Paylaş
Geçen hafta bu köşeden ”Erkan Zengin hocalık yapamaz” demiştik. Demiştik de, peki sonra ne oldu? O yazımız ve ikazımız üzerine çiçeği burnunda teknik direktörümüz (!) Erkan Zengin apar-topar görevinden alındı. Çünkü Erkan Zengin gibi takım için çok şey ifade eden o futbolcu basit bir ihmalle bir yıl men tehlikesi ile karşı karşıya bırakılmıştı. Neyse ki, onu hem futbolcu hem de teknik direktör yaparken Talimat’a bakmayı ihmal edenler, yazımız üzerine bu konuda resmi yayın organlarından yaptığı (bizim zamanında birer kopyasını aldığımız) bütün resmi açıklamaları uçurmayı ihmal etmedi. Ve Karagümrük Kulübü 16 Ekim 2019 günü kulübün resmi organlarından yaptığı, “Bir buçuk yıldır takımımızın kaptanlığını başarıyla üstlenen Erkan Zengin, oyunculuğunun yanında aynı zamanda teknik direktörlük görevini de üstlenecektir” açıklamasını kaldırmak mecburiyetinde kaldı. Bu ve bununla ilgili özellikle sosyal medya hesabından yapılan bütün paylaşımlar (metin ve resimler) o günün sabahı geride hiçbir iz bırakmayacak şekilde silindi. Çünkü aynı saatlerde Futbol Federasyonu cephesi de harekete geçmişti. Ancak Karagümrük cephesinin erken davranması bu konuda soruşturma başlatan TFF Hukuk Müşavirliği’ne koz verilmesini engelledi. Riva cephesi de kulübün Erkan Zengin’in teknik direktörlük görevini üstlendiğine dair bütün ‘belgeleri’ ortadan kaldırması üzerine ‘delil yetersizliğinden’ açtığı dosyayı kapatmak zorunda kaldı. Ne diyelim, Erkan Zengin adına sevindik!
FENERBAHÇE’Yİ HÜKMEN YENİLGİDEN KURTARAN O HABER...
Tabii konu ‘hukuki ihmal’ filan olunca, bu alanda yaşanan ‘tarihi skandalı’ hatırlamamam mümkün mü? Bundan yaklaşık 15 yıl öncesiydi. Değil Fenerbahçe tarihine, Türk futbol tarihine geçecek bir skandal yine bizim böyle bir haberimiz üzerine direkten dönmüştü. Bu defa ihmale imza atan taraf dönemin Levent Bıçakcı federasyonuydu. Tarihler 7 Eylül 2005’i gösterdiğinde, bir gün sonra Şampiyonlar Ligindeki ikinci maçı için evinde PSV’yi ağırlayacak olan Fenerbahçe Kulübü resmi hesaplarından o dönem TFF tarafından ‘lisansı askıya alınan’ Deniz Barış’ın PSV maçında forma giyebileceğini duyurmuştu. Peki bu duruma nasıl gelinmişti? Fenerbahçe Kulübü bu maç öncesi TFF’ye başvurmuş ve Türkiye Ligi’nde forma giyemeyen Deniz Barış’ın Şampiyonlar Liginde forma giyip giyemeyeceğini resmi bir yazı ile sormuştu. O Bıçakcı federasyonunun hukukçuları da hiç tereddüt etmeden “Burası başka orası başka” diyerek Fenerbahçe’ye resmi yazıyla “Oynayabilir” müsaadesini vermişti. Kaynak sağlam(!) olunca Fenerbahçe Kulübü de hiç tereddüt etmeden Deniz Barış’ı PSV maçı kadrosuna almış ve maça da 24 saat kalmıştı. Bize çok mantıklı gelmeyen bu durumla ilgili sayfalarını karıştırdığımız ‘Şampiyonlar Ligi statüsü’ Deniz Barış için açık ve net bir şekilde ‘oynayamaz’ diyordu. ‘Futbolcuların uygunluğu’ başlığı altındaki maddede ‘futbolcunun lisansının aktif olması’ şartı vardı. Şaşırtıcıydı. Ve bunun üzerine gece geç saatlerde, o gün çalıştığım Türkiye Gazetesi’nin sayfasını yıkmış ve manşetini ‘Yapma Fener’ haberiyle değiştirmiştik. Her şey belgeliydi de. Peki sonra ne oldu? Fenerbahçe ve TFF cephesi şoktaydı. Maç sabahı çıkan haberimizi yöneticileri ile birlikte yurt dışı seyahati öncesi havaalanında öğrenen TFF Başkanı ve yöneticileri konuyu UEFA kaynaklarından da teyit etmesinin ardından Fenerbahçe Kulübü’ne bu defa “Deniz Barış’ı oynatmayın” yazısını göndermek zorunda kalmıştı. Deniz Barış bunun üzerine kamptan ayrılmış ve maç günü evinin yolunu tutmuştu. O gün PSV’yi 3-0 mağlup eden Fenerbahçe neredeyse tarihi bir ihmal yüzünden 3-0 hükmen mağlubiyetle karşı karşıya kalacaktı. Türk futbol tarihine de kara bir leke olarak geçecek olan bu durum, neyse ki bizlerin de katkısıyla engellenmiş oldu. Tıpkı Erkan Zengin vakasında olduğu gibi.. Bu tip vakalar, görüldüğü üzere böyle on yılda on beş yılda bir oluyor. Biz de yeri geldi paylaşalım istedik...
MUSTAFA CENGİZ İÇİN GELDİ MURAT SANCAK İÇİN GİTTİ
Geçen sezon sonuna doğru federasyonumuz Disiplin Talimatı’nda ani bir değişikliğe gitti. Değişikliğin sebebi de, 150 gün hak mahrumiyeti cezası aldığı için maçlara gidemeyen Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’in, protokol tribünü olmasa da en azından locaya, stada, girebilmesini sağlamaktı. Nitekim ilgili maddeye bir cümle eklenerek cezalı kulüp başkanlarına statlara protokol harici giriş izni verildi. Sonra bakın ne oldu? TFF yargı organları tarafından cezaya çarptırılan Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak tıpkı diğer başkanlar gibi talimatın kendisine tanıdığı bu haktan yararlanarak cezalı olduğu dönemde stada girip maçını izlemeyi sürdürdü. Ve bundan iki hafta önce yine cezalı olarak girebildiği Menemenspor maçı sonrası yaşanan olaylardan dolayı saha içine giren kulüp başkanı o Sancak, cezalıyken akredite alana girmekten ekstra 300 günlük bir cezaya daha çarptırıldı. Haliyle kulüp başkanı buna “Arkadaş siz bana sadece protokolü yasakladınız, diğer alanları değil” diyerek itiraz etti. Mantıken haklıydı. Nitekim TFF yargısını da adeta ortadan ikiye bölen bu durum federasyonu yeni bir değişikliğe gitmeye itti ve geçen sezon sonunda Mustafa Cengiz için getirilen o ‘ek maddeyi’ Murat Sancak krizini çözmek için ortadan kaldırdı. İşte siz o Talimat’la, birilerinin istek ve arzularına göre(!) durmadan oynarsanız böyle işin içinden çıkılmaz hale gelir ve birkaç ay önce koyduğunuz talimatı birkaç ay sonra kaldırmak zorunda kalırsınız
Paylaş