Paylaş
Zaten oraya da bir Uğur Meleke yetiyor da artıyor bile. Genelde ‘protokol ağırlıklı’ bir futbol ailesiyiz biz. Maalesef, spor sayfalarımızı da şortlu futbolcular, eşofmanlı teknik adamlar yerine, kravatlı idareciler kaplamış durumda. Girizgahımızın nedeni şu; konu ve konuğumuz yine ‘onlar.’
Mesela Fenerbahçe Başkan Ali Koç önceki gün çıkıp Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’e şeffaflık göndermesi yaparak, “Koca Galatasaray bir sezonda sadece 10 bin Euro mu menajerlik parası ödemiş?” diye sordu ve yeni bir yeni bir tartışma başlattı. Üzerinden 24 saat geçmeden Cengiz’in bu konudaki açıklamaları ve ‘itiraflarıyla’ olay daha da farklı bir boyut kazandırdı. Bakın ileride daha neler çıkacak, neler.... Çünkü Ali Koç’un parmak bastığı konu enteresanlıklarla çarpıklıklarla dolu. Neresinden tutarsanız tutun, elinizde kalır.
BEŞİKTAŞ'A NE DEMELİ
Galatasaray iyi, yine 10 bin Euro bildirmiş. Hiç bildirmeyen ‘büyüklerimiz’ bile var. Onlar ne olacak? Mesela sayın başkana, “2017’de onca transfer yapmış Beşiktaş tek kuruş menajerlik ödemesi yapmamış” desek ne diyecek? Sadece o mu?.. Her mart ayı sonunda kamuoyuna açıklanan o menajerlik ödemeleriyle ilgili 2019’da 7, 2018’de 6 ve 2017’de de 7 Süper Lig kulübünün o sezon hiç menajerlik ücreti ödememiş olması normal olabilir mi Ali Başkan? Veya Ali Başkan 2017’de Karabük ve Bursaspor’un Galatasaray’dan fazla menajerlik ücreti ödediğini biliyor mu acaba? Mesela 2017’de menajerlik ödemesi ‘sıfır’ olan Beşiktaş’ın, Galatasaray’ın 3.5 milyon Euro menajerlik ödemesi yaptığı 2018 yılındaki ödediği menajerlik bütçesinin sadece 75 bin Euro olmasına ne der?
GAYET CİDDİ BİR MEVZU
Yani konu, birilerinin öyle ‘serçe parmağıyla’ dokunacağı kadar basit ve bir iki demeçle geçiştirilecek bir konu değil. Üzerinde durulması gereken ciddi bir mevzudan söz ediyoruz. Konunun ciddiyetini anlamak için tff. org’a girip ‘Futbol Menajerleri ile Çalışma Talimatı’nın ‘yaptırımlar’ başlıklı 23. maddesini okumak kâfi. Hem de nasıl bir yaptırım? İhlalin derecesine göre para cezasından puan silmeye, transfer yasağına hatta bir alt kümeye düşürülmeye kadar varan bir yaptırım. Ama nerede, sadece lafta...
SIKINTI VAR, KAÇAK VAR
Talimat açık ve net. Kulüplere ve menajerlere sözleşmelerini ‘bildirim zorunluluğu’ getirmiş. Ama dört yıldır yürürlükte olan bu talimata rağmen doğru dürüst bildirim yok. Yaptırıma gelince, o da yok. O günden bugüne henüz ‘ihtar’dan öteye gidilememiş. Uygulamada ciddi sıkıntı var. Kaçak var. Öyle ki, talimat, kulüplere çalışacakları menajerlerin lisanslarının aktif olup olmadığını bilme zorunluluğu getirmesine rağmen, bugüne kadar birçok işlem (resmi kayıtlarda) ‘lisansı askıda’ olan menajerlerle yapılmış. Örnek mi? Sadece Süper Lig’de bir sezonda 12 transfer, lisansı askıda menajerler tarafından gerçekleştirilmiş. Peki yaptırım mı; ‘ihtar.’ Bırakın puan silmeyi, transfer yasağını, daha üç yıldır para cezasına geçemedik, anlayın artık.
BARİ SEN DEME BUNU MUSTAFA BAŞKAN
MUSTAFA Cengiz Başkan, “Oyun oynanırken kural değiştirilmez diyorum” dedi ve peşine de malum play-off meselesini örnek gösterdi. Sonrasını biliyorsunuz!.. Başkan TT gibi bir şey oldu! Ben işin bu tarafında değilim. Benim için ilginç olan; bu “oyun oynanırken kural değiştirilmez” söylemini Mustafa Başkan’ın gündeme getirip dert yanmasıydı. Nedeni de; Sayın Başkanın, ‘oyun oynanırken yapılan son kural değişikliğini’ bizzat kendisi için yapıldığını unutmasıydı! Hani o; cezalı kulüp başkanlarına ‘sezon ortasında’ stat kapılarını açtıran talimat değişikliği. Hatırladınız mı Başkanım
GÜNÜMÜZÜN TARTIŞMASINA 2012 HATIRASI
ŞU kulüp lisans meselesi... Birileri çıkıp, “Bu değişiklik Fenerbahçe için yapıldı”, “Yok efendim bu düzenleme Trabzonspor için hazırlandı” filan deyince aklıma 2012 yılında TFF’nin Disiplin Talimatı’na eklenen ve uzunca süre tartışılan meşhur ‘erteleme’ maddesi geldi. Malum şike olaylarının ardından talimata böyle bir madde eklenince herkesin ortak fikri bunun Fenerbahçe için getirildiği yönünde oldu. Her ne kadar bu, FIFA sirküleri olsa da! Her neyse. Hatırlayın o dönem buna en büyük tepkiyi veren kulüp de Galatasaray’dı. Öyle ki, Galatasaray Kulübü resmi sitesinden yayınladığı 10 maddelik gerekçe ile bu maddenin iptalini istedi ve Tahkim Kurulu’na gitti. Ama bir şey değişmedi. Olayın ilginç yanı; sonrasında o Tahkim’den ilk erteleme talebinde bulunan ve bu maddeden yararlanan kulübün G.Saray olmasıydı
MİKROFON MERAKLILARI
ÜZÜLDÜM... Neye üzüldüm biliyor musunuz. Onca emekle hazırlanılan şu çalıştayımıza kulüp başkanlarımızın mikrofon merakı yüzünden gölge düşürülmesine. Spor Bakanımız Kasapoğlu’nun büyük gayretleriyle hazırlanılan çalıştayın, mikrofon meraklısı o 2-3 kulüp başkanının demeçleriyle ‘kavga çalıştayına’ dönüşmesine. Türk futbolunun, Türk sporunun geleceği yerine, bir gün önce konuşan rakip başkanın verdiği demece nasıl cevap vereceği konusunda satır satır çalışan kulüp başkanı gördüğüme. İki gün de mi sabredemediniz be arkadaş?
Kaybeden tüm iddaa kuponlarına %3'e varan iade sadece Misli.com'da, katılmak için buraya tıklayın!
Paylaş