Paylaş
Lâkin Tudor’un kentten ayrılış şeklinin de çok yakışıklı olmadığını eklemek gerek. Keşke Tankut, televizyonlara bağlanıp “biz de anlaşmayı medyadan öğreniyoruz” demeseydi. Keşke Tudor, G.Saray’la görüşmeden önce Tankut’a bir telefon açıp bilgi verseydi. Bu yöntem daha şık olmaz mıydı Sayın Tudor?
Tabii bugün herkesin yanıtını aradığı esas soru şu: Tudor, G.Saray’da başarılı olur mu? Aranan kan o mu?
YENİ NESLE UYGUN
39’luk Tudor’un umut veren bir hoca olduğu kesin. Şu sıralar hemen hemen tüm Avrupa devleri, 40’larında antrenör arıyor, sebebi de yeni nesil çocuklardaki olağanüstü değişim. Bu dijital çağ gençleri daha bireyci. Daha benmerkezci. O yüzden de kariyerlerini otorite üstüne kurgulamış 60’lık hocalar bu nesille uyuşmakta güçlük çekiyor, kulüpler de onlarla aynı dili konuşacak hocalar arıyor. Conte’yi, Tuchel’i, Luis Enrique’yi, Zidane’ı erkenden sisteme sokan sebeplerden biri de bu.
120 KM. KOŞU İSTİKRARI
Sezon başı ligin en çok koşan takımı Karabük’tü. Bu durumu, geçirdikleri iyi yaz kampına bağlayabiliriz. Ama aynı tempoyu sezonun geneline yaydılar. Karabüklü bir oyuncu kardeşimle konuştum, hafta içi 2 gün ekstra fizik yükleme yapıyorlarmış. Enteresan olan bu koşu kalitesinin yaşlı bir takımla yakalanması: Ana arterleri Skulason 34, Kerim, Seleznov ve Hakan 32, Dany, Yatabare ve Latovlevici 31, Tanase ve Ceyhun 30, Traore 29 yaşında. G.Saray da Karabük’ten genç değil malum.
ÜÇLÜ OYNAMA BECERİSİ
Karabük’le ilgili bir başka önemli detay da, 27 puanı ligin en zayıf ekiplerinden biriyle toplamaları. Transfermarkt verilerine göre, oyuncu değerleri toplamında 18 takım içinde 16’ncılar. Yaz transfer döneminde bonservis harcamaları sıfır. Kışın da 300 bin Euro harcamışlar. Ve Tudor bu zayıf takımı taktik disiplinle bir noktaya getirdi. Beşiktaş önünde ilk yarıda Juventus 3-5-2’sini, 2. devrede Tanase sakatlandığı için Chelsea 3-4-3’ünü uygulamaları etkileyici. Karabüklülerden aldığım bilgilere göre, sezon başı kampında üçlü savunmayı denemişler, ama bunu bir B planı olarak cepte tutmayı uygun görmüş Tudor. G.Saray malzemesiyle de zaman zaman çok uygun görünüyordu oysa 3-5-2 ya da 3-4-3 seçeneği...
TAKTİK LİGİ ÜRÜNÜ
Tudor’un en önemli avantajı da dezavantajı da, tedrisatını Serie A’dan alması... Dünyanın bir numaralı taktik liginde oynadığı için, taktik disiplinler konusunda usta. Ama bugün İtalyan hocalar genel olarak taktik disiplini fetişisti oldukları için de bir türlü genç oyunculara forma şansı veremiyorlar. Tudor acaba gençleşme mecburiyeti olan G.Saray’da 20’likleri zihnindeki taktik plana adapte edebilecek mi? Yoksa o da Serie A’daki hocaların kolaycılığına başvurup yaşlı oyuncu grubuyla mı devam edecek?
ÖZBEK YÖNETİMİ, İSTANBUL’U TERK ETMELİ!
Tudor’un bir diğer handikabı da, G.Saray yönetiminin eş teknik direktörlük modeline alışmış olması. Her maçtan sonra iki zengin fanatiğin çıkıp Riekerink’ten fazla teknik analiz yapması. İlk 11’e karışabilmeleri. G.Saray yönetimi eğer Tudor’dan başarı bekliyorsa, onun çalışma alanına müdahale etmemeli. Tudor’un önüne bu sezonu “hazırlık yılı”, gelecek sezonu “hedef yılı” olarak benimseyecek planı koyabilmeli. Özbek yönetimi bu baharda kulübe faydalı olmak istiyorsa, hepsi İstanbul’u terk edip Çin’e, Katar’a, Hindistan’a, Japonya’ya dağılsınlar ve G.Saray’ın bu veteranlar listesini pazarlayacak kulüpleri arasınlar. Çünkü bu G.Saray’ın, bu veteran listesi ve bu fahiş maaş yüküyle neşter zamanı geldi de geçiyor bile.
Paylaş