Paylaş
Fenerbahçe’de durum vahim... Gelecek de pek umut verici görünmüyor. Sarı lacivertlilerde vaziyet ‘deve’ misali... Kulübün her bir tarafı eğri-büğrü...
Sıkıntı; ne ‘teknik’ ne de ‘takım’ kadrosuyla sınırlı. Sıkıntı büyük... Sıkıntının da ‘büyüğü’ kulübün kötü yönetilmesi. Başkanın tutumu, davranışı... Yönetimin yetersizliği, beceriksizliği...
Futbolcu kadrosu demoralize olmuş durumda. Takımı ayağı kaldıracak abi yok. emre küskün, moralsiz. Millette kaptan Muslera, Burak Yılmaz, Sosa... Sende Ozan!
Yabancıların her biri ayrı telden çalıyor. Kruse desen, adam başka âlemlerde geziyor. Yerli - yabancı kaynaşması neredeyse sıfır. Geçen hafta Samandıra’dan birkaç örnekle durumu izah etmeye çalışmıştık.
Dahası da var. Ama şimdilik pas geçiyoruz. Şimdi tüm bu sorunlara mart ayında kapıda bekleyen yüklü ödeme eklenmiş durumda. Aldığım bilgi, sadece bir ay içinde ödenmesi gereken nakit miktar 800 milyon lira civarındaymış.
CAS’ta ve FIFA’da bekleyen ve karar aşamasında yaklaşan dosyalar var... Anlayacağınız içeride olduğu gibi dışarıdaki dosyalar da sıkıntılı. TFF Kulüp Lisans Kurulu bu sezon adına son sözü mayısta söyleyecek. Ucunda yaptırım tehlikesi var.
Durum; başkanın, yönetimin hele bu moralle (!) altından kalkabileceği bir durum değil. Dediğimiz gibi taze kana, yeni bir yönetime ihtiyaç var. Hem de ivedilikle... Çünkü ne moral var ne para ne de işi kotarabilecek beceri!
SKANDALLAR FEDERASYONU!
Futbolun amir kurumu, Türkiye Futbol Federasyonu. O Futbol Federasyonu da; kanununu, statüsünü, talimatlarını belirlemiş, bağlılarına, “Bu oyun, bu kurallara göre oynanacak” diyor...
Peki, futbolu yöneten, futbolumuza yön veren amir kurum, o kitabına ne denli uyuyor? İşte orası kocaman bir soru işareti!
Belki de uzun yıllar sonra ilk defa; federasyon bu denli skandallarla anılır durumda... Özellikle hukuk alanında! MHK’sından PFDK’sına, Tahkim’inden Kulüp Lisans’ına her geçen hafta yeni bir skandala imza atılıyor. Ozan Tufan’ın deyimiyle (!) verdikleri iki-üç karardan birinde “Böyle bir şey olabilir mi ya” dedirtiyorlar insana.
TARiHE GEÇECEK DENiZ TÜRÜÇ KARARI
Tıpkı; tarihe hukuk skandalı olarak geçecek Deniz türüç sevki ve kararı gibi! Hakemlik müessesesinde olduğu gibi ‘disiplin müessesesinde’ de ihlallerin tanımı ve tarifi belirlenmiş... Ne olursa ‘şiddetli hareket’ olur, ne olursa ‘kural dışı’... ‘Sportmenlik dışı hareketin’ de ‘saldırı’ ihlalinin de kriteri belli.
Demiş ki, bir futbolcunun bulunduğu bölgeyi terk ederek (yeşil zemini) saha dışında (yedek kulübesi v.s) birine yönelik fiili müdahalede bulunması veya teşebbüs etmesi “saldırı”dır.
Tıpkı Deniz Türüç'ün derbide Belhanda’ya yönelik rakip yedek kulübesinin önünde ortalığı birbirine katan eylemi gibi... Hani o iki takım oyuncularını birbirine düşüren, zar zor zaptedilerek teşebbüs aşamasında kalan fiili gibi...
İhlalin kitaptaki karşılığı net: “Saldırı.” Saldırının talimattaki cezai müeyyidesi de “Minimum 5 maçtan başlar” diyor. Yani burada, ‘kural dışı’ ihlalinden bahsetmek mümkün değil. Çünkü eylem saha dışında, yeşil zeminde değil. Ortada ne top var, ne yeşillik!
6 MAÇ MENDEN 1 MAÇ MENE...
Ama benim Federasyonum bunu ‘saldırıdan, kural dışı harekete’ dönüştürüyor. Belki de ‘ucuz kurtulsun’ diye! Tabii bir de, oyuncunun ihraç sonrası sportmenliğe aykırı hareketi var, hakem raporunda o da sabit...
Bu iki farklı ihlalinden ‘minimum 6 maç men’ istemiyle disipline gönderilmesi gereken Fenerbahçeli futbolcu, adeta hülle yoluyla olay ‘saldırıdan’ ‘kural dışına’ sokularak ‘4 maç men’ istemiyle disipline gönderiliyor! Belli ki onlar da sevkten mesajı almışlar (!) O kuruldan da Deniz Türüç’e sadece ve sadece 1 maç ceza çıkıyor! Geçiyorum karşılığı minimum 2 maç men olan Ozan Tufan’a sadece para cezası kesilmesini... O Deniz’de “damla” kalıyor! Hadi saldırı teşebbüste kaldı, hadi tahrik vardı tamam da bir ceza 6 iken 1 olur mu arkadaş? İnsanın içinden “ödül verseydiniz bari” diyesi geliyor.
SÖRLOTH’A 2, DENiZ’E 1... ÖYLE Mi?
peKi, bu eyleme 1 maç ceza biçen kim? Hani o birkaç hafta önce yediği tekmelerin acısıyla tek eylemi rakibini elinin avucuyla yüzünden itmek olan Sörloth’a 2 maç ceza veren PFDK! Bunların adalet terazisi üründen ürüne farklılık gösteriyor anlaşılan! Zaman zaman onlar için çevreme “Profesyonel Folklor ve Dans Kulübü” (!) benzetmesi yapmam boşa değil arkadaşlar! Sonra Mustafa Cengiz Başkanı da diğerlerini de çileden çıkartırsınız...
Haklı başkan. Tabii ilginç olan bir başka konu da, sezon başından beri elinde adalet terazisi bulunan kurulların verdiği kararlarla ilgili ölçüm yapıp, kamuoyunu aydınlatan (!) Fenerbahçe yönetiminin, işine gelmediğinde o teraziyi evde unutuyor olması!
TFF BAŞKANLARI KARIŞTIRIRSA!
Hazır söz skandallardan açılmışken size sıcak bir örnek daha vereyim...TFF’nin bağlısı ilgili kulübün adı ne? ‘Beşiktaş Futbol A.Ş... ” Peki yönetim kurulu başkanı kim? Erdal Torunoğulları... 9 Ocak 2020’den bu yana durum böyle. Zaten TFF’nin resmi organlarında da kulüp başkanının karşısında ‘Erdal Torunoğulları’ yazıyor. Ahmet Nur Çebi değil. Şimdi gelelim işin trajikomik tarafına!
Futbol Disiplin Talimatı’nın 38. Maddesi de der ki; “Kulüp resmi sitesinden yapılan sportmenliğe aykırı açıklamalar nedeniyle kulüp başkanları sorumludur ve eylemin niteliğine göre ilgili kulübün başkanı cezalandırılır.” Ki bugüne kadar birçok kulüp başkanı bu ihlal nedeniyle cezalandırılmıştır. Ama gel gör ki, benim Federasyonumun o güzide hukukçuları (!) geçen hafta, kulübün sitesinden yapılan sportmenliğe aykırı açıklamalardan dolayı resmi kayıtlara göre kulüp başkan olan Erdal Torunoğulları yerine Ahmet Nur Çebi’yi PFDK’ya sevk ediyor! Benim uyurgezer disiplin kurulum da (!) talimatlardan bihaber, “Beşiktaş A.Ş Başkanı ahmet Nur Çebi’nin 15 gün hak mahrumiyeti ve 20 bin TL para cezasıyla cezalandırılmasına” kararını veriyor. Alın size; “usulsüz ceza.” Alın size bir komedi daha!
DiP NOT
Bu hafta ne öğrendim? Kuaförlerin sadece saç yapmakla kalmayıp, insanların da arasını yaptığını! Düşünebiliyor musunuz, Fatih Hoca ile Arda’nın arasının nereden nereye geldiğini!
Paylaş