Paylaş
1- Süper Lig’in 37’nci haftası büyük bir derbiye sahne oluyor. İki dev takımı tabloda 6 puan ayırıyor. Bu 6 puan kapatılabilecek bir mesafe mi? Bugünkü derbi maçın Süper Lig’in kaderine tesir imkânı sizce ne kadar?
Aslına bakarsanız, bu derbinin ligin 37’nci haftasında oynanması tesadüf değil. TFF, fikstürü çekerken derbilerin yerini önden manuel olarak belirliyor. Zaten o yüzden de iki sezondur Galatasaray-Fenerbahçe derbisi ligin 37’nci haftasında oynanıyor. Geçen yıl Galatasaray derbiye şampiyon unvanıyla çıkmıştı, tamamen prestij müsabakasına dönüşmüştü o maç. Sarı kırmızılılar bu yıl da 6 puan farkla geldiler 37’nci haftaya.
37’NCi HAFTA ISRARI MANASIZ
O zaman ister istemez şu soru geliyor akla: Galatasaray-Fenerbahçe derbisini bile bile-göre göre 37’nci haftaya koymak sizce mantıklı mı? Derbiyi 34,35 ya da 36’ncı hafta oynatsanız daha fazla anlamlı olacağı ortada. Üstelik geçen sezon da aynı hatayla derbiyi manasız hale getirmişsiniz. Ama bu yıl yine ısrarla 37’nci haftaya koymuşsunuz ligin en büyük maçını. Yeni TFF, umarım gelecek sezon yine ezbere 37’nci haftaya koymaz bu derbiyi.
BU LiGE 20 TAKIM FAZLA
Sorunuzun yanıtına gelince... Eğer 20 takımla bir lig oynatıyorsanız ve Avrupa’ya sadece 5 temsilci yollayabiliyorsanız, ligin son haftalarında oynanan maçlar adeta bir piyangoya dönüşüyor! Şu anda ligde hiçbir hedefi kalmamış 5 takım var (İstanbulspor, Sivas, Antalyaspor, Adana Demirspor ve Rizespor). Önümüzdeki hafta hedefsiz takım sayısı 10 olacak. O yüzden de yılın kaderini belirlemesini beklediğin hafta, gazozuna maçlarla dolacak. Avrupa’ya 5 ekip gönderebilen bir lige 20 takım çok fazla.
GAZOZUNA MAÇLAR
Ligi altıncı bitirmekle 16’ncı bitirmek arasında teknik olarak bir fark yok şu anda. Eğer Premier Lig’de bitime 2 hafta kala ilk iki arasında 6 puan fark olsaydı yarış sürüyor derdim. Ama bizim ligde son haftaya kimin iddiası kalacak, kim gazozuna maça çıkacak bilmeden konuşmak imkânsız.
OKAN BURUK’UN EKiBiNiN BERABERLiK ViTESi YOK
2- Galatasaray 99 puanla rekorları alt üst ederek geliyor derbiye. Ve bugün sarı kırmızılılara şampiyonluk için 1 puan yetiyor. Sizce Galatasaray nasıl bir futbol ortaya koyacak?
Okan Hoca, Galatasaray’ın başında 75’inci lig maçına çıkıyor. Geçen sezon yalnızca 4, bu yıl da 3’ünden beraberlikle ayrıldı. Üstelik geçen sezonki beraberlikleri de 2-2’lik Alanya, 3-3’lük Karagümrük gibi fantastik maçlar. Ben Okan Buruk’un Galatasaray’ının bir beraberlik vitesi olduğunu düşünmüyorum.
HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADI
Zaten bu sezonun en büyük hayal kırıklığını da beraberlik vitesini oynamayan çalıştıkları Prag’da yaşadılar. Eğer o gün Prag’da Galatasaray’a beraberlik yetmeseydi, sarı kırmızılılar sahaya galibiyet için çıksalardı belki de farklı olacaktı hikâye. Bugünkü derbide de ben Galatasaray’ın sahaya beraberlik hedefiyle çıkacağını sanmıyorum. Bunu yapabileceklerini de sanmıyorum. Bence Galatasaray oyununun tek bir vitesi var, beraberlik vitesi yok. Galatasaray’ın bir başka özelliği de stres yönetimi becerisi. Bu sezon Galatasaray’la Fenerbahçe arasındaki 6 puanlık farkın oluşma nedeni de bence bu, stres yükseldiğinde sarı kırmızılı oyuncuların sakin kalması.
SÜRPRiZ KAHRAMANLAR
Fenerbahçe’nin Samsun maçında durum 1-1’e geldiğinde hâlâ yarım saati vardı. Alanya müsabakası 2-2’ye geldiğinde daha dakikalar 63’ü gösteriyordu. Yarım saat soğukkanlı oynayıp çeviremediler o maçları. Oysa Galatasaray, kötü oynadığı bir günde Kasımpaşa’yı uzatmalarda Vinicius’la, geçtiğimiz hafta Karagümrük’ü 90’da Berkan’la geçti. Galatasaray’da stres yükseldiğinde beklenmedik kahramanların sahneye çıkması sürpriz değil. Galatasaray bütünüyle daha sakin bir mekanizma. Fenerbahçe’yse ekstra stresli.
F.BAHÇE SADECE G.SARAY’I DEĞiL LiGiN TARiHiNi DE YENMEK ZORUNDA
3- Fenerbahçe için sezonun kader maçı. 4 hedeften elde şu anda 1 tane kaldı, onun için de en ufak bir kayıp yaşamamaları gerek. Fenerbahçe’nin bu atmosferde galibiyet şansı nedir?
Galatasaray’la Fenerbahçe’nin bu sezonki yarışını 2018-19 Premier Lig sezonuna benzetiyorum ben. O yıl hem City, hem de Liverpool uçuşa geçmişler, Klopp’un talebeleri tam 97 puan toplamalarına rağmen şampiyon olamamışlardı. O sezonun kaderini City-Liverpool maçında Stones’un 11 milimetre farkla çizgiden çıkardığı top belirlemişti. Süper Lig’de bu sezona biraz öyle bakıyorum ben: Adeta 11 milimetre fark var iki takımın arasında...
PUAN REKORU KOLAY KIRILMAZ
Galatasaray zaten Süper Lig tarihinde 100 puan barajını geçen ilk takım olmak üzere. Bu rekorun yakın gelecekte kırılmasının da kolay olduğunu zannetmiyorum. Fenerbahçe 93 puan toplamış. Geride kalan 65 sezonun 64’ünde o 93 puan şampiyonluğa yetiyordu. Bu sezon yetmiyor. Fenerbahçe’nin başarısız bir sezon geçirdiğini söyleyemeyiz. Ama şampiyonluk için başarılı olmanız yetmiyor, en iyi olmalısınız.
30 YILLIK YÜK VAR
Fenerbahçe’nin bugün kazanması için sadece Galatasaray’ı değil, tarihini de yenmesi gerekiyor gibi geliyor bana. Çünkü Galatasaray özellikle son 30 yıldır bir Nisan-Mayıs takımı... 1993’ten beri Galatasaray 20 kez zirve yarışı yapmış. Bu yıl da finişi görürse 16 şampiyonluk, 4 ikincilik yazmış olacak hanesine bu süreçte. Fenerbahçe’nin de 1993’ten beri ligde 20 zirve yarışı var; 7’sini şampiyon, 13’ünü ikinci bitirmiş. Fenerbahçeli futbolcular bugün sahaya 30 yıllık bir tarihi yükle çıkıyorlar sanki sırtlarında.
GOLLERi BAŞKANLAR DEĞiL FUTBOLCULAR ATIYOR
4- Son olarak, Galatasaray da, Fenerbahçe de bu yaz seçimli kongreye gidiyorlar. Sizce bu derbinin neticesi iki büyük kulübün kongrelerine tesir etme kudretinde mi?
Fenerbahçe’de 30 yıldır Ali Şen, Aziz Yıldırım ve Ali Koç başkanlık yapıyor. Görünen o ki, en az 3 sene daha bu mantalite devam edecek başkanlığa. Bu süreçte Galatasaray 16 tane şampiyonluk almış, araya bir de Avrupa kupası sıkıştırmış! Üstelik altı kere başkan değiştirerek.
ESAS SORUN MANTALiTE
Sarı lacivertlilerin meselesinin başkanlarla değil, mantaliteyle ilgili olduğunu düşünüyorum ben. Fenerbahçe 30 yıldır sanal düşmanlar yaratıp değirmenlerle savaşan bir görüntü içinde. Başkanlar sürekli futbolculardan ve teknik adamlardan daha önemli. Başkanlar adeta süperstar! Ancak bildiğim kadarıyla yeşil zeminde golleri başkanlar değil, futbolcular atıyor. Haziran’daki kongrelerin neticesi ne olur bilemiyorum. Ancak şunu biliyorum: Seçim sonrasında başkanların esas aktörlerin kendilerinin değil, futbolcular ve teknik adamlar olduğunun bilincine varmaları gerek.
Paylaş