Paylaş
Ünal Karaman, Göztepe’deki ilk günlerinde topla oynayan, oyuna ortak olan bir takım yaratmayı denedi. Olmadı. Stratejisini kontratak futboluna çevirdi. Geçtiğimiz hafta Başakşehir’e dahi yüzde 60 oranında verdi topu. Topu hiçbir durumda istemeyen Aykut Kocaman’ın takımına dahi bıraktı oyunu. Kendi evinde Kocaman’a dahi topu bırakmış Göztepe’nin, Fenerbahçe’ye karşı böyle bir futbol oynayacağını biliyor olmalıydı Erol Bulut’un teknik ekibi. Karşılarında birinci bölgede organize kapanan, 8-9 oyuncuyla blok duran ve tamamlanamayan hücumlarda kontratak arayan bir takım olacağı zaten bir haftadır belliydi. Bulut, çalışmalarını ona göre yapmış olmalıydı. Ben dün Fenerbahçe’de hissetmedim doğrusu böyle bir ön çalışma...
BİR GARİP KORNER PLANI
Bir ön çalışma olmadığının bir numaralı kanıtı duran toplardı. Dün Fenerbahçe’nin kaç korner kullandığını sayamadım. 75’inci dakikada 11-0’dı istatistik.
Bu kornerlerin önemli bir kısmını paslaşarak kullandılar. Sosa kullanıyor, Mesut 5-6 metre ötesinde bekliyor. Mesut kullanıyor, Samuel bekliyor. Bu garip plandan hiçbir sonuç alamadıkları gibi golü de böyle bir korner dönüşü yediler. Serdar-Szalai dahil neredeyse tüm takım ceza alanının içindeyken, Sosa çılgınca içeriye penetre etti. Kaptırdı. Tek pasta yediler golü.
Mesut’u Bremen, Real Madrid, Arsenal, Almanya formalarıyla canlı izleme şansı bulmuş biriyim. İlk kez kornerlerde taç çizgisi kenarında böyle saçma bir rolü olduğunu görüyorum. Mesut ya korneri kullanmalı, ya da yay üzerinde ikinci şansı beklemeli zira.
Bulut’un oyuncu değişikliklerinin ezberden olduğunu da birkaç kez dile getirmeye çalışmıştım. Dün Samuel’e uygun bir oyun yoktu sahada. Ama Pelkas girerken Thiam çıkıyor. Maç öncesi planlanmış, ezberlenmiş bir değişiklik bu. Fenerbahçe’nin topa sahip olduğu ama oyuna anlam katamadığı bir gündü dün.
HÜSEYİN HÜCUMFAUL!
Önceki gün Alanya-Galatasaray maçını Zorbay Küçük yönetiyor. VAR’da Emre Malok var. Elbette deneyimsiz hakemlerimize tecrübe kazandırmak için zaman zaman böyle büyük maçlarda görevlendirebilirsiniz. Ama hem sahadaki, hem de monitördeki hakemin deneyimsiz seçilmesi yanlış. En az biri deneyimli olmalı. Dünkü Fenerbahçe-Göztepe maçının hakemi de Hüseyin Göçek... Ben müsabaka yazılarında pozisyon pozisyon analizden kaçınıyorum ama Göçek için şunu söyleyebilirim: Kritik pozisyon varsa bir faul bulmaya çalışarak kolaya kaçıyor. Oynatma niyeti yok. O yüzden de ortaya kesik kesik, garip bir oyun çıkıyor.
İYİ HAKEMLERİMİZİ NİÇİN SAKLIYORUZ?
Haftalık görevlendirmeye bakıyorum: Cüneyt Çakır sahada yok. Fırat Aydınus yok. Mete Kalkavan yok. Sadece Başakşehir-Trabzon maçında Halil Umut Meler’i görüyoruz kamuoyunun büyük çoğunluğunun güvenini kazanmış A sınıf hakemlerimizden. 2021’de 11 maç günü oynanmış. Beşiktaş-Fenerbahçe-Galatasaray 30 maça çıkmış. Bu 30 maçta Kalkavan 3, Meler, Çakır ve Aydınus ikişer kez düdük çalmışlar. Yahu biz bu iyi hakemlerimizi hangi maçlara saklıyoruz Allah aşkına? Ligin ilk 3 takımının maçlarında kullanmayacaksanız, nerede kullanacaksınız? Sizin Aydınus’la, Kalkavan’la bir probleminiz mi var? Neden kullanmıyorsunuz iyi hakemlerimizi?
250 TL'ye varan "Hoş geldin bonusu" sadece Misli.com'da! Hemen üye ol...
Paylaş