Paylaş
Halil Dervişoğlu serbest atış kullanmak için topu yere koyuyor, Marcao topa hamle yapıyor. Halil sağ eliyle Marcao’yu sert bir şekilde itiyor. Marcao da tokatla karşılık veriyor. Sendeleyen Halil, Marcao’nun üzerine giderken, G.Saraylı futbolcu ikinci kez vurmaya yelteniyor. Diğer oyuncular ve teknik heyet araya girip ayırmaya çalışıyor.
Milli maçı bile gölgede bıraktı” dersek belki abartmış oluruz ama şu Florya’daki tokat meselesi gündemi bir hayli meşgul etti. Malum severiz böyle polemikleri!.. Hem G.Saray’ın hem de Ümit Milli Takım’ın resmi ağızları “Kesinlikle tokat mokat yok” diyor. Var arkadaş, var. Bal gibi var. Buyurun bana bunun aksini ispatlayın. Elinizde iddiamızın aksini ispatlayabilecek argümanınız da var; eğer saha kenarında görev yapan analiz ekibi ve GS TV kameraları gökkuşağını görüntülemek için orada değillerse!
iSTEKSiZ ‘ÇAK’
Ümit Milli futbolcumuz Halil Dervişoğlu topu yere koyuyor, serbest atış kullanacak, Marcao topa hamle yapıyor. Halil sağ eliyle Marcao’yu sert bir şekilde itiyor. Marcao da milli oyuncumuza tokat atarak karşılık veriyor. Sendeleyen Halil, Sambacı’nın üzerine giderken Marcao 2. kez vurmaya yelteniyor. Bu defa kenardaki oyuncular, teknik heyet ve tercüman Mert Çetin araya girip kavgayı ayırmaya çalışıyor. Marcao zar zor zaptediliyor. Halil’in karşılık vermesi vs. 2-3 dakika süren kargaşanın ardından Belhanda iki futbolcuyu barıştırmaya çabalıyor. Gönülsüz de olsa iki oyuncu elleriyle ‘çak’ yapıyor.
TERİM ÇOK SİNİRLENİYOR
Maçın o anlarını aşırı yağmurdan dolayı tesislerin camından izleyen Fatih terim oyuncusuna sinirlenerek, Levent Şahin’den Marcao’yu çıkarmasını istiyor, oyuncusuna da “Out, out (dışarı)” diye öfkeyle çıkışarak. Hakem arkadaşımız da kırmızı kartlık bu hadiseyi sarı kartla geçiştiriyor. Ve raporunda da tokattan filan bahsetmiyor. Bahsetse MHK, “Kırmızı kart nerede?” diyecek. Her iki takımda da sinirler geriliyor, 10 dakika süren maç iki teknik heyetin ortak talebiyle sona erdiriliyor. Arkadaşlar bu bilgiler her iki cepheden teyit edilen bilgiler. Tabii enteresan olan; söylediklerini görüntülü bir şekilde ispatlama imkanı olan G.Saray’ın her ne hikmetse bu yola başvurmaması. Bu bile tokadın varlığının bir göstergesi açıkçası. Peki kulüp bu görüntüleri neden yayınlamaz? Bunun tek bir sebebi olabilir. O da; görüntülerin ortaya konmasıyla takımın bazı disiplin ihlalleriyle ve disiplin sevkiyle karşı karşıya kalma ihtimalinin bulunması.
KATAR GARANTİLİ TEMİNAT MEKTUBU İÇİN BEINSPORTS’A SON İHTARNAME GÖNDERİLECEK
GEÇEN hafta TFF’nin, yayıncı kuruluş ile yaşanan yasal süreçlerin farklı boyutlara gelmesi sebebiyle Ankara’dan önemli bir hukuk bürosuyla anlaştığını duyurmuştuk. Sebebi de; bu işin artık bir masa etrafında çözümlenmesi aşamasandan çıkıp mahkeme kapısına dayanması. O kapının çalınmasına kalan süre ise 48 saat. İlk ihtarname gitti. 2.’si gitti. Şimdi sıra 3. son ihtarnamede... O da; geri çekilen 110 milyon dolarlık teminat mektubunun yerine konulan Katar devlet garantili teminat mektubu. Eğer yayıncı kuruluş bu 2 günde taleplerini ve sözleşmenin gereğini yerine getirmezse bu defa bu mektubun işleme konması için son ihtarname gönderilecek.
DAHA FAZLA TAViZ YOK!
PEKi kulüplerin talebi ne: 3 milyar 145 milyon TL. Yani 250 milyon dolar + 1 milyar 270 milyon 193 bin 936 TL (2020-21 sezonu için). Bu, 2 hafta önce 2. ihtarnameyle yayıncı kuruluşa bildirildi, “Bu meblağın yüzde 25’lik peşinat kısmının ödenmesine...” diyerekten. Onlar da, 500 milyon TL’lik bir ödeme yaparak (134 milyon TL’si 16 Ekim’de ödenecek) TFF’den 15 günlük ek süre talep ettiler. Ancak yayıncı
kuruluşun bu ödemeyi bir şarta bağlanması (peşinata sayılması) isteği hem TFF hem de kulüplerce kabul edilmedi. Hem federasyon hem de kulüpler cephesinden aldığım izlenim artık yayıncıya taviz verecek gibi durmuyorlar.
KULÜPLER TOPLANIYOR
Şimdi TFF ve kulüpler cumaya kitlenmiş durumda. Yayıncının ödeyeceği paraya ve söyleyeceği rakama. Bunun için Kulüpler Birliği bugün toplanacak. Üç gündem maddeleri var... 1. Yayın meselesi. Burada da kulüpler yayıncı kuruluştan 2020-21 sezonu ücretinin yüzde 25’lik peşinatının ve ilk 2 aylık taksidin ödenmemesi gerekçesiyle TFF’den sözleşmenin gereğinin yapılmasının resmi bir yazı ile talep edilmesi. Bu yazı kaleme alınacak. 2. Sağlık Bakanlığı’nın kararıyla kulüplere büyük bir maddi külfet getiren Covid-19 test masraflarının çözümü. 3. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın hazırlayıp bir süre önce incelenmesi için kulüplere dağıttığı Kulüpler Yasası. Gördüğüm kadarıyla da yasa kulüplerimizin biraz keyfini kaçırmış! Ama Covid-19 test maliyetleri yayın krizi kadar kulüplerin başlıca gündemi. Stada gelen herkesin testlerinden ve maliyetinden ev sahibi kulübün sorumlu olması onları isyan noktasına getirmiş.
LOCALARA YÜZDE 50 SEYİRCİ ‘BÜYÜKLERİMİZ’ İÇİN TAMAMEN DUYGUSAL BİR KARAR
TFF’den yapılan açıklama aynen şöyle: “TFF Yönetim Kurulu, ilgili kurum ve kurullarla görüşerek yaptığı değerlendirme sonucunda TFF Sağlık Kurulu’nun protokolü ile belirlenen tüm sağlık tedbirlerini uygulanmak şartıyla, lig ve kupa müsabakalarında locaların yüzde 50 kapasitesi kadar seyirci alınmasına karar vermiştir.” Peki el alem tribünlerin yüzde 20’sini, 30’unu açarken bizde neden sadece localar? Hiç düşündünüz mü? Acaba şu Covid-19 meretinin zenginlere bulaşma oranının düşük olmasından mı? Farzı mahal 40 bin kişilik tribünlerin yüzde 20’lik kısmına 8 bin taraftar almak yerine, stadın dar bir alanına 800 kişiyi sıkıştırmak niye? Dünyada benzer bir örneği var mı? Yok. Böyle bir ‘açılım’ dünyada ilk olacak.
ENTERESAN VE GARiP
UEFA’nın stat kapasitesinin yüzde 30’una kadar müsaade ettiği ve birçok ülkede bu ve buna yakın oranda seyirci alındığı noktada işi localarla sınırlandırmak... Enteresan ve garip fikir. Açıklamaya göre fikir; TFF, kulüpler ve Bilim Kurulu’nun ortak kararı. Ama gerçekler pek öyle değil gibi...
ORTAK BİR NOKTA YOK
Kulüpler açısından pek ‘ortak’ bir nokta yok. Bırakın kimin ne kadar locası olduğunu, 21 takımlı ligde henüz ‘locası ve loca kültürü olmayan’ birçok kulüp var. Erzurum, Hatay, Karagümrük, Kasımpaşa vs... Acaba locaları var mı ki, böyle bir arzuları olsun. Peki fikirleri alınmamış mı? Alınmış elbet. “Loca ve loca muadili” diye not düşmüşler. Ama Bilim Kurulu sadece locayı onaylamış. Peki onlar ne yapacak, kapılarını açmayacak mı? Amaç belli... Kaynak sıkıntısı çekilen noktada kulüplere bir nebze olsun ekonomik katkı sağlamak. Kime? Tribün gelirlerinin önemli bir kısmı localardan gelen ‘büyüklerimize.’ Amaç statları taraftarlar renklendirmek, futbolculara motivasyon sağlamak, maç havasını yaşamak filan değil. Taraftarlarının arasından zenginlerini seçip almak. Tamamen duygusal yani!
"Sanal Oyunlar" ilk defa ve sadece Misli.com'da! Hemen oyna...
Paylaş