Paylaş
Ne oynanan futboldan ne alınan sonuçlardan bahseden var... Ne de rakibinin oynadığı futbola saygı duyan, alkışlayan. Ortalık yine her zamanki gibi toz duman. Ve ortada yine aynı senaryo! Senaryonun adı da; ‘adaletsizlikten pay isteme.’ Nasıl mı? Birazdan anlatacağım, taze bir örnekle... Bakmayın siz milletin konuşurken bir anda vitesi 1’den 5’e çıkartırcasına sesini yükselterek “Adalet istiyoruz adaleeeeet” diye bağırmasına çağırmasına... Anadolu kulüplerinin hepsini bilmem ama şu ‘büyüklerin’ bağırmalarının altında bu ‘amacın’ yattığından yüzde yüz eminim. Tıpkı bunun yansımasını TFF’nin Mustafa Muhammed kararında gördüğümüz gibi..
GÖKHAN ZAN KARARINI ATLAMIŞLAR!
Önceki gün yayınlanan o deklarasyonda ne diyor Galatasaray Kulübü: “Futbolcumuz Mustafa Muhammed’in ihracı ciddi ve aşikar bir hatadır. Lütfen geçmişteki o emsal kararda olduğu gibi oyuncumuzla ilgili ceza uygulamasını kaldırın.”
Derken de 2007 yılındaki o karara dönemin MHK’sının görüşüne ve FIFA’nın 2005 yılındaki 948 sayılı sirkülerine atıf yapıyor. Bakıyorum takvime, 2021’i gösteriyor. Aradan geçmiş tam 14 yıl. Öyle ki kararın altında imzası olanların Hilmi Ok hoca başta olmak üzere bir çoğu hayatta bile değil. Üzerine talimatlar 1500 kere değişmiş. Çıkmış Galatasaray Kulübü hukukçuları ‘fi tarihinden’ bir emsalle “Bu kartı kaldırın” diyor.
Belli ki kulübün hukukçuları sayfaları geriye doğru çevirirken 2013’teki Gökhan Zan kararını atlamışlar! Boşu boşuna geriye dönük 6 yıllık kararlar incelenmiş. Hatırlasanıza, 2013’de dönemin Tahkim Kurulu çıkıp Gençlerbirliği maçında kırmızı kart gören Gökhan Zan’ın cezasını erteleyip bir sonraki Kayserispor maçında oynatmadı mı? Oynattı. Siz de ta 2007’lere gidip Rüştü Reçber kararını emsal göstereceğinize daha taze olan hem de kendi oyuncunuz Gökhan Zan ile ilgili verilen kararı emsal göstererek, Mustafa Muhammed’i kurtarsaydınız daha iyi olmaz mıydı? Şimdi soruyorum size; “Bu adalet istemek midir, yoksa geçmişte yapılan adaletsizliği emsal göstererek” adaletsizlikten pay istemek midir?
1 MAÇ CEZAYA ŞAŞIRMADIM
Geçmişte yaşadık, bugün de yaşıyoruz. Federasyonlardan her an bu tip bomba sürpriz kararlar çıkabiliyor. Ki bu dönem alâsı yaşanıyor. Fenerbahçe maçında gördüğü kırmızı kart iptal edilen Başakşehirli Rafael’e kadar gitmeye de gerek yok. Mesela 2 hafta öncesi TFF’nin İstanbulsporSamsunspor maçında kabak gibi yapılan kural hatası konusunda yaptığı hülleyi. Sanırım “Bir ayda iki kural hatası fazla olur” düşüncesindendir! Hakemin, 2. sarı karttan oyundan attığı futbolcunun daha önceden sarı kartının bulunmadığının ortaya çıkmasından sonra vaziyeti ‘birilerinin yardımıyla’ (!) raporuna “4. hakemimin uyarısıyla rakibine dirsek attığı için direkt kırmızı kartla oyundan attım” diyerek kotarması gibi... Sonrasında da hakem raporu doğrultusunda ‘kural dışı hareketten’ minimum 3 maç men cezası alması gereken o oyuncunun ‘İstanbulspor’un mağduriyetinin göz önüne alınıp’ bir nevi eyyam yapılarak sadece 1 maç ile cezalandırılması. Enteresan di mi?
BENİ YANILTMADILAR
"Bugün ilgili kurumlardan da aynı şekilde “kural dışı hareketten” PFDK’ya sevk edilen ve karşılığı minimum 2-3 maç men olan Mustafa Muhammed konusunda benzer kıvırmayı bekliyorum” demiştim dün sabah saatlerinde. Nitekim öyle de oldu. Ve beni yanıltmadılar. 2 hafta sonra rakibinin suratına dirsek atarak kural dışı harekette bulunan bir futbolcu daha (Mustafa Muhammed) ‘görülen luzüm üzerine’ 3 maç yerine 1 maçla cezalandırılmış oldu. Hakem raporu yine çöp. Ama işinize geldiğinde ‘esastır, değiştirilemez’ işinize gelmediğinde, ‘yok’ sayılabilir. Ne yazık ki futbolda bir süredir hukuk adalet bu şekilde işliyor. Birileri de “Ben istemem ama yan cebime koy” diyor. Sanırım Ankaragücü-Galatasaray maçının ardından bugüne dek yapılan o yaygara bağrış çağrışlar da bunun içindi. Sonuçta meyvesini verdi.
RÜŞTÜ REÇBER KARARI EMSAL OLAMAZ
Tabii bu arada Galatasaray’ın Mustafa Muhammed konusunda ta 2005’lerden 2007’lerden emsaller bularak TFF’ye yaptığı başvurudan eli boş dönmesi de gayet normal. Dedik ya emsal karar olarak sunduğunuz 2007’deki o karardan bu yana o talimatlar 1500 kere değişti diye... Örneğin Rüştü Reçber ile ilgili o karar verildiğinde talimatlarda “Disiplin Kurulu, hakemin saha içerisindeki futbolculara ilişkin disiplin uygulamalarını (sarı kart ve kırmızı kart uygulamalarını) ve sonuçlarını ancak şahısta hata hallerinde ortadan kaldırabilir” yazmıyordu. Bugün ise 86’ya 3. maddede bu yazıyor. Keza o gün yine “Resmi yayıncı kuruluş görüntüleri delil olarak kullanılabilir. Ancak VAR sisteminin uygulandığı müsabakalarda bu madde hükmü uygulanmaz” yazmıyordu. Bugün 76’ya 2. maddede bu yazıyor. Bu nafile bir çabaydı.
TALISCA BAŞVURUSU REDDEDİLMİŞTİ
Kaldı ki, Galatasaray’ın Muhamed ile ilgili yaptığı başvurunun bir benzerini bundan yaklaşık 3 yıl önce Beşiktaş Talisca için yapmış ve dönemin TFF’si bunu reddetmişti. Siyah beyazlı kulübün hukukçularının o dönem Talisca’nın Konya maçında gördüğü sarı kartın haksız olduğu yönündeki başvuruları kabul görmemişti. Üç yıl sonra bu defa Galatasaray’ın benzer çabası yine duvara toslamış oldu. Acaba sizin bahsettiğiniz o ‘adalet’; hakem raporuna göre kural dışı harakette bulunan ve talimatlarca karşılığı minimum 3 maç olan Muhammed’in 1 maç cezaya çarptırılması mıdır? Ve siz değerli okurlar: “Adalet istiyoruz adaleeeeet” diye bağıranların emsal karar konusunda ta 15-16 yıl öncesine giderek o dönem yapılan bir yanlışı emsal göstermesi acaba adalet mi yoksa adaletsizlikten pay istemek için midir, buyurun buna da siz karar verin.
Paylaş