki ince çizgide dans etti adeta. Kalite farkından, gerçeklerden biraz uzaktı. Defansını o öne çıkardıkça, Galatasaray uzun attı savunmanın sırtına. Barış Abdülsamet’e, Kerem Aktürkoğlu Manev’e üstünlük kurdular. Dries Mertens’in, Kerem Demirbay’ın kalite farklarıyla çok kolay getirdiler skoru 4-0’a.
LiGiN STANDARDI SORGULANMALI
Son 4 günde Galatasaray’ın aldığı neticelere bakınca akla şöyle bir soru geliyor ister istemez: Galatasaray bu ligde Adana deplasmanında böyle bir oyun ve skor farkı yakalarken, İsviçre’nin sonuncusu Young Boys, Türkiye şampiyonunu iki maçta da nasıl mağlup ediyor? Tabii ki bu mesele, bir-iki paragrafla özetlenebilecek kadar basit değil. Ancak üç maddeye sıkıştırmaya çalışırsak:
1- Ligimizin standardını sorgulamamız gerektiği ortada.
2- Young Boys belki çok kaliteli değil ama 1,88 boy ortalamalı olağanüstü atletik bir takımdı. Galatasaray bu fiziksel farka yanıt veremedi. Süper Lig’de böyle bir takım yok (Göztepe bu standarda en yakın takım).
SAHAYI KÜÇÜLTEN iKi KLAS OYUNCU
3- Okan Buruk’un pas kaliteleriyle, topla münasebetleriyle sahayı küçülten iki klas oyuncu Mertens ve Demirbay’ı hafta içinde başlatmaması tarihi bir hata. “Gulliver devler ülkesinde” tadında bir maçta Galatasaray topu yere indirmek, pas hızını artırmak zorundaydı.
Paylaş