Paylaş
Maç başına 2,22 puan ortalamasıyla ligin gizli liderleri olan iki ekip de 19’ar resmi müsabaka oynadılar, Avrupa’da 90 dakikalarda maç kaybetmediler. Kadıköy’de bir taktik savaşı izleyeceğiz muhtemelen: F.Bahçe önde yoğun baskıyla Ndayishimiye’siz Başakşehir savunmasını pas hatasına zorlamaya çalışacak. Belözoğlu ise rakibini üstüne çekip, Keny’nin kafasıyla buluşturduğu toplarla baskın hücum arayacak.
Jesus’un F.Bahçe’si şu anda ligin en çok skor yapan, en yüksek averaj yakalayan, en fazla net pozisyona giren (37), en fazla gol beklentisi yaratan (19,56) takımı. 20 Temmuz’da D.Kiev maçıyla resmi olarak sezonu açan Jorge Jesus üç ayda takımını çok iyi bir seviyeye taşıdı, nerdeyse 20 metrelik mesafede oynayan kompakt bir makine yarattı. F.Bahçe’nin kompakt grubu hem savunmada hem de hücumda iyi istatistikler yakaladı: Maç başına 6,11 isabetli şutla bu kategoride ligin zirvesindeler. Ayrıca 9 maçta rakiplerine verdikleri 72 şut fırsatı da ligin en düşük sayısı. Yani rakamlar, F.Bahçe için işlerin oldukça yolunda olduğunu gösteriyor.
Jesus’un F.Bahçe’sini tanımlayan 3 başlık: Rekabet, iştah ve pres
Jesus’lu Fenerbahçe’yi sanırım üç ana başlıkla tanımlayabiliriz:
1- Rekabet: Fenerbahçe’nin bir ideal 11’i yok, adeta ideal 25’i var. Jesus, 3 ayda 19 maç yapan takımını iki cephede tüm oyuncularını dengeli kullanarak üst seviyede tutmayı başardı.
2- İştah: Sarı-lacivertliler 1’inci dakikadan 90’ıncı dakikaya kadar hemen hemen aynı iştahlı futbolu oynuyorlar. Takımın ilk devrenin uzatmalarında üç, ikinci devrenin uzatmalarında dört golü olması bunun kanıtı sayılabilir.
3- Pres: Fenerbahçe ligde ve Avrupa’da her rakibine karşı hücum pres stratejisinden vazgeçmedi. Başakşehir ligin geriden oyun kurma konusunda en başarılı takımlarından. Ancak bugün ligin bu konudaki belki en usta ismi Ndayishimiye’nin yokluğu bir dezavantaj.
Her rakibe 6-7 kişiyle baskıya gitmenin bir faturası da var
Tabii ki Jesus’un bu yoğun presli oyununun handikapları da söz konusu. Her rakibe altı-yedi kişiyle öne baskıya gitmenin bir faturası var; savunmanız da takım boyunu kısaltmak, çok öne çıkmak zorunda.
Yoksa bloklar arası önemli boşluklar verirsiniz haliyle. Bloklar arası alan verilmemesi için öne çıkan savunma bu kez arkada büyük bir boşluk bırakıyor. Ve bu yüksek savunmanın çaresini de ofsayt taktiğiyle arıyor.
Haliyle Fenerbahçe’nin karşısına çıkan hemen her teknik adam da bu ofsayt taktiğine özel hazırlanıyor.
Başakşehir, F,Bahçe’nin yüksek savunmasını Keny ile aşabilir
Fenerbahçe’nin bu yüksek savunmasını şu ana kadar en fazla zorlayan takımlar Rennes ve Adana Demirspor olmuşlardı. Başakşehir’in de bu takımlara benzer şekilde yüksek savunma hattının ortasına, arkasına ya da iki kenarına toplar atacağı kesin.
HAVADA BÜYÜK FARK YARATTI
Emre Belözoğlu, Beşiktaş karşısında en uçta Keny’yi tercih etmiş, topa nispeten az sahip olmuş ama kazandıklarında Senegalli santrforu havada kullanmayı başarmıştı. Keny, Beşiktaş’a karşı 11 hava mücadelesinin 9’unu kazanmış, onun o duvar oyunu zaten 3 puanda başrol oynamıştı.
Başakşehir, yüzde 56,5 ile ligin topla en fazla oynayan takımlarından. Geriden pasla çıkmayı seviyorlar, muhtemelen presçi Fenerbahçe’ye karşı bu dozu biraz azaltıp akılcı davranmaları gerekecek. Başakşehir bu sezon 9 lig maçının 7’sinde kalesini kapadı.
GERiDEN PASLA ÇIKACAKLAR
Volkan Babacan yüzde 94 gibi fantastik bir kurtarış yüzdesiyle oynuyor. Bu müsabakada da geriden pasla oyuna çıkacaklar, ama özellikle Keny 11’de başlarsa topu onun kafasıyla buluşturmak isteyecekler. Muhtemelen taktik savaşı şeklinde geçecek bu maçta havada Keny-Gustavo rekabeti olması da mümkün.
Serdar, Deniz ve Berkay’la Ankaragücü taktiği sürpriz olmaz
Aslında önceki hafta Ankaragücü de Fenerbahçe’nin yüksek savunmasına karşı birkaç başarılı geçiş aksiyonu yaratmıştı. Ömer Erdoğan sıkça hem Beridze, hem Sowe hem de Jese’yi aynı anda savunma sırtına koşturmayı denedi.
Aynı anda birden fazla koşucu olması zaman zaman Fenerbahçe’nin yüksek savunma hattını zorladı. Başakşehir’in de Serdar, Deniz, Berkay gibi oyuncularla bu taktiği denemesi sürpriz olmaz.
Paylaş