Paylaş
Dün de öyle başladı maça. Kenarlarda Juanfran-Davidson, merkezde Siopis-Berkan-Salih-Efecan’la kalabalık bir orta saha. Fenerbahçe’nin son üç rakibine karşı üstünlük kurduğu yere alınmış direkt bir önlemdi bu. Maçın ilk yarısı bir satranç müsabakası hüviyetinde geçti: Alanya önde baskıyla Fenerbahçe’yi zaman zaman zor durumlara düşürdü. Bu bölümde Harun ve Serdar’ın geriden çıkışlarda topu iyi kullanamamaları göze battı.
GÖKHAN'IN YORGUNLUĞU
Sarı lacivertliler birinci bölgeyi geçtiklerinde ikinci bölgede yine fark yarattılar, Caner ve Ozan’la da iki yarım pozisyon buldular. Ancak maçın kader anı 40’ıncı dakikaydı. Alanya hücumunda bir uzun pasta Gökhan ıskaladı. Pektemek net pozisyonu değerlendiremedi ama yorulduğu çok belliydi 36 yaşındaki Fenerbahçe sağ bekinin. Gökhan’ın o yorgunluğu, iki dakika sonra önce bir pas hatası, sonra da yanlış bir faul kararı getirdi. Fenerbahçe 10 kişi kaldı o dakikada. Ve o anda aklıma gelen soru şuydu:
PATRONLAR KULÜBÜ
Davidson’lu Alanya’ya karşı sağ çizgiyi 36’lık Gökhan ve sakatlıktan yeni çıkmış Mesut’la kurmak doğru muydu? Bence Belözoğlu bu maça Mesut’la değil, Gustavo’yla başlamalıydı. Merkezde Gustavo, sağ çizgide Ozan’la daha dengeli bir 11 kurulabilirdi bence. Zaten ilk 11’inde 30 yaş üstü 7 oyuncusu var Fenerbahçe’nin. Mesut’un da eklenmesiyle patronlar kulübüne dönüşmüştü dün sarı lacivertli takım. Dört fil, dört atla bir satranç maçını kazanamazsınız. Piyon da lazım zira size. İkinci devrede sayısal üstünlüğü de ele geçiren Alanyalılar, Fenerbahçe kalesini sarstılar ama direklere takıldılar. Eğer Berkan doğru yerlere koşu yapmadaki ustalığını şutlarına da yansıtabilse skor yapması işten değildi doğrusu.
Paylaş