Paylaş
BU maçın neticesi, goller, kartlar, puanlar üstü bir durum var öncelikle dile getirmemiz gereken. O da, geçtiğimiz perşembe akşamı Sparta Prag’la 90+7’nin son saniyesine kadar muhteşem bir mücadele veren Trabzonspor’un öncelikli hedefinin, yine bu perşembe gideceği Atina deplasmanı olması. Ünal Karaman’ın Kasımpaşa karşısında Hüseyin, Hosseini, Abdülkadir Parmak ve Ekuban gibi aslarını dinlendirip Campi, Ivanildo, Yusuf Sarı gibi alternatif oyuncularına forma vermesi. Ben bu konuyu yazdıkça, mevzunun sadece ülke puanıyla ilgili olduğunu zanneden bir kesim var. Evet, Karabük karşısında aslarını oynatıp Hoffenheim önüne yedeklerle çıkan Başakşehir gibiler ülke puanına ağır darbe vurdular. Ama mesele sadece bu değil. Mesele, biraz da vizyonla ilgili. Östersunds gibi sıradan bir takımla Galatasaray’a kafa tutan idealist teknik adam Graham Potter, bugün İngiltere Premier Lig’de Sheffield United’la tepeyi zorluyor. Geçen sezon Eintracht Frankfurt’la Avrupa Ligi’nde harika bir performans gösteren Luka Jovic, şimdi Real Madrid forması giyiyor. Çünkü Avrupa Ligi uluslararası bir arena. Yerel liglerin en iyi futbolcuları, en iyi hocaları o sahneye çıkarak (eğer varsa) bireysel hedeflerine ulaşmak için çabalıyorlar. Tabii böyle bir hedefleri varsa... Global hedefler peşindeki vizyoner teknik adam Ünal Karaman’ı ve Trabzonlu futbolcuları canı gönülden tebrik ederim bu sezonki istekli çizgilerinden dolayı.
ÜNAL KARAMAN’IN ELi DAHA RAHAT
Dün Beyoğlu’nda oynanan müsabakayı ise, Süper Lig’in birinci haftasının genel görüntüsüyle birlikte değerlendirmek gerek sanırım. Göztepe-Antalya da, Konya-Ankaragücü de böyleydi; sanki herkes sezonu olması gerekenden erken açmış. Sanki herkes yorgun ve bitkin. Sanki herkesin kafası, transfer sezonu bitene kadar çok rahat değil gibi.
Ünal Karaman’ın eli, esasında geçen sezona göre daha rahat. Artık kulübeye baktığında sadece 18-19 yaşında çocuklar değil, oyuna sokup etki edeceğine inandığı büyük adamlar görebiliyor. Ama hâlâ kadro derinliği tam anlamıyla yeterli değil. Parmak’ı dinlendirmek için sahaya sürdüğü Mikel eksik oynattı takımı mesela. Nwakaeme de sanki perşembe gecesi uzatmalardaki 7 dakikalık resitalinin ardından biraz daha alkış bekliyor gibiydi!
Sörloth’sa farklıydı diğerlerinden. Londra’da geçirdiği talihsiz 1-1.5 yılda oynamayı özlemiş. Sürekli sağa-sola deplase oluyor, sürekli alıyor-veriyor, arıyor. Bana öyle geliyor ki, Trabzonspor Sörloth’un 2021’in sonundaki 6 milyon Euro’luk opsiyonunu kullanıp, onu markette 30-35 milyona değerlendirmek zorunda kalacak. 1,93’lük dev bir adam bu. Doğaldır ki fundamental olarak yavaş gelişiyor. Koordinasyonu yeni oturuyor. Ama her geçen gün üzerine koyuyor genç adam. Dün Crystal Palace’ı da 90 dakika izledim, bence formayı alamadığı Benteke’den daha iyi durumda Sörloth.
OBI MIKEL’İN ADI KALMIŞ
TRANSFER haberini duyduğum anda zaten zihnimde büyük soru işaretleri oluşmuştu. Obi Mikel, fiziksel kuvvete dayalı bir oyun oynuyor. Fiziksel olarak iyi durumda olmadığında da doğal olarak sıradanlaşıyor. Onun Trabzon’a düşük fiziksel seviyeyle geleceğini tahmin ediyorduk, öyle de oldu. Prag’da olduğu gibi Beyoğlu’nda da çok kötü bir devre oynadı Obi Mikel.
Paylaş