Arda'yı bırak Ömer Toprak'a bak

Euro 2000 elemelerine katsayılara göre 17’inci olarak girdik, finallere gittik, 7’nci bitirdik.

Haberin Devamı

Kore-Japonya 2002 elemelerine Avrupa’dan 18’inci olarak girip, kıta yarışını Almanya’nın ardında ikinci tamamladık. Euro 2004’te ilk torbada, 10’uncu idik. Elemeler sonunda 18’inci sırada kalarak turnuvaya gidemedik. Almanya 2006 elemelerine 9’uncu girip 14’üncü çıktık. Euro 2008’de 11 ve 3’üncü idik.

Daha fazla uzatmadan meramımı özetleyeyim: Bizim milli takım, Euro 96’da Avrupa sahnesine eklemlendiğinden beri kıtanın ilk 20’si içinde dolaşıyor. İyi bir nesil yakalarsak 10’un içine girip, vasat bir kadromuz varsa 20’lere geriliyoruz.

Euro 2016’da da başardığımız şu: 24’lü bir turnuvaya elemelerin 20’ncisi olarak gittik. Şampiyonayı da 17’nci olarak tamamladık. Avrupa’da zaten yarışmacı diyebileceğin 28-30 ülke var. Onların 24’ü turnuvaya gitti, yüzde 67’si, yani 16’sı ikinci tura çıktı. Biz çıkamadık.


SAVUNMA HAZIR
Fatih Terim, sürekli Hollanda’nın gidemediği bir turnuvaya katılmanın başarı olduğundan söz ediyor. Evet, Hollanda tarihi bir dip yaptı ama terazinin bir kefesine onları koyduğunuzda zaten kalan 54 UEFA üyesi de başarılı gözükür!

Danimarka televizyonunda hocayı turnuvaya gidemedi diye eleştirseler, “Ama Hollanda gidemedi” der öyleyse. Del Bosque’ye çeyrek finale çıkamadın deseler, “Ama Hollanda katılamadı bile!” diye yanıtlayabilir aynı mantıkla. Rusya’ya, Ukrayna’ya yerel medyasından rezil bir futbol oynadıkları eleştirisi yapılıyor, öyleyse hocaları şu savunmayı yapamayacak kadar akılsızlar: “Ama Hollanda gidemedi, biz gittik!”

Oysa Euro 2016’yı sadece Hollanda’nın gidemediği şampiyona olarak değil de, Arnavutluk’un, K.İrlanda’nın, Galler’in katıldığı turnuva olarak da okumak mümkün pekala.


HER PUAN ÖNEMLİ
Hırvatistan ve İspanya karşısında sahadan silindiğimiz Euro 2016’nın bir kahramanlık öyküsü olmadığını kavrayarak yola devam edebilirsek, sıradaki Dünya Kupası eleme maceramızı daha doğru okuyabileceğiz.

Euro 2016’ya gitmek başlı başına büyük bir başarı addedilseydi, gruplardan çıkamayan Rusya, Ukrayna, Çek Cumhuriyeti, İsveç, Romanya gibi ülkelerin hepsi teknik adamlarını kovmazdı. Terim, Arnavutluk koçu Biasi ile beraber görevini sürdürebildiği için şanslılar arasında aslında.

Üstelik Zagreb’deki basın toplantısında telaffuz ettiği “Maç kaybedebiliriz, belki de yine beşinci müsabakada başlarız” gibi aforizmalar bu kez geçersiz.

Çünkü grup üçüncülerinin gittiği 24’lü bir turnuvaya değil, grup ikincilerinin bile hepsinin play-off’a kalamadığı 13 bilete talibiz bu kez. Her puan değerli. Her kayıp ölümcül.

Kabul edelim ki, Hırvatistan karşısında tarihimizin en şanslı gecelerinden birini yaşadık: Şutlar 17’ye 6... Kornerler 9’a 1. 4 top direklerimizden dönmüş, golümüz barajdan çarparak ağlara gitmiş.

Maç öncesi Terim’in “turnuvada bizden sadece 1 maç fazla yaptılar” diye tarif ettiği Hırvatistan, aynı müsabakanın sonunda aynı Terim tarafından “dünya yıldızları” ilan edildi.

Hırvatlar’ın seviyesi maç önü de maç sonu da aynıydı, grubun favorisi onlar. Ama bu durum onların maça 46 milli olma ortalamalı bir 11’le çıkarken, bizim 16 ile çıkmamızı tolere edemez.

Hatta Topal’ı hariç tutarsan, kalan 10 çocuğumuzun toplam milli olma sayısı Modriç kadardı neredeyse!

Sıradaki Ukrayna ve İzlanda maçları, İsmail’in dünyanın en saçma penaltısını yapmasını, 6 uzunumuz ceza alanındayken Emre Mor’un sorumsuzca yerden frikik kullanmasını kaldırmayabilir. Bu müsabakalara eldeki en iyi takımla, en iyi formasyonla, en güçlü zihniyetle çıkmamız gerek.


TEK STOPERİMİZ!
Tabii ki kadro seçimi, Fatih Terim’in işi. Ama bir ulusal takımın kadrosu, sadece sportif etmenlerle belirlenmeli. Saha dışı etmenlerle değil.

Bir milli takım hocası Ömer’le, Arda’yla, Gökhan-Caner-Burak’la, hatta kimsenin anlamadığı bir biçimde Alper’le bile mesafeli ise, söz konusu hangi ülke olursa olsun, sorun sadece çocuklarda değil teknik adamda da aranır.

Herkes Arda’ya indirgiyor konuyu. Ama ortada bir de Ömer Toprak gerçeği var.

Savunmanın göbeğinde çoluk çocuk oynarken, Leverkusen’ın savunma liderini, uluslararası tek stoperimizi dışarıda bırakacak lüksümüz yok bizim.


GÖZDEN GEÇİRİLSİN
Önümüzdeki 1 ay, Türk futbolu açısından kritik. Euro 2016’daki yaratıcı takımla, Zagreb’deki mücadeleci ekibimizi doğru bir oranla karıştırmamız gerek.

Bu karışımın en doğru analizini Terim yapacaktır şüphesiz. Yeter ki eldeki tüm malzememizi gözden geçirsin.

Çünkü başka Türkiye yok. Başka Dünya Kupası yok. Bu çocukların hepsi bizim.

Yazarın Tüm Yazıları