Paylaş
Maça Doğuş-Simon-Weems-Motum-Dunston beşiyle başlayan takımımız bu maçla birlikte play-off moduna yavaş yavaş girdiğini gösterdi. İlk yarıda 50 barajına gelen ve rakibini kendine yaklaştırmayan Efes’te süre alan oyuncuların, rolleri çerçevesinde katkı vermesi önemliydi. Banvit daha sonra geri dönmeye çalışsa da bençten gelen McCollum’un indirdiği yumruk maçı Efes’e getirmeye yetti. (McCollum’un skor üretirken verimli olduğu nadir maçlardan birini seyrettik.)
Efes’in ilk beşi 27 dakika ve üzerinde süre alırken Ataman play-off yolundaki kurguyu da netleştirmiş gibi görünüyor. Doğuş ile başlayıp önce rakibin ritmini bozmak ve Simon’un ikili oyunlarının yanında Weems’in yaratıcılığından faydalanmak Efes’in muhtemelen kalan maçlarda ana planı olacak. Bu noktada takımın ana dişlisi, oyun aklı en yüksek oyuncu olan, Simon. Bu maçta yaratıcılığını konuşturarak double-double’ın kıyısına gelen Simon maçı sadece bir top kaybıyla tamamlayarak Ataman’ın istediklerini yaptı.
Öte yandan Efes’in ana planının her zaman bu şekilde işlemeyebileceği de unutulmamalı. Çünkü Efes McCollum’un orta mesafelerine ve Simon’un p&r hücumuna önlem alındığında ritim kaybetmeye çok müsait. Böyle bir durumda da boyalı alanda Dunston’ın ve yayda Doğuş’un çabası yeterli olmaz. Yine Motum da hücumda faydalı oynasa da takıma ribaund anlamında büyük katkı vermiyor. Weems’ten de tek başına hücumu taşımasını beklemek haksızlık olur.
Efes’in kadrosu her şeyi aynı anda iyi yapabilecek oyunculardan kurulu değil. Bu nedenle Ataman da bazı noktalardan fedakarlık ederek bir maç planı oluşturmak durumunda. Örneğin Efes’in şutör/modern beşi olması gerekenden daha fazla ribaund problemi yaşıyor. Yine ritim bulunamayan - ikinci şans sayılarının önemli olduğu maçlarda sorun yaşamamak için Stimac oynasa bu sefer de takım çabukluk problemi yaşıyor. Benzer sorunlar hemen her takımda var. Ancak Efes’in kadro yapısı, alternatifli maç planları üretmek noktasında ciddi sıkıntılar yaratıyor.
Sonuçta Efes’in Türkiye Kupası’na uzanan yoldakine benzer bir form grafiği ve rol dağılımını yeniden yakalaması önemli bir nokta. EuroLeague biterken BSL play-off’ları için de ümit vadetmeyen Efes bu maçla birlikte “Biz bu Efes’i bir şekilde yeneriz.” diye düşünen elit takımlara da mesaj vermiş oldu.
Not: Ligin fayda/maliyet açısından en iyi koçlarından biri olan Filipovski’nin başında olduğu Banvit’te her ne kadar bu maç istediklerini yapamamış olsalar da genç Rıdvan ve Şehmus’un aldığı süreler ve gelişimleri umarım başta Efes olmak üzere tüm takımlarımıza ve genç oyuncularımıza örnek olur.
Paylaş