Paylaş
Halen Avrupa kupaları mücadelesi veren, sezonun flaş ekiplerinden Göztepe’nin ligin alt sınıf takımlarına karşı gösterdiği performansı büyüklere karşı sergileyememesinin sebebi sanırım şu: Göztepe, bir tür “atanamamış büyük” gibi oynuyor her seferinde... Tempoya tempoyla, hücuma hücumla cevap veriyor ve genelde kalitesi yetersiz geldiği için maçları kaybediyor! Dün gecenin analizi için elbette birçok detayı dikkate alabilirsiniz: Stoperleri Kadu-Kosanovic eksikti, Poko’yu sağ açıkta başlatmak hataydı gibi. Ama bence büyük projeksiyonda temel etken, Göztepe’nin büyük maçlarda gerçekçilikten uzak oyunu. Dünün de esas özeti bu.
Beşiktaş cephesi için de elbette son derece olumlu veriler var: Maçın beklenenden kolay geçmesini sadece Göztepe’nin realist olmaktan uzak oyunuyla açıklayamayız. Atiba-Tolgay-Oğuzhan’ın cezalı olduğu bir günde Medel’in golle, Necip’in asistle oynaması, herhalde Şenol Güneş için rüya gibi bir şey. Özellikle Medel için ayrı bir parantez açmak gerek: Beşiktaş’ın Şilili oyuncuyu transfer etmek istediğinde Güneş’in kısa boyundan dolayı ona pek sıcak bakmadığını biliyorum. O Medel, forma şansını da hak ettiğinden oldukça geç bulmasına rağmen, ligin ikinci yarısına imza atmaya devam ediyor. Beşiktaş’ta daha önce stoper oynadı, sağ bek oynadı, ön libero oynadı. Dünse ilk defa Necip’in bir tık önünde, “8 numara” rolündeydi. Onu da mükemmel yaptı. 25’te golü atmasına santimler izin vermedi, 26’da hak ettiği golü attı. Lige değer katan, çok büyük bir profesyonel gerçekten.
***
Larin daha erken girebilirdi
Beşiktaş 65’te 3-0’ı bulup maçı koparmış. Negredo hem çok etkili değil, hem de zaten maske gibi bir engeli var. Vagner Love da kulübede yok. Acaba o dakikalarda Güneş, Negredo’yu çıkarıp, Larin’i oyuna sokamaz mıydı? Kanadalı oyuncunun MLS performanslarını biliyorum, hatta Eylül 2015’te Socrates’teki yazımda ona yer vermiştim. Eğer fiziksel seviyesini koruyorsa, Süper Lig’e uygun bir santrfor olduğunu düşünüyorum. Çok kuvvetli, ayakları yere çok sağlam basan, gol vuruşları da fena olmayan bir genç. Dün onu biraz daha fazla izlemek isterdim doğrusu.
***
Ümit Öztürk-Rotman diyaloğu
Ümit Öztürk, yeni nesilden en beğendiğim hakemlerden biri. Hata yapabilir, yanlış karar verebilir, ama her zaman gördüğünü çaldığına inanıyorum. Dün de Rotman’a “omzundan itildiği için” haklı bir kırmızı kart gösterdi. Ama bu kartta benim esas hoşuma giden detay, sonrasında ikilinin diyaloğu idi. Hakemler genelde bu tarz kartlardan sonra sakin kalamıyorlar, diyalogdan kaçıyorlar. Öztürk, Rotman’la konuştu, anlattı, açıkladı ve hatta ikna etti Sloven oyuncuyu. Bravo Ümit Öztürk...
Paylaş