Paylaş
İhlal aynı, sevk maddesi aynı, karar veren kurul aynı, ama gel gör ki faturalar ‘makama göre!..’ Olur mu? Oluyor işte. Yöneticisiysen, görevliysen, hele hele teknik direktörsen ‘giriş yasak.’ Başkansan atış da serbest, giriş de. Sanırım tokmak onların elinde diye. Güya sezon başında umutlanmıştık; o Futbol Federasyonu daha Fatih Terim ‘leb’ demeden ‘leblebiyi’ anlamış (!), tecrübeli teknik adamı hiç beklenmedik bir şekilde 4 maç men cezasıyla çarptırılmıştı. Kaldı ki bu, başkanların yaptığı gibi ‘hedefi belli’ bir açıklama filan da değildi. Ama o federasyon Terim’i affetmedi. Biz dedik ki; ‘Tamamdır, bu iş oldu. İşte özlediğimiz federasyon. Bunlar futbolumuzun marka değerini koruyacak.’ ‘Leb’ demeye buysa, ‘leblebiye’ kimbilir, ne faturalar çıkacak diye... Terim’e ceza kesilirken çıta geçmiş yıllara göre bir hayli yüksek tutulmuştu. Federasyon yeniydi ve ortada bu cezayı eksik veya fazla diye değerlendireceğimiz bir emsal karar dahi yoktu. Ve o gün biz de, “Bu cezanın abartılı olup olmadığını aynı konuda verecekleri kararlarda göreceğiz” demiştik. Ve nihayet o gün geldi... Görüyoruz ki, Terim’e o gün ciddi haksızlık yapılmış. Bu gayet net. Şu başkanların ortalığı yangın yerine çeviren tehditvari açıklamalarının para cezasıyla geçiştirildiği yerde, ‘futbolun marka değerine gölge düşüren açıklamalar’ yaptı diye Terim’i 4 maçla cezalandırmak çifte standardın ta kendisidir beyler. Yok “Gerçek ölçümüz Terim’e verilen ceza” diyorsanız o zaman şu başkanlara kestiğiniz ‘faturacıklar’ eyyamın ta kendisidir.
Futbol Federasyonu'nun 'Başkan' sevgisi
Hatırlarsınız geçen sezon federasyonumuz, ani ve sürpriz bir kararla talimat değişikliğine gitmiş ve cezalı olan kulüp başkanlarına stat kapılarını açmıştı. Bu ani değişikliğin sebebi de; o dönem 150 gün hak mahrumiyeti cezası aldığı için uzunca bir süre statlara giremeyecek olan Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’in maçlara gidebilme arzusuydu. Neyse ki, federasyonumuz, bu isteği geri çevirmeyerek başkanları stat yasağından muaf tutan o ek maddeyi getirdi. Ancak, o tarihe “Mustafa Cengiz talimatı” olarak geçen ilgili ‘ek madde’ iki hafta önce yine ani bir kararla bu defa yürürlülükten kaldırırdı. Bunun da sebebi; diğer başkanlar gibi ‘Mustafa Cengiz Talimatı’ndan’ yararlananan cezalı Adana Demirspor Başkanı’nın bu defa olaylı bir maçta ‘sahaya girmesi’ ve Riva’da yaşanan kaos oldu. Evet; artık, alınan bu son kararla, hak mahrumiyeti alan kulüp başkanlarına herkes gibi tekrar stat kapıları kapatılmıştı. Ancak açılması gerekiyordu. Ve anında açıldı. Hatırlayın geçen haftaki futbol ortamını... Fenerbahçe’nin, Trabzonspor’un başkanlarıyla, yöneticileriyle art arda yaptıkları açıklamalar ve sosyal medya paylaşımlarıyla ortalığı nasıl tozu dumana kattıklarını. Bunun TFF ve MHK’yi tehditlere kadar varmasını. Peki sonuç? O bir hafta süren gerilimin baş rol oyuncuları Ali Koç’a ve Ahmet Ağaoğlu’na para cezası... Yani ‘uyarı’dan bir tık fazlası! Kısaca ‘hak mahrumiyetine’ dahi gerek görülmemesi! Düne kadar karşılığı ‘hak mahrumiyeti’ cezası olan 38. Madde ihlalinin faturasının; kulüp başkanlarına stat kapılarını kapatan talimat değişikliğinin ardından para cezasına dönüştürülmesi. Niyesi, başkanlarımız maçlara girebilsin diye! Çözüm; diğer herkese ‘hak mahrumiyeti’, başkanlara ‘para cezası.’ Bu hülle değil de nedir?
Sergen Yalçın'ın 4 maçı nereye uçtu?
PFDK’nın bombası eksik olmuyor... Bunlardan sonuncusu da Sergen Yalçın’a kesemediği ‘4 maçlık tedbir’ cezası. Gelen 4 maç; ‘sahadan atılma’ ve ‘müsabaka hakemine yönelik hakaret ve küfür’den. Peki Sergen’in ihraç sonrası süreyi beklemeden soyunma odasına girme cezası olan 4 maçlık fatura nerede? O yok. Uçmuş. Temsilci raporu ‘15 dakikalık süreyi beklemeden 5. dakikasında soyunma odasına gitti’ diyor. Ama gel gör ki, PFDK’ya göre gitmemiş. Bu yorumluk bir şey değil ki, ‘kurulun görüşü’ böyle diyelim. Enteresan... Tabii enteresan olan bir başka konu da aynı kurulun tribüne gönderildikten sonra maç komiseri eşliğinde tuvalete gidip gelen Metin Diyadin’e ‘tedbire uymamaktan’ dolayı 5 maç gibi bir ceza kesmesi. Adaletin bu mu PFDK?
Martin Linnes gerçeği ve Fenerbahçe
Galatasaray’da Linnes madem düşünülmüyor du, peki o zaman neden satılmadı? Herkesin aklına gelen soru bu. Aslında teknik kadro Linnes’in gidişine yeşil ışık yakmış ve oyuncu da Başakşehir’le her konuda anlaşmıştı. Ama transfer son anda sürpriz bir şekilde bozulmuştu. Bunun da sebebi Galatasaray Kulübü’nün son anda Başakşehir’in Linnes’i alması halinde sol beki Gael Clichy’yi Fenerbahçe’ye verecek olmasını öğrenmesi oldu. Bunu üzerine sarı kırmızılı kulüp son güne kadar beklettiği Başakşehir’e son anda “Hayır” diyerek, Linnes’i tribünde oturtma pahasına Norveçli’yi göndermedi. Bu da Fenerbahçe’nin ‘tamam’ diye baktığı sol bek Clichy operasyonunu suya düşürmüş oldu.
Paylaş