Paylaş
2014’e gidememiş Türkiye, İsveç, İzlanda, Burkina Faso ya da Mısır gibi ülkeler genişlemiş turnuvaya katılırlarsa kalitenin düşeceği iddiasına ben pek katılamıyorum doğrusu. Ancak uzun yıllar sonra ilk kez uygulanacak üçlü grup formatı biraz netameli. Futbol ve matematikseverler için “puan eşitliğinde başımıza neler gelecek?” huzursuzluğu 10 yıl önceden başlamış olabilir hatta!
HEPSİ 1-1 BİTERSE
Yeni formatta gruplar üçer takımlı olduğu için toplam sadece 3 maç oynanacak. Peki bu 3 maçın üçü de 1-1 biterse ne olacak sahi? 3 takım aynı puan, averaj ve gol sayısında eşitlenecekler zira o durumda. Infantino, bu konudaki rahatsızlığı çözmek için gruptaki son maç berabere biterse bu müsabakanın her koşulda penaltı atışlarına gitmesini öneriyormuş. Peki o gün sahada olmayan takımın durumu ne olacak?
Örneğin, Türkiye, Amerika ve Kamerun, ikişer maçın sonunda iki puan, iki gol ve sıfır averaja sahiplerse, son maçı da Amerika’yla Kamerun oynadıysa Türkiye’nin kaderini ne belirleyecek acaba? Türkiye direkt ikinci tura mı çıkmış olacak penaltı atışlarına girmeden? Ya da Türk futbolcular tribünden maçı izleyip penaltı atışlarına mı katılacaklar maç sonunda(!)
Tabii ki ülkeleri FIFA katsayılarına göre sıralamak gibi bir opsiyon var, ama muhtemelen bu alanda lider olan takımın turnuva stratejisi çok daha kontrollü olacaktır. Bana öyle geliyor ki, üçlü gruplar bize hem kaos, hem de aşırı kontrollü maçlar vâdediyor.
2014’TE UCUZ KURTULDUK
Aslında puan eşitliğinde kaos ihtimali, hayatımıza ilk kez 2026’da girecek bir şey değil. 2014’te de büyük bir kaos yaşanabilirdi, 2010’da da. Örneğin 2010 Dünya Kupası C Grubu son maçlarında İngiltere’yle Slovenya 2-2, Amerika’yla Cezayir de 0-0 berabere kalsalardı, tarihi bir an bekliyordu dünya futbolunu:
Aynı puan, aynı averaj, aynı gol sayısında eşitlenmiş, aralarındaki maç da berabere bitmiş iki süper güç Amerika ve İngiltere’den turnuvaya devam edecek tarafı kura belirleyecekti. Ve eğer böyle bir kurada kazanan taraf Amerika olsaydı, hem FIFA sıralamasında daha üstte olan, hem de rakibinden daha az kart gören İngilizler, bu konuyu 100 yıl konuşmazlar mıydı sizce?
FIFA da 2010 Dünya Kupası’nda son güne girilirken tam 6 grupta bu ihtimalin olmasından korkmuş olmalı ki, Rusya 2018 için statüyü değiştirdi. Artık eşit puan, averaj ve gole sahip takımları fair-play katsayısına göre sıralayacaklar. Görülen her sarı kart için -1, ikinci sarı için -3, direkt kırmızı için -4 puan yazılacak hanelere.
2020’DE TEHLİKE İHTİMALİ SÜRÜYOR
FIFA, 2018 Dünya Kupası’na fair-play maddesini sokarak tehlikeyi en azından şimdilik bertaraf etmiş görünüyor. 2026 Dünya Kupası’ndaki üçlü gruplarda da bence fair-play puanına danışacaklar çaresiz. Ve belki de son derece adaletsiz tablolar çıkacak ortaya... UEFA’nınsa Avrupa Futbol Şampiyonaları için uyguladığı düzenek FIFA’dan biraz farklı. Ve biraz daha eğlenceli.
UCUNDAN DÖNDÜK
UEFA, son maça aynı puan, aynı averaj ve aynı gol sayısıyla girmiş iki takımın maçı beraberlikle sonuçlanırsa müsabakanın doğrudan penaltı atışlarına gitmesini öngörüyor. Türkiye ile Çek Cumhuriyeti, Euro 2008’de bu ihtimalin kıyısından döndüler; eğer Nihat o son golü atıp bizi 3-2 öne geçirmese, Çekler’le doğrudan penaltı atışlarına geçecektik o gün. Yalnız bu maddede de enteresan bir açık var bence: UEFA statüsüne göre 2 değil de, 3 veya 4 takım aynı şartlarla grubu tamamlarlarsa penaltı atışları yapılmayacak, fair-play puanına bakılacak. Peki 4 takım aynı puan, aynı averaj ve aynı gol sayısıyla son maç gününe girer, aynı anda oynanan iki maç da beraberlikle devam ederse...
EĞLENCELİ OLACAK
Derken bu iki maçtan birinde beklenmeyen bir sebeple 15 dakikalık bir uzatma olur, diğeri tamamlanırsa ne olacak? Tamamlanan maçtaki oyuncular muhtemelen sahayı terk edemeyecek, çünkü diğer müsabakada denge bozulursa, onların penaltı atma ihtimalleri var hâlâ! Evet çok yüksek bir ihtimal değil, biliyorum. Ama yaşanırsa çok eğlenceli olacağı kesin...
Paylaş