Ekim 2014 - temmuz 2018 hattı

Tarih, 2 Ekim 2014’tü. Beşiktaş, Avrupa Ligi gruplarında White Hart Lane’e konuktu. Bilic’in takımı, Devler Ligi ön elemesinde Arsenal’i sarsmış ama yıkamamıştı. O yıl İngilizler’e karşı alınan iyi sonuçlar, Bilic’i de adaya taşıyan faktör olacaktı zaten. Beşiktaş da o yıllarda attığı tohumların ödülünü, Güneş döneminde 2 şampiyonluk ve bir namağlup Devler Ligi grup performansı ile toplayacaktı.

Tottenham’ın tutkulu menajeri Pochettino ise, o maçta alternatif oyunculara şans veriyor; lig kadrosunu genişletmenin yollarını arıyordu.

Tottenham’ın 18 numarası Kane, o sırada 21 yaşındaydı. 2014-15’te Premier Lig’de henüz ilk 11 şansı bulamamıştı. Beşiktaş’a karşıysa Soldado’nun arkasında 10 numara rolünde forma şansı buldu Kane... “Şiir” gibi oynadı o gün. Topu her alışında tehlike yaratıyor, şutlarıyla Tolga’ya kabuslar yaşatıyordu. Maç 1-1 bitti, golü de o attı. O günkü büyüleyici performansı onu takımın ilk 11’ine taşıdı. Yılı 31 gol-6 asistle kapadı. O sezon ilk kez milli formayı giydi. İngiliz futbolu için de artık bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

Kane’in sürüklediği İngilizler 28 yıl sonra Dünya Kupası’nda son dört gördüler, ama Hırvatlar’ın kadro derinliğini aşamadılar. Dakikalar ilerledikçe İngilizler’in 11 buçuk kişilik kadrosu tükendi, Hırvatlar’sa derin kadrolarıyla yine hak ederek çevirdiler oyunu. 3 maç üst üste uzatmalarda oyunu çevirmek, herkesin yapabileceği bir iş değil. Hak ederek finale çıktı Hırvatlar...


VAR KONUSUNDA ENDİŞELİYİM
Video hakem uygulamasını birinci günden itibaren tüm kalbimle destekledim. Dördüncü Sanayi Devrimi’nin ve nesnelerin internetinin futboldaki tezahürü olarak görüyorum bu gelişmeleri... Video hakemlik, Dünya Kupası’nda da harika bir sınav verdi, sporun zirvesinde neredeyse hatasız bir ay geçirmek olağanüstü bir başarı.

VAR’ın sıradaki durağının yerel ligler olması doğal. Almanya zaten öncü olarak başladı, İngiltere kupalarda test ediyor. TFF de bu sezon Süper Lig’de VAR uygulamasının başlayacağını açıkladı. 3 puanlı sisteme de ilk geçen liglerden biriydik, VAR’a da hızlı geçişimiz sevindirici.

Ancak bir endişem var: Biz, yeterince çevrimiçi VAR testi yaptık mı sahi? Hollandalılar ve Almanlar birer test sezonu geçirdiler; İngilizler geçen sezon FA Cup ve Lig Kupası’nda sayısız test yaptılar. Acaba biz biraz acele mi ediyoruz, 306 maçta online VAR uygulaması için? Acaba bu sezon önce rastgele 50 maçta test mi yapsaydık?


MONİTÖR HANGİ TARAFTA OLACAK?
Mesela Süper Lig’de hakemin pozisyon tekrarını izleyeceği monitör, Şeref Tribünü tarafında mı, karşıda mı olacak? Şeref Tribünü tarafında olursa, antrenörler-futbolcular hakemi taciz etmeye kalkacaklar mı? Eğer kalkarlarsa hakemlerimiz kartlarını rahatça kullanacaklar mı?
Dünya Kupası, futbolun zirvesi. Hakeme mobbing zor. Kimse kart görüp cezalı duruma düşmek istemiyor, hakemi taciz edemiyor. Ama yerel lig öyle değil ki! Hakemlerimiz mental olarak VAR uygulamasına hazırlar mı, baskıyı kaldırabilecekler mi, ben biraz endişeliyim doğrusu.


SON İKİ MAÇIN YILDIZ ADAYI
Son 2 maç, sadece şampiyonluk değil Altın Top yarışı da demek aslında. Mbappe, ikinci turdan itibaren vites artırdı, Belçika önünde de özgüveniyle parmak ısırttı. Finali kazandırırsa, Altın Top’un da onun olması sürpriz olmaz.


SON İKİ MAÇIN SÜRPRİZ ADAYI
Altın Top’u daha önce sadece bir kez bir kaleci, 2002’de Oliver Kahn kazanmıştı. Eğer finalde bir forvet ön plana çıkmaz, maç kilitlenir ve penaltılara giderse Altın Top’un ikinci kez bir kaleciye gitmesi de söz konusu olabilir.


BASKI GIROUD'NUN ÜSTÜNDE
Yarın daha detaylı ele alacağım, şampiyon Fransa’98 takımının santrforu Guivarch ne yaşadıysa, aynılarını Giroud yaşıyor şu anda. Aime Jacquet, Guivarch’ta sonuna kadar ısrar etmişti. Bakalım Deschamps ne yapacak?


BU DETAYA DİKKAT
Dünya Kupası’nda üçüncülük maçları, sürpriz gollü sonuçlara gebe olmuştur hep. Takımların hedefsizleşmesi ve rahatlaması, gol krallığı yarışını da etkileyebiliyor. Krallık yarışında Lukaku, Kane’i hâlâ tehdit edebilir.