Paylaş
MARTiN Skrtel, sekiz buçuk sene Liverpool’da oynadığı halde Anfield tribünleri tarafından tam olarak benimsenebilmiş bir isim değildi. Ya da taraftarı ikiye ayırıyordu diyelim:
Bir kısım, onu Manchester United savunmasını yıllarca toparlamış Vidic’e benzetiyor, Doğu Avrupalı soğukkanlılığı ve sertliğiyle savunmaya direnç kattığını düşünüyor.
Bir grupsa ondan hiç memnun olmadı: İleriye çıkıp attığı gollerin savunmada yarattığı dengesizliği unutturduğunu iddia ediyorlar. Yürekli hamleleri onlara göre tiyatro. Uçan kafalar ve kendini kolay yere atmalar da cabası.
Benim fikrimse Liverpool için yüzde yüz yeterli olmayan Skrtel’in, Süper Lig için gayet iyi bir opsiyon olduğu yönünde. 8 yıllık üst düzey maç tecrübesi muazzam. Liverpool’da 320 müsabakaya çıkmış, defalarca United’la, Chelsea’yle, Arsenal’le oynamış ve bir stoper için olgunluk çağı sayılabilecek 31’inde.
Süper Lig’in kronikleşmiş duran top savunması dengesizliğinden faydalanıp sezonda 6-7 kafa golü bile atabilir rahatlıkla. Sert ve hamleli oyunu, toparlayıcı Kjaer’e iyi bir partner olması anlamına gelebilir. İngiltere’de hücumcuları sırtına alıp tiyatral biçimde kendini yere bırakması göze batıyordu ama Türkiye’de bu hareket o kadar yaygın ki, Süper Lig’de bu konuda sıkıntı yaşamayacaktır bence!
EN BÜYÜK HANDİKAP ALAN SAVUNMASI
SARI lacivertli savunmanın Skrtel, Neustadter, Van der Wiel, İsmail gibi bolca yeni transferle sezona girmesi geçen yılki bir sorunu tekrar hatırlatabilir: Fenerbahçe savunmasının geçen sene verdiği en yaygın açıklardan biri, duran topta yapılan alan savunmasıyla ilgiliydi. Hem Galatasaray maçında Olcan’ın hem de ilk Ajax maçında yenen iki golün temelinde alan savunulduğu için oyuncu paylaşımı doğru yapılamamış defans aksaklığı göze çarpıyor.
Pereira’nın bu yıl duran top savunmasında nasıl bir yöntem izleyeceğini bugünden bilmek güç. Ama tercih yine koşulsuz alan savunması olursa kesinlikle sıkıntı yaşanır. Zira alan savunması birbirini tanıyan oyuncu profili ister. Ancak birbirini iyi tanıyan oyuncular, alanı doğru paylaşabilir; ancak onlar bir bölgenin nerde başlayıp nerde bittiğini net olarak hayal edebilir. Gerideki beşlinin birbirini neredeyse ismen tanıdığı, Monaco maçına çıkacak 11’in, geçen yılki ideal 11’den 7 eksiği olacağı bir ortamda alan savunması bence intihar gibi.
NEUSTADTER, JOSEF DE SOUZA SENDROMUNU HATIRLATABİLİR
VİTOR Pereira, çağdaş düşünceli bir teknik adam. Portekizli olduğu için onun Mourinho etkisinde olduğunu yazıyorlar ama basın toplantılarına bakınca daha çok Klopp’a özendiğini hissediyorum. “Geçiş oyunu (Umschaltspiel – Transition play)” en çok önemsediği konu. Hücumda top kaybedildiğinde meşin yuvarlağın etrafında kalabalık olmayı ve hemen geri kazanmayı önemsiyor. Sıkıntı ise savunma-hücum geçişinde.
Fenerbahçe’nin bu dayanıklı ama yetenek fakiri orta sahası, savunmadan hücuma geçişi öyle yavaş ve renksiz yapıyor ki rakipleri hiç eksik ya da hazırlıksız yakalayamıyorlar. Bu sorunu ligin son 5 haftasında Nani’yi on numaraya kaydırdıklarında kısmen çözer gibi olmuşlardı. Bu yıl da o pozisyonda Aatif katkısı kritik olacak. Ancak Aatif’ın arkasındaki ikilide Souza-Mehmet-Ozan-Neustadter’den ikisi oynarsa yine yaratıcılık sıkıntısı yaşanması olası.
Neustadter güvenilir bir ön libero. Stoperde düşünülüyorsa ayağı iyi olduğu için dikkat çekici bir seçenek olacaktır. Ancak Neustadter ön libero için transfer edildiyse düz oyunuyla ikinci bir Souza efekti yaratabilir bence. Bu eleştiriler de uzun yıllar sonra Almanya dışına çıkmış oyuncuyu zor durumda bırakabilir doğal olarak.
3-5-2, ELDEKİ MALZEMEYE UYGUN GÖZÜKÜYOR
ÖNCELİKLE şu temel bilgiyi akıllara kazımak gerek: Bir takımda dizilişi genelde kadro yapısı belirler. Çok az antrenör kendi statik dizilişine tapar ve oyunculardan buna uymasını bekler.
Pereira’nın da bu sezon başında yaptığı o. Geçen yılı 4-2-3-1 ile bitirmişti ama savunmadaki 8 alternatifinin 5’i takımdan ayrıldı. Dolayısıyla yepyeni bir savunma kurması gerek. Elinde 3 iyi stoper (Kjaer, Skrtel ve Neustadter) var.
Üstelik 4-2-3-1’in açık pozisyonunda kullanabileceği Nani gitmiş, Alper ve Volkan cezalı. 4-2-3-1’in kenarlarında oynatacak adamı neredeyse kalmadığı için 3-5-2’yi düşünmüş olabilir Portekizli Hoca.
Bence gayet de makul bir düşünce bu.
3-5-2’nin defansif bir diziliş olduğu söyleniyor. Bir dizilişin defansif ya da ofansif olduğunu rakamlar değil oyuncular belirler. Fenerbahçe’nin 3-5-2’sinin oyun mantalitesini çizgi adamları belirleyecek: Kenarlarda Hasan Ali ve Van der Wiel varsa yaratıcılık eksik kalacaktır tabii. Ama kenarlar Alper ve Volkan Şen olduğunda öykü değişebilir pekâlâ...
VITOR PEREIRA NASIL BİR TEKNİK DİREKTÖR?
ÇAĞDAŞ düşünceli bir teknik adam. Geçiş oyunu en çok önemsediği konu. Mourinho etkisinde olduğu söyleniyor ama Klopp’a özendiğini hissediyorum.
YENİ SİSTEMDEKİ MANTALİTEDE KRİTİK ADAMLAR KİM OLUR?
3-5-2’de oyun mantalitesini çizgi adamları belirleyecek. Eğer kenarlarda Hasan Ali ve Van der Wiel varsa yaratıcılık eksik kalır, Alper ve Volkan Şen ile iş değişir.
Paylaş