Paylaş
Maça Douglas, McCollum, Weems, Motum ve Dunston ile başlayan Ataman bu kadronun yüksek hücum gücünden faydalanmak istedi muhtemelen. Simon’un yokluğunda top yönlendirme görevini tek başına üstlenmesi beklenen Douglas maça iyi giremedi. Ancak Weems ve Dunston’ın çabalarıyla ilk çeyreği yine iyi oynayan bir Efes izledik. Daha sonra ise takım yine çözüldü.
Son maçlarda ikinci çeyreklerde havluyu atan takım bu sefer uzun süre skoru tutmasına rağmen maçı koparamadı. Nitekim bulunan 81 sayı oldukça iyi ama yenilen 94 sayı çok büyük bir problem. Bu noktada Efes’in savunma zaafından faydalanan Maccabi’nin top yönlendiricilerinin ve skorerlerinin yarattığı fark takımın genel şut yüzdesine ve skora yansırken, çember altında Dunston’ın tek kalmasını da iyi kullanan ve hücum ribaundlarıyla ekstra hücumlar yapan Maccabi kritik bir maçı kazandı.
EuroLeague’de Maccabi’nin bu seneki hücumlarının sadece %8,7’si isabetli üçlükle sonlanıyor. (Pozisyon sayısına isabetli-isabetsiz tüm şutlar, faul atışları ve top kayıpları dahil ediliyor.) Bu açıdan Maccabi ligin yay gerisini göreli olarak en az ve en verimsiz kullanan takımı konumundaydı. Ancak Efes maçında 86 pozisyon üreten Maccabi bunların 15’ini isabetli üçlükle noktaladı. Yani %8,7’lik oran bu maçta %17,4’e çıktı. Bu durum Efes’in yay savunmasının ne kadar problemli olduğunun bir göstergesidir. Nitekim Jackson ve Roll gibi şutu olan oyuncular ritim bulunca maçı koparabiliyor. Buna ek olarak Efes potasındaki 34 ribaundun 16’sını alan Maccabi boyalı alanda da fark yaratmayı başardı.
Öte yandan Ataman’ın sık sık vurgu yaptığı modern basketbol iki isolation (bire bir hücum) temelli oyuncunun aynı anda sahada olmasıyla oynanmıyor. Hele sahada topu yönlendirecek bir oyuncu yokken sadece skorer/şutör oyuncular ile modern basketbolu (pace&space denen tempo ve alan paylaşımı) oynamak imkansız. Top paylaşımı ve topsuz koşular olmadan modern basketbolda hücum etmek çok zor. Sorunu şöyle netleştirelim: Topu McCollum getiriyor, perdeyi McCollum istiyor, isolation hücumunu McCollum yapıyor, şutu McCollum atıyor! Bu esnada top kimsenin eline değmiyor. Bu durum defalarca tekrarlandı maçta. Modern basketbolda isolation oynanmaz diye bir durum yok ancak isolation’un beş kişinin topsuz oyununa ve pozisyon alışına bağlı olduğu, sürekli tekrarlanırsa diğer oyuncuların maçtan düşebileceği veya topu eline alan diğer oyuncuların hemen isolation’a başvurabileceği unutulmamalı. Arkadaşlarınızla basketbol oynarken bir iki oyuncunun tüm topları kullandığını düşünün, o maçta sadece nadiren gelen paslar veya hücum ribaundu ile sayı bulabilseniz maç konsantrasyonunuz nasıl olur?
Efes’in takım mühendisliğinde yaşadığı problemlere yeniden dönmemek elde değil. Zira Beşiktaş’tayken 2 numaradan oyun kurma kabiliyeti olan ve topu domine etmeden oyunu organize ederek etrafındaki penetreci ve atıcılara pozisyon hazırlayan M. Roll’u almak yerine başka tercihler yapan Efes bu hataların bedelini ödüyor. (M. Roll maçta +,- istatistiğinde +20 ile sahanın en iyisiydi.) Eğer bu yaz doğru tercihler yapılmazsa gelecek sene de benzer sorunlar yaşanacağı aşikar.
Paylaş