Paylaş
KAYSERİSPOR ligde neredeyse tüm istatistiklerde son sırada: 88 denemeyle ligin en az şut atan takımı. Topa sahip olmada 6 ekibin önünde olmasına rağmen, yüzde 22 ile üçüncü bölgede en az oynayan takım. İlk 9 maçta açık oyunda sadece 3 gol atabilmişler. Ligin hem en çok gol yiyen, hem de duran toptan kalesinde en fazla gol gören ekibi olarak çıktı maça Kayseri.
Zaten yaklaşık 100 günde 3 teknik adam değiştirmişler. Üç gündür görevde olan bir menajerden de kalite departmanında bu kadar zayıf bir ekibe sihirli değnekle dokunmasını bekleyemezsiniz. Doğal olarak dün de topu rakibe bıraktılar, dün de topun arkasına geçip kontra atak kovaladılar. Ancak Bülent Hoca, 3 günde düzelebilecek ne varsa onu düzeltmiş bence: Geçen haftalara göre daha kompakt durdular. Pozisyon bilinçleri daha yüksekti. Bülent Uygun, geçen hafta Malatya’dan 4 yiyen takımdan üç değişiklik yapmıştı: Rienstra’nın yerinde oynayan Abdennour daha sertti. Muriç’le bire bir oynadı. Hasan Hüseyin’in yerindeki Djedje daha çalışkandı. Adebayor’sa her zamanki Adebayor... Zekasıyla takımını defalarca kontra atağa çıkardı, presiyle de birçok pozisyonda Fenerbahçe’nin hızlı çıkışını engelledi.
Bir büyük takım deplasmana gidiyorsa, rakibi kompakt duruyorsa, yakın oynuyorsa, göğüs göğse çarpışıyorsa, farkı kaliteli ayaklarının yaratması beklenir. Daha seri oynamak, tempoyu yükseltmek zorundadır büyük takım. Dün Fenerbahçe’nin üç topu direkten döndü, birkaç pozisyonda da kaleci Lung devreye girdi. Ancak sarı lacivertlilerin de bu tarz kapalı rakipleri çözmesini, bire birde adam eksiltmesini bekleyeceği adamları Moses ve Rodrigues bu katkıyı tam anlamıyla yapamadılar. Muriç’in indirdiği ve değerlendirilemeyen pozisyonlara bakılınca, bu tarz maçlarda Fenerbahçe daha uzun süre çift santrforla oynayabilir diye düşündüm doğrusu.
Arda Kardeşler'e dair...
BİRER birer pozisyon analizine girmeyeceğim, zaten tarzım da değil. Üstelik Süper Lig’de hakem havuzunun değişmesini, gençlere cesaretle görev verilmesini destekleyenlerdenim. Ancak Arda Kardeşler’de o potansiyel yok sanki. İlk çıktıklarında Mete Kalkavan’ın, Halil Umut Meler’in gözünde olan o parıltı yok. Gençlere yatırıma varım, ama doğru gençlere yatırım yapmak gerek.
Paylaş