Paylaş
Ben 30 senedir böyle bir şey görmedim, izleyemediğim 30 yılda da yaşandığını sanmıyorum: Türk futbolu, tarihinde ilk kez Avrupa kupalarında bilinçli olarak alternatif kadrolarla temsil ediliyor. Ve bu ihaneti yapanlar, konunun sadece ülke puanından ibaret olduğunu düşünüyorlar. Hayır, konu sadece ülke puanı değil. Hatta ülke puanı, konunun en önemli parçası bile değil. Çok daha önemli bir şeyi, uluslararası itibarımızı kaybediyoruz sizin bu ilkel tercihlerinizle. Hafta içinde yaşananları biliyorsunuz: Beşiktaş ve Trabzonspor, matematiksel olarak şansları devam ettiği halde Portekiz ve Rusya deplasmanlarına ağırlıklı alternatif kadrolarıyla çıktılar. İki temsilcimiz de ligdeki asıl (!) sınavlarında 8’er oyuncu birden değiştirdiler. Trabzonspor’un Krasnodar deplasmanında ilk 11’de oynayan Muhammet, ligde 21 kişilik kadroda yoktu. İzini sürdüm, U19 takımına dönmüş, orada maça çıkmış. Yani kısacası, peşinen kabul edilmiş iki yenilgi aldık Avrupa’da.
RAKİPLER ROTASYON YAPMIYOR
Avusturya Ligi’nde şampiyonluk yarışı yapan Wolfberger, Sturm Graz maçını kazanan ilk 11’in bire bir aynısıyla Başakşehir önüne çıktı. Sonra da yine aynı 11 adamla lider Salzburg’u ağırladı. Gerhard struber, tek bir oyuncu değiştirmedi ilk 11’inde. Rusya Ligi’nde şampiyonluk yarışı yapan Krasnodar, Rostov maçında oynayan 9 adamla Trabzonspor önüne çıktı. Orada oynayan 8 oyuncu da, Lokomotiv deplasmanındaydı. Portekiz Ligi’nde tekrar Avrupa Ligi potasında olmak isteyen Braga da Beşiktaş 11’inin bire bir aynısıyla pazar gecesi Guimaraes deplasmanına gitti.
PERŞEMBE-PAZAR OYNATAMIYORUZ
Braga A ve Krasnodar, ekonomik olarak Beşiktaş, Trabzonspor, Galatasaray, Fenerbahçe düzeyinde seyreden takımlar. Yani bizim direkt rakiplerimiz. Bu kulüpler, kendi oyuncularını perşembe-pazar oynatırken, biz oynatamıyoruz. Braga’nın, Beşiktaş’ın, Krasnodar’ın ya da Trabzonspor’un futbolcuları, benzer standartta, yakın kalitede adamlar. Onlar yorulmuyorken, bizimkiler niye yoruluyor sahi? Aynı Manuel Fernandes, bugün Beşiktaş forması giyiyor olsa, muhtemelen “Haftada 3 maç oynayamıyor” diyecektik. Ama Krasnodar’da oynuyor! İki ihtimal var öyleyse: Ya sadece Süper Lig oyuncuları kırılgan. Sadece bunlar yoruluyor. Ya da bu antrenörler, bu oyuncuları hazırlayamıyor. Oynatamıyor. Aşırı ihtimamla oyuncuyu tembelleştiriyor. Zaten Abdullah Avcı döneminde haftada 2 maç oynayamayan Başakşehir’in şu anda Avrupa’da lider olmasından da anlaşılıyor problem.
SADECE ÜLKE PUANI DEĞİL KULÜP PUANINI DA TÜKETTİNİZ
Evet, ülke puanı açısından kritik bir eşikteyiz. Bu sezonu 11’inci tamamlamak, 2021’de şampiyonumuzun direkt Devler Ligi bileti alamaması anlamına gelebilir. Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi galiplerinin kendi liglerinden bilet almasına bağımlı oluyoruz. Ama mesele bundan da ibaret değil. Beşiktaş, bu yıl Avrupa Ligi kurasına birinci torbadan girdi. Zira Şenol Güneş döneminde kulüp puanı tavan yaptı. Bugünkü zihniyet sürerse, Beşiktaş’ın bir-iki yıl içinde birinci torbada kalamaması sürpriz olmaz.
ÜLKENİN İTİBARINI DA ZEDELEDİNİZ
Everton Cenk’i nerede izleyip beğendi? G.Saray, Ozan’ı nasıl o rakamlara sattı sizce? Transferde güçlü olmanızın tek yolu, Avrupa’da başarı. Bu sevimsiz rotasyoncular, ülkenin de, ligin de, büyük kulüplerin de uluslararası itibarını mahvediyorlar. Kulüplerin ekonomik olarak düzlüğe çıkmasının bir numaralı yolu, Avrupa’da başarı. Buradan TFF yönetimine sesleniyorum: Bu vizyonsuz antrenörlerin, ülke futbolunun kaderiyle oynamasına müsaade edemezsiniz. Daha geçtiğimiz hafta NBA yönetimi, Clippers kulübünü 50 bin dolar cezalandırdı. Sebebi koç Doc Rivers’ın, Kawhi Leonard’ı bir maç bilinçli oynatmama havası oluşturması. Ya Süper Lig statüsüne ‘tüm maçlarda en iyi 11’inizle oynama şartı’ koyacaksınız. Ki bu şart, Premier Lig’de var. Ya da bu rotasyoncu hocalara Avrupa yasağı getireceksiniz. Koskoca kulüpler, dev global markalarımız, bu vizyonsuzluğun oyuncağı olamaz, olmamalı bence.
Paylaş