15 Haziran Cenevre hissi

A Milli Takım’ın EURO 2008’de yaşattığı duygunun bir benzerine Hamburg’da tanık olduk.

Haberin Devamı

16 sene önce, yine bir Avrupa Şampiyonası gruplar son maçında, yine Türkiye’yle Çekya karşılaşmış, yine kazanan ay-yıldızlılar olmuştu. Dün Hamburg’da kazanan takımın alametifarikası bence 18 Haziran’da Dortmund’da 46 ile 80 arası Gürcüler’i mat eden mantığa dönmemizdi.

Hayatımızın en mutlu anıymış, bilmiyormuşuz. Bundan 16 sene önce, yine bir Avrupa Şampiyonası gruplar son maçında, yine Türkiye’yle Çekya karşılaşmış, yine kazanan ay-yıldızlılar olmuştu. Yine Portekiz mağlubiyetiyle moralimiz bozulmuş ama geri dönmeyi başarmıştık. Tarih 15 Haziran 2008’di. Cenevre’deydik. Nihat üçüncü golü attığında Asyalı gazeteci arkadaşlarla sarıldığımızı hatırlıyorum. Orada da turnuvanın ikinci ev sahibi gibiydik. Ve en renkli takımdık. Yine milli takımımızda uluslararası yıldız olacağı hissi veren bir genç Arda’mız vardı. Ki sonra oldu da. O maçın kırılma anı Arda Turan’ın golüydü zaten. 16 sene önce Nihat Kahveci şahane bir vuruşla 3 puanı getirmişti, dün de Cenk attı galibiyet golünü.

Haberin Devamı

GÜRCÜLERi MAT EDEN MANTIĞA DÖNÜNCE

Dün gece Hamburg’da stadı terk ettiğimizde sokakların halini, bize yaşattığı hissi bir yerden hatırlıyor gibiydim. Evet 15 Haziran 2008 Cenevre hissiydi o. Sokaklar kırmızı-beyaza boyanmıştı. Avrupa’nın dört bir yanından Cenevre’ye akan gurbetçiler uzun konvoylar oluşturmuşlardı. Teşekkürler çocuklar. Tekrar o hisleri yaşamak şahane gerçekten. Dün Hamburg’da kazanan takımın alametifarikası bence 18 Haziran’da Dortmund’da 46 ile 80 arası Gürcüler’i mat eden mantığa dönmemizdi. İleri üçlü sağda Barış Alper, solda Kenan ve merkezde Arda... Abdülkerim-Orkun mecburiyetleri dışında orta sahaya tek bir müdahaleyle Gürcistan 11’i, başlangıçta Gürcistan iştahı. Ve Gürcistan sonucu. Galibiyet...

ORTA SAHAYI KAPATAN MAÇI KAZANIR

Dört gün önce Portekiz’e karşı verdiğimiz kötü görüntünün ana sebebi, orta sahayı tamamen yitirmemizdi. Palhinha-Vitinha ikilisi enerjileriyle Kaan-Orkun-Hakan’a adeta nal toplatmışlar, her sahipsiz topu kazanmışlardı. Her ikili mücadelede onlar vardı sanki. Çoluk çocuk gibiydik orta sahada. Portekiz maçından çıkarılacak en önemli ders, orta sahayı bir daha böyle kaybetmemekti. Zira orta sahayı kapatan genelde kazanıyor futbolda.

Haberin Devamı

MONTELLA’DAN 3 MÜDAHALE

Dün Vincenzo Montella merkeze bir değil, iki değil, tam üç müdahale yaptı. İsmail ve Salih’le ikili mücadele yüzdemiz, sahipsiz top kazanma sayımız arttı. Bence Çek sağ açık Barak’ın kırmızısı da zaten orta sahadaki agresifliğimizin neticesi. İsmail-Salih ikilisinin birlikte başlaması Hakan’ı öne itti ve bölgesi değişen kaptan 51’deki golüyle maçın kaderine tesir etti. Montella sanırım yorgunluk ve kart riski gibi sebeplerle ikinci yarıda taze kanlar Kaan ve Okay’ı da sürdü sahaya. Tabii ki 70 dakika 10 kişi oynayan bir rakibe karşı sağlıklı teknik analiz yapmak zor. Ama ilk 20 dakikada da bu orta sahanın, Portekiz maçına göre çok geliştiğini gözlemlemiştik zaten.

Haberin Devamı

EN iYi ÜÇÜNCÜLER HUSUSU SON MAÇLARI ÖLDÜRDÜ

Önceki gün Borussia Park’ta binbir çileyle Fransa-Polonya maçını izledim. Mbappe ile Lewandowski’nin milli formayla belki de son kez karşılaşmasını kaçırmayayım dedim. Hissedilen sıcaklık 40 derece. Ortada bir futbol yok. Stattan çıktım, koşturarak otele yetiştim. İngiltere-Slovenya ve Danimarka-Sırbistan maçlarını televizyondan izledim. İkisi de 0-0 bitti. Ortada bir futbol yok. Dün Hamburg’da bizim medya çadırında E grubu son maçlarını televizyondan izledim. İkisi de berabere bitti. Gruplarda oynanan son 12 maçın 7’si berabere. Üçü 0-0. Grupların ilk maçlarında ağlar 36 kez havalanırken, son müsabakalarda bu sayı 20’de kaldı. En iyi üçüncülerin terfi aldığı tuhaf formatın sonucu bu.

Haberin Devamı

SÜPER LiG’iN BOYU GEREKSiZ UZUN

Turnuvada üç müsabakada ilk 11’de 18 farklı oyuncu kullandık. İsmail sakatlıktan döndü, İrfan Can benzer durumda. Mert Günok sağlık sorunu yaşadı. Zaten sakatlık sebepli Almanya’ya gelemeyen futbolcularımız da var. Ben bu durumumuzu biraz da Süper Lig’in gereksiz uzun olmasına bağlıyorum. Bizim seviyemizde bir futbol ülkesine 20 takımlı lig çok fazla. Seneye lig 19 takıma düşüyor ama yine 38 hafta olarak oynanacak. Yine nefes alacak boşluk yok. Futbolcularımızın hem mental, hem fiziksel olarak yorgun geldiklerini düşünüyorum ben Almanya’ya. Amerika’2026 öncesi son sezonu 18 takımla oynamalı ve ondan sonra da o mevsim normalimizde devam etmeliyiz.

Yazarın Tüm Yazıları