Beşiktaş, Liverpool gibi oynamalı

Beşiktaş'ın şu anki durumunu, geçen sezon başındaki Chelsea’ye benzetiyorum: Orada bir kulüp efsanesi Frank Lampard göreve gelmişti, burada da Sergen Yalçın görevde. Chelsea’nin transfer yasağı vardı, Beşiktaş’ın da bütçesi kısıtlı. Bu da rüştünü henüz ispat etmemiş menajere mutlak hakimiyet şansı veriyor. Z jenerasyonunun bir önceki nesle göre daha fazla ‘idol odaklı’ olduğunu, kahramanlarını yücelttiğini söylüyor bilim adamları. Beşiktaş ve Chelsea’de, Lampard ve Sergen’in başarısında ‘rol model’ faktörünün payı çok açık. 2020-21, her iki teknik adam için de fırsat sezonu bence.

ESKİ NESİL FARKLI

Türk futbolunda ‘şerefli mağlubiyetler süreci’ni yaşamış olanlar, o jenerasyondaki futbolcuların antrenörlüğünde de dönem izlerini göreceklerdir. Bence Samet Aybaba, Rıza Çalımbay veya Oğuz Çetin de yetenekli teknik adamlar. Ama futbolculuklarında kendilerinden büyük olan takımlara karşı öyle çok ezildiler ki, hayatları boyunca büyük hayaller kurmalarını etkiledi bu durum. Oysa onlardan sonra gelen neslin durumu biraz farklı.

90'LARDAKİ ŞAHLANIŞ

90’ların ortasıyla beraber Türk futbolunun şahlanışı, o dönem futbolcularının uluslararası maçlardan başı dik çıkışı, Sergen Yalçın, Okan Buruk veya Erol Bulut gibi sporcuların antrenörlüklerinde de yüksek özgüvene sahip olmalarının yolunu açtı. Sergen Chelsea’yi tek başına yıkmış, Okan Uefa Kupası kazanmış. Antrenörlüklerinde de özgüvenlerinin yüksek olması çok doğal. Zaten teknik adamlıkta başarının yarısı özgüvenle ilgili.

Z KUŞAĞININ KAHRAMANI

Tabii Sergen Yalçın-Beşiktaş hikayesindeki bir başka önemli detay da, Sergen’in bir kulüp efsanesi olması. Z jenerasyonu taraftarın da, futbolcunun da çocukluk kahramanının şu anda takımı yönetiyor olması Sergen Yalçın’a hem geniş bir hareket alanı, hem de iletişim avantajı getiriyor.

GENÇLERE GÜVENMELİ

Z jenerasyonu zaten kahramanlar yaratmaya ve onlara hayranlık duymaya çok açık. Bir kahraman olmak, onları doğru yönlendirmek için büyük bir fırsat. O yüzden ben bu sezon Rıdvan ve Ersin kadar Güven ve Dorukhan’da da, hatta Boyd ve Larin’de bile gelişim olacağı kanaatindeyim. Beşiktaş’ın elindeki genç oyuncuyu kullanmakta tereddüt etmemesi gereken bir dönem bu. Çünkü o gençlerin Sergen Yalçın tedrisatına kayıtsız-koşulsuz girecekleri aşikar.

KONTRATAKTAN EN FAZLA GOL YİYEN TAKIM

Beşiktaş’ta Sergen Yalçın’ın oynatmak istediği futbolun tarifi çok net. Oyunu karşı alanda oynamak istiyor, OPTA verilerine göre de rakip yarı sahada pas istatistiğinde lig lideri. Üstelik tanımları ön libero olan iki adam Atiba ve Elneny de, rakip yarı alanda pas sıralamasında ligin ilk üçündeler (Elneny 1197, Sosa 1156, Atiba 1131 pas). Sergen Yalçın, oyunun merkezini ileri taşımak istiyor, zaten takımın ortalama pozisyonu da 53,5 metrede. Bir kıyas yapmak gerekirse şampiyon Başakşehir ortalama 49,4, ikinci Trabzonspor 48,4 metrede mevzilenmişler. Ancak siyah beyazlı takımın bu denli öne gitme arzusunun, şüphesiz bir faturası da oluyor: Beşiktaş kontrataklardan yediği 7 golle, bu alanda da lig lideri.

TARAFTAR DA BU FUTBOLU İSTİYOR

Reçete net: Sergen Yalçın’ın bu oyun planından vazgeçmesi düşünülemez. Zaten vazgeçmemeli de. Taraftarın da, sporseverin de istediği bu. Canlı, dinamik, öne gitme arzusu olan bir takım. Ancak yeni sezonda topun kaybedildiği noktalarda daha akılcı olmak, karşı pres yapmak zorundalar. Aynen Liverpool gibi. Bu karşı preste, yani topun kaybedildiği noktada kurulacak şok preste Atiba önemli bir koz. Çünkü önsezileriyle doğru yerde olmayı beceriyor hâlâ. Bir yıl daha devam etmesi gerektiği kanaatindeyim ben. Eğer takasta kullanılmayacak olsa Fatih Aksoy’un da bu konuda bir ustalığı var. Zaten Rıza Hoca’nın onu ön liberoda kullanma nedeni de buydu.

N'SAKALA VE WELINTON FAYDALI OLUR MU?

Beşiktaş’ın bu sezon duran toplardan bulduğu gol sayısı 25... Bu konuda sezona Abdullah Avcı ile başlamış olmanın katkısı yadsınamaz. Üstelik duran top savunmasında da başarılı olmuşlar, siyah beyazlılar bu sezon ligde köşe vuruşlarından hiç gol yememişler.

DORUKHAN YENİ TRANSFER GİBİ

Alanyaspor’dan transferleri konuşulan oyunculardan Welinton, hem oyun kurucu rolüyle fayda sağlayacaktır, hem de duran toplarda hücum silahı olarak... Bir yeni transfer gibi sezona başlayacak olan Dorukhan da zaten duran toplarda bir başka etkili silah.

LARIN GERİ DÖNMELİ

Ben Burak’ın yokluğunda Larin’in de Beşiktaş’ta devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Evet yine kolay pozisyonları harcayacak. Yine zaman zaman saç baş yolduracak. Ama Cyle Larin çalışkan bir santrfor. Arkasındaki üçlüye bolca gol pozisyonu hazırlayacaktır. Larin’li bir Beşiktaş’ta Ljajic, Dorukhan, N’Koudou gibi isimlerin gol katkısının artacağını düşünüyorum ben.

N'SAKALA KULÜBE İÇİN ALINMADI

30 yaşındaki N’Sakala da geleceğe yatırım olamayacağına göre, kulübede oturtmak için transfer edildiğini sanmıyorum. Alanya’da direkt oynayan, sürekli gidip-gelen, hücum bindirmelerini seven bir bek. En önemli özelliği, maç içi ve sezon içi devamlılığı. Yani her daim 10 üzerinde 6-7’lik katkı verir; bir gün 2’ye düşüp, bir gün 10’a çıkmaz.

Beşiktaş bu sezon ligde kaydettiği 59 golün 43’ünü ikinci yarılarda buldu. Bu alanda da lig lideri. Üstelik siyah beyazlılar sadece 60-90 arasında değil, ligin genelinin durgun olduğu 46-60 aralığında da 13 gol kaydetmiş. Bu da ikinci devrelere tempolu başlamanın ödülü.
Beşiktaş bu sezon ilk golü bulduğu 16 maçın tamamını kazanmış. Tek bir puan kaybı yok. Fantastik bir istatistik. Ancak ilk golü yediği 16 müsabakanın da 10’unda mağlup olmuş. Bu da, geliştirilmesi gereken bir verir.