Paylaş
Dün akşamki maçta ise bitime üç saniye kala bir sayı geride olup, kenardan top çıkartma şansı olan Efes’te Perasovic sahaya statik Dunston+Stimac ile döndüğü anda maçı kaybetmişti zaten. Yani sorun Dragic’in topu çıkaramamasından daha büyük. Zira kimse nereye koşacağını, kime perde yapacağını bilmiyordu. Sonuçta bu kayıp Perasovic’in işinden de olmasına neden olacak kadar ağır bir kayıp oldu. Perasovic geçen sene takımı F-4 kıyısına getirmiş olsa da bu sezon Efes 3-9 ile ligin dibine demir atmış durumda.
Efes dün sadece 10-15 dakika kadar basketbol oynadı. O aralıkta da +,- istatistiğinde 12 dakikada -20’yi gören Huertas’ın da yardımıyla 9-10 sayı geriden gelip 9-10 sayı öne geçmeyi başardı (47-57’den 74-65’e). Ancak sene başından beri kazanılan maçlarda son darbeyi indiren ve McCollum’un bir numarada olduğu beş olması gerekenden daha uzun sürede sahada kalınca oyun sürekliliği yitirildi ve maç da kaybedildi. Bununla birlikte McCollum’un direksiyonda olduğu beş 35. dakikadan itibaren tıkanmaya başlamasına rağmen hiçbir koç hamlesi de söz konusu olmadı.
Kadronun problemli yapısına ilişkin çokça analiz yapılmış olsa da Ricky Ledo için özel olarak bir not düşmek gerek. Hücumda aldığı her topu potaya fırlatan, savunmada fiziği sayesinde bazen rakibi top kaybına zorlaması dışında pozisyon okumayı bilmeyen, dahası bireysel istatistiklerini galibiyet hedefinin önüne koyan Ledo ile yollar acilen ayrılmalı. EuroLeague maçlarında top kullanma oranı %27,4 olan Ledo’nun PER’i ise (tempo uyumlu verimlilik puanı) sadece 8! Ligde bu kadar çok top kullanıp bu kadar az verimlilik puanı üreten başka oyuncu olmasa gerek! Ama Efes, sahadayken takımını geri düşüren Ledo yerine hücum ve savunma verimliliği (100 pozisyon başına atılan ve yenilen sayı) artıda olan Muric’le yollarını ayırdı. Sadece bu hamle bile sorunların Perasovic’in gidişiyle çözülemeyeceğini gösteriyor olsa gerek. (Bu noktada gerçekten merak ettiğim bir olgu var: Efes’in ileri istatistikleri kullanan, bilgisayar programları ile çalışan ve temel istatistiklerde görünmeyenleri görüp koçu bilgilendiren analistleri var mı?)
Belki de maç özelinde en önemli nokta ise son üç buçuk dakikanın skorunun 2-11 olması. Peras’ın takımı bu sene böyle çok fazla maç oynadı ve bu hediye ilk değil. Bu nedenle ben dahil sanırım bütün Efes taraftarları skor 79-71 iken ve bitime 3.30 kalmışken “Bir şekilde bu maçı kaybederiz.” demiştir. Birçok hafta olduğu gibi bu hafta da rakipten bir oyuncuyu hafta MVP’si yapmayı başaran Efes’in koç değişikliğinden öte yırtıp atması gereken olgu “kaybetme alışkanlığı”dır. Bu da ancak vizyonlu yöneticiler ve uzun vadeli planlama ile gerçekleşebilecek bir hedeftir.
Paylaş