Paylaş
Güneş, rakibin etkili ayaklarından çekinerek takımı beşli savunmaya döndürmüş, Bülent-Alpay ikilisinin arkasına Ümit Özat’ı libero olarak eklemişti. Bazen o tek değişiklik, tek değişiklikten fazlasıdır. Takımınızı zincirler, çekingenleştirir ve diğer oyuncuların da maça bakışını ciddi biçimde etkiler. 2002’de elbette Brezilya çok güçlü bir kadroya sahipti ama biz her iki maçı da maalesef gereğinden fazla tutucu stratejilerle oynadık. Ve kaybettik
5-4-1'E DÖNMEK HATAYDI
Regragui’nin de dün 5-4- 1’e dönüşü benzer bir hataydı bence. Orta sahanın en iyilerinden Amallah’ı kenarda oturtup üç stoperle maça başlamak Fas’ı sarstı. İlk 20 dakika adeta maça giremediler. Bir gol yediler, bir top da direkten döndü. Ve ancak Saiss’in sakatlığı sonrası normal dizilişlerine, 4-3-3’e dönünce gerçek kimliklerine kavuştular. Fransa’yı çok zorladılar. Ancak o rötuş da iki sebeple finale yetmedi:
1- KOZLARI ÇABUKLUK OLACAK
Fransa, dün iyi bir gününde olmasa da çok çabuk bir takım. Sadece süratli oyunculardan oluşmuyorlar, topu da çok hızlı dolaştırıyorlar. Şampiyonadaki 32 ekibi bilgisayarlara benzetirsek, en yüksek RAM’e sahip takımın Fransa olduğunu söyleyebiliriz. Anakartı Messi olan Arjantin karşısında da en büyük kozları bu çabuklukları olacak muhtemelen.
2- 7 ÜLKE AMBARGO KOYDU
Brezilya, Arjantin, Almanya, İtalya, Fransa, İspanya ve Hollanda... Son 50 yılda bu takımlar dışında Dünya Kupası finali gören tek bir ülke var (Hırvatistan 2018). Dünya Kupası’nda belki gruplarda ya da çeyrek finallerde sürprizlere imza atabiliyorsunuz. Ama final farklı. Bu yedi büyük ülke, yarım yüzyıldır finallere ambargo koymuş durumdalar. Ve 2022’nin finalinde de sürprize izin vermediler maalesef.
Paylaş