Paylaş
Savaş, deprem, çığ, yangın, koronavirüs derken kişisel tarihimizde 2020, unutulmaya çalışılacak bir sene olma yolunda. Korona günlerinde aşk zor. Futbol konuşmak, yazmak daha zor. 2020’de futbolda hatırlanmaya değer gerçekten çok az sayıda şey yaşandı. Bu kötü günde, 2020’nin o küçük futbol kırıntılarından birini yazmak istedim ben de. 10 Şubat’ta tüm dünyanın merakla izlediği 92. Akademi Ödülleri törenine bir Koreli yönetmenin bir Belçikalı futbolcuya hayranlığının damga vuracağını önceden tahmin etmek, herhalde pek mümkün değildi. ‘En iyi film’ ve ‘en iyi yönetmen’ dahil 4 dalda Oscar’ı kazanan Güney Koreli yönetmen Bong Joon-ho, hayalindeki yemek masasındaki isimler arasında Kevin de Bruyne’yi de sayınca hafızam beni birkaç yıl geriye, bu hikâyenin başladığı yere götürdü.
DE BRUYNE’NiN HAYATINI DEĞiŞTiREN KONUŞMA
Tarih, Aralık 2013... Yer Londra... O sıralarda 22 yaşında olan Kevin de Bruyne, iki kez kiralanıp geri döndüğü Chelsea’de kendini ispat etme uğraşı içinde. Genç Belçikalı sezona iyi başlamış, ama ağustostan sonra Mourinho onu tamamen unutmuş ve kulübeye mahkum etmiş. Aralık 2013’te De Bruyne’nin beklediği o mesaj nihayet telefonuna geliyor, hocası onu odasına çağırıyor. O güne kadar kulüp hiyerarşisiyle neredeyse hiç konuşma şansı bulamayan De Bruyne heyecanla görüşmeye gidiyor, ama maalesef beklediği sıcaklığı göremiyor. Belçikalı futbolcu, o görüşmeyi PlayersTribune’e kendi ağzından şöyle anlatıyor:
“Hocanın elinde birtakım kağıtlar vardı. Okumaya başladı. 1 asist, 0 gol, 10 top kazanma... Ne anlattığını anlamam herhalde bir dakika sürdü. Benim sezon istatistiklerimi söylüyordu. Sonra diğer ofansif orta sahalarınkileri saydı: Willian, Schürrle, Mata, Hazard, 5 gol, 10 asist filan hepsi. Yanıt vermemi bekliyor gibiydi. Onların 15-20 maç, benim sadece 3 maç oynadığımı söyledim. Ama kararı kesindi. O sırada onun altıncı tercihi olduğumu, Mata giderse beşinci sıraya çıkacağımı söyledi. İşte hayatımın kırılma anı orasıydı. O anda, beni istemediklerini anladım”
Bu görüşmeden birkaç gün sonra Chelsea, 8 milyona aldığı De Bruyne’yi 22 milyona Wolfsburg’a sattı. De Bruyne bir buçuk sezonda Almanya’yı büyüledi, tam 54 gol katkısı yaptı ve Premier Lig’e geri döndü.
Şu anda Manchester City’de beşinci sezonunu yaşıyor ve bence Messi-Ronaldo çağı sonrası yeniden dağıtılacak kartların en güçlü favorilerinden. Eğer De Bruyne şu anda City’de değil Chelsea’de olsa muhtemelen iki kulübün de, Premier Lig’in de, hatta Oscar töreninin de kaderine etki edecek bir durum olacaktı bu!
ESTEBAN VE UĞURCAN...
TArih, Kasım 2018... Yer Trabzon... Bir hafta önce Malatya karşısında çok yıpratıcı bir yenilgi almış Trabzonspor’da kargaşa hakim. Karaman görevi bırakmak istiyor, Ağaoğlu kabul etmiyor. Malatya karşısında hatalı goller yiyen Onur topun ağzında. Oynamayan Burak da öyle. Zaten iki oyuncu da o günden sonra bir daha Trabzonspor forması giymiyorlar.
Trabzonspor’un önünde bir Fenerbahçe sınavı var ve milli maç arası nedeniyle toparlanmak için de 15 günlük bir süresi... Özellikle Onur’un kadro dışı bırakılması sonrası kalede ciddi bir ikilem var: O sezon ligde henüz hiç dakika almamış iki kaleci Esteban ve Uğurcan’dan birini tercih edilmesi gerekiyor. Aslında kent Uğurcan’ın yeteneklerini biliyor, ama Esteban’ın o sırada Kosta Rika Milli Takımı’na gitmesi ve Şili-Peru maçlarında 90’ar dakika kaleyi korumasıyla medyada rüzgar onun lehine esiyor. Esteban deneyimli. Esteban, Kosta Rika Milli Takımı’nın as kalecisi. O günlerdeki gazeteleri taradığımızda derbinin muhtemel 11’lerine Esteban’ın yazıldığı görülüyor.
Trabzonspor hiyerarşisi ise farklı düşünüyor. Derbiye 22 yaşındaki Uğurcan ilk 11’de çıkıyor. Savunma göbeğinde de yine o sezon ligde hiç ilk 11 oynamamış Hüseyin Türkmen başlıyor. O gün Trabzonspor, Fenerbahçe’yi 2-1 yeniyor. Uğurcan harika bir futbol ortaya koyuyor. Formaya sıkı sıkı sarılıyor, bir daha da bırakmıyor. O günden sonra Trabzonspor’un da, ligin de kaderine direkt tesir eden bir kaleciye dönüşüyor. Bu formunu korursa EURO 2021’e gidip, Avrupa futboluna kendini daha yakından tanıtması da olası.
KÜÇÜK AMA ÖNEMLi BiR KARAR
Futbol, fena halde hayata benzer... Bazen bir küçük karar, sizin, takımınızın, hatta liginizin kaderini değiştirebilir. De Bruyne’nin City’de değil Chelsea’de olması, belki de son iki buçuk sezonun gidişatına direkt tesir etti. Mourinho bir kararıyla Premier Lig’in kaderini etkiledi. Uğurcan, geçen yıl takımının Avrupa Ligi bileti almasında, bu sezon da şampiyonluk yarışı yapmasında başrolde. Hayal gibi ama, kimbilir belki onun da ismini bir gün beklenmedik bir yerlerde duyacağız gururla.
Paylaş