Paylaş
Beşiktaş, dün akşam sahadan galip ayrılsaydı sezon boyunca biriktirdiği tüm borçlarını kapatacaktı.
Beşiktaşlı futbolcular, dün akşam sanki sahada ilk kez birbirleriyle oynuyormuş gibiydi. Takım savunmasının dağınıklığı, orta sahada topların paylaşılamaması, ileride yapılan amatörce pas tercihleri, iki önemli oyuncusundan yoksun oynayan Başakşehir için büyük fırsatlar yarattı. Beşiktaş’ı çok iyi okuyan Avcı’nın öğrencileri, defansın lideri Epureanu ve oyun kurucu Emre’nin yokluğunda oyuna geriden başlarken sık sık sorunlar yaşasa da “uyumsuz” Beşiktaş kadrosu bu fırsatları net gol pozisyonuna dahi çeviremedi. Çünkü Beşiktaş, dersine iyi çalışmamıştı. Sadece birkaç hafta önce Başakşehir yine aynı oyunculardan yoksunken dersine iyi çalışan Fenerbahçe, önde yaptığı ani baskılarla bilinçli bir şekilde hücum edip sonuca giderek rahat bir galibiyet elde etmişti. Ancak Başakşehir savunmasında yaşanan bu hatalar, Beşiktaşlı futbolculara adeta sürpriz gibi geldi ve hatalar zinciri kaçınılmaz oldu.
Elia’nın golünün de gelmesinin ardından Beşiktaş adına kabus dakikaları tamamıyla başlamıştı. Mossoro’nun ikinci yarıyı oynayamaması ve Caiçara’nın bitime 25 dakika kala kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bırakması, üç puanı altın tepside sunmuştu Şenol Güneş’e. Ancak tecrübeli teknik adam, ilk dakikasından itibaren oyun kurmakta sıkıntı yaşadığı maçta Oğuzhan Özyakup’u oyuna geç almaya ve formsuz Atiba’yı 80 dakika oyunda tutmaya karar vererek bu ikramı olduğu gibi geri çevirdi. Adriano ve Babel’in kötü oyunu sol kanadı işlemez hale getirmişken maçın en istekli ismi Lens’in çıkıp Love’ın girmesi ise cabasıydı. Kartal, 10 kişi oynayan rakibine karşı elle tutulur gol pozisyonuna bile giremedi. Son iki haftada alınan 6 puanı yaptığı olumlu oyuncu tercihleriyle kazandıran Şenol Güneş, bu maçtaki formsuzluğuyla taraftarları ligin sezon genelinde olduğu gibi bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı. Ne 45 dakika 10 kişi oynamış Kayserispor’a ne de 25 dakika 10 kişi oynamış Başakşehir’e gol bile atılamadan üç puan veriliyorsa demek ki bazı şeyler değişmemiş demektir. En başta elbette B planı olmayan bir oyun planı ve ileride Gomez gibi net bir golcünün bulunmaması. Oyun planı artık çoğu takım tarafından rahatça durdurulmaya müsait olan Beşiktaş’ın, bir de ileri uçta net golcüsünü hâlâ bulamamış olması, en kolay gözüken maçlarda dahi gol sıkıntısı yaşattığını çoğu kez izledik. Dün akşam da bunun tipik örneklerinden biriydi, hem de ligin en iyi savunma yapan takımlarından birine karşı.
Beşiktaşlı futbolcular, puan kaybına tahammülün olmadığı bir başka önemli maçta sahada 34 yaşındaki Adebayor’un yarısı kadar galibiyet isteği gösteremedi. Şampiyonlar Ligi’nde de sezonu kapatmalarına rağmen görünüşe göre hâlâ rüyada olan Siyah Beyazlılar’ın, yarıştan kopmamış bir durumda olsalar da ileride çok arayacakları bir fırsatı teptikleri tartışılamaz. Artık önlerinde milli takım arasından sonra Vodafone Park’ta üst üste oynanacak iki iç saha maçı var ve bu süreçten çıkacak 6 puan hâlâ taşları yerinden oynatabilir. Ancak Beşiktaş’ın ilk önce kendi içinde taşları oynatması lazım.
Paylaş