Paylaş
Her değişikliğin başlangıcı en güzel zamanlarıdır. Çünkü yaptığın değişikliğin faydalı olup olmadığını geçen zamanla anlayabilirsin. İlk zamanlar sadece içinde bulunduğun durumdan farklı bir şey olduğu için mutlusundur.
Eskişehirspor, daha erken yapması gereken bir değişikliği geçtiğimiz hafta içerisinde yapabildi ve yeni bir teknik direktörle sezonu sonlandırmaya karar verdi.
Son haftalarda puan alamayan bir takım düşme hattının içinde kendini bulduğunda teknik direktör değiştirmek, biraz geç kalınmış bir karar gibi görünüyor. Daha öncesinde tehlikenin farkına varıp bu karar alınmış olsa şu anda durum daha farklı olabilirdi.
Çünkü ligin bitimine 5 hafta kala kritik durumdaki bir takımın başına, takımı tanımayan bir teknik direktör getirilmesi kurtuluş reçetesi olamaz. Belki de bu yüzden Yılmaz Vural gibi tecrübesiyle bu durumu değiştirebilecek bir isim tercih edilmiş olabilir.
Rizespor maçında daha farklı bir takım bekliyordum aslında sırf bu yüzden. Kadro aynı olsa da ruh hali pozitif yönde olan bir takım.
Yeni teknik direktör değişikliği yapan takımlarda genellikle böyle olur çünkü. İlk maçlarında daha üstün bir performans sergilerler, daha enerjik olurlar ve ilk maçı mutlaka kazanmaya çalışırlar.
Ancak Eskişehirspor’da değişen bir şey yok!
Oyuncular maçın bir çok anında “bitse de gitsek” ruh halinde sadece yürüdüler. Suratlar asıktı son haftalarda olduğu gibi ve tüm enerjileri tükenmiş haldeydi.
Maçı kazanmayı bırakın, oynamaya bile istekleri yoktu.
Bunda Rizespor’un maçın 40. saniyesinde golü bulması da etkili olmuş olabilir tabi. Ama bu futbol. Bazen maçın ilk saniyelerinde bazen de son saniyelerinde golü yersin. Maçın bitiş düdüğü çalmadan maçı bırakamazsın. Buna kimsenin hakkı yoktur.
Ne senin için kilometrelerce yol gelen kendi taraftarına ne de sana saygı duyan ve seni alkışlayan rakip takım taraftarına böyle bir maç izletemezsin.
5 maçta 15 puan gibi ütopik bir hayalle koltuğa oturan Yılmaz Vural, ilk maçında galibiyet alamadı. Ancak bu duruma kötü gidişat dememiz biraz haksızlık olabilir. Çünkü takımda bir değişiklik vardı. O da sakinlik.
Maç içerisinde oyuncuların sakin kalmaları kart görmelerini engelledi ve bir hafta sonraki Samsunspor maçına kadronun korunmasını sağladı. Aslında bu bile takım için önemli bir adım sayılabilir.
Ligin düşme hattında bu hafta çok büyük bir değişiklik yaşanmadı. Yarın oynanacak Balıkesirspor – Denizlispor maçını saymazsak eğer.
Yani hala Eskişehirspor için yapılabilecek şeyler, büyütülebilecek ümitler var.
Önümüzdeki hafta, ligin düşme hattının final maçı oynanacak. Eskişehirspor kendi evinde, taraftarının desteğiyle bu finalin hakkını verecek güçte olmalıdır.
Bu haftaya antrenman yapıp dinlenme fırsatı bulundu gözüyle bakalım ve umutlarımızı gelecek haftaya taşıyalım.
Paylaş