Paylaş
Galatasaray’sa dün, üçte biri değerindeki Ludogorets kadar oynama duygusuna sahip değildi Başakşehir karşısında. Tudor, Eren’le başladı, çünkü Gençlerbirliği önünde uzun metrajlı paslarla iş yapmışlardı. Bu çağ dışı düşüncenin Başakşehir’e karşı da işleyeceğini düşündü Tudor. İşlemedi elbette. Galatasaray maçın bütününde sadece 45’le 55 arası bir büyük takım gibi oynadı; o bölümde golü buldu zaten. Kalan 80 dakikadaysa bir büyüğe yakışacak hiçbir şey yapmadılar. Yerden oynamadılar, 5 pas üst üste yapamadılar, hücumda çoğalmadılar. Sadece kaldırdılar topu. Forması büyük, mantalitesi küçük bir takım vardı sahada.
BOŞ ALANLARI SAVUNUYORLAR!
Visca harikaydı, Elia da öyle. Ama Tudor’un hataları oyunun kaderinde o kadar etkili ki, hikâyeyi onun üstünden anlatmaya mecbur kalıyorsunuz. 80’e kadar değişiklik yapmayıp takımının mahkumiyetini izlemesi akıl almaz. Attamah’ın golünde sadece o değil, Epureanu da, Adebayor da bomboş. Rakibinizin en temel 3 hava silahı boşsa, siz neyi savunuyorsunuz Allah aşkına? Golleri alanlar değil adamlar atıyor. Galatasaraylılarsa boş alanları savunuyorlar şaşkınlıkla!
Trabzon ve Başakşehir önündeki zayıf performanslara bakarsak, Tudor’un mantalitesini değiştirmesi şart gibi. Yoksa değişen o olacak.
MAÇIN ADAMI: ADEBAYOR
DENAYER belki hızlı koşuyor ama Adebayor da hızlı düşünüyor. Maicon belki fiziksel olarak kuvvetli, Adebayor’sa mental olarak. Bir Adebayor başyapıtı izledik dün gece.
Paylaş