Paylaş
Dün Vodafone Park’ta eğlenceli bir futbol maçı izledik, ama beni neredeyse iyi oyun kadar ilgilendiren şey, iki hocanın bozduğu iki ezberdi. Öncelikle Fuat Çapa’nın sahaya 3-4-3’le çıkmasını önemsiyorum. Anlaşılan o ki, sezon başında tüm Türk teknik adamlar gizli bir evde bir araya gelip tüm takımları 4-2-3-1 oynatma konusunda bir sözleşmeye imza atarken Fuat Çapa orada değilmiş (!) Süper Lig’de Sumudica dışında bir teknik adamın nihayet farklı bir şey denemesi mutluluk verici. Elbette maçları formasyonlar kazanmıyor, oyuncular kazanıyor. Ancak tüm Türk teknik adamların da (kadrolarına, oyuncu listelerine uysun ya da uymasın) 4-2-3-1’den şaşmaları garip gerçekten.
KAZANAN TAKIM BOZULUR
Dünkü maçta yıkıldığına sevindiğim bir başka ezber de, ‘kazanan takım bozulmaz’ saçmalığı... Bu da artık tarihin tozlu sayfaları içinde yok olması gereken bir büyük Türk yanılgısı gerçekten. Dün Sergen Yalçın da gösterdi ki, kazanan takım bozulur. Hatta kaybeden takımı bozmak zaten kolaydır; marifet kazanırken de ufak tefek aksaklıkları görebilmek ve rötuşları yapabilmektir. Welinton/ Necip değişimi belki dünkü maçta çok öne çıkan bir detay değildi; ama bozulan ezber önemli.
RIDVAN HAKKINI ALDI
Dün Welinton-Montero iyiydi; Montero’nun 24’te attığı uzun top, özgüven kazandıkça oyun kurulumunda da fark yaratacağını gösteriyor. Rıdvan hak ettiği formayı geri aldı, üzerine koyarak devam ediyor. Atiba, heykeli dikilmeye yakışır performansını sürdürdü. Aboubakar üç maçtır müthiş oynuyor. Mensah bu sezon gol bölgelerine en çok girdiği maçı oynadı. Ancak iki adamı, sağ çizgi ikilisi Rosier-Ghezzal’ı ayrı bir yere koymak gerek. Dün bize düşük bütçeli bir ‘Trent-Salah’ filmi izlettiler adeta. Her bağlantıları anlamlıydı, her çıkışları etkiliydi. Uzun zamandır bir çizgide bu kadar uyumlu, bu kadar birbirini yükselten bir kanat ikilisi izlemiyorduk.
Misli.com'a üye ol, Sanal Oyun kuponu yap, 10 TL kazan! Sadece Misli.com'da, hemen üye ol...
Paylaş