‘Çubuklu’dan parçalı ‘Bulut’luya!..

Hâlâ anlamış değilim neden Erol Bulut diye? Ta imza atmadan, adı ilk zikredildiğinde yazdığım o ilk yazıdan bugüne... Neden, neden, neden?

Teknik direktör kariyeri; Anadolu’da iki takım çalıştırmaktan öte olmayan Erol Hoca’nın albenisi neydi acaba? Eğer bu; Alanyaspor gibi bir Anadolu takımında gösterdiği bir sezonluk başarıysa ki, öyle görünüyor, peki o zaman o takımın bu sezonki başarısına ne diyeceksiniz? Yani sihrin onda değil de, takımda çıkmasına...

Bugüne dek ne takım mühendisliğini gördük ne de taktisyenliğini. Elektrik desen, değil 110,
10 watt bile gelmiyor! Aykut Kocaman için “Soğuk ve donuk” diyorduk, meğerse beterin beteri varmış, onu da gördük. Kenardan sahaya yansıyan ne bir taktik var ne de bir enerji. Bırakın sicili micili de bakın bakalım ezeli rakibinizin hocası Fatih Terim’e. Sahaya ve camiasına verdiği o enerjiye.

Sanki Erol Hoca’nın görevi başka? Öyle duruyor inanın kenarda. Farklı bir dünyada yaşıyor sanki. Duruşu da, konsantrasyonu da, mesajları da çok farklı. Tıpkı son Göztepe maçı öncesi, üstüne vazife olmadığı halde yayıncı kuruluşu eleştirip yanlış topa girmesi gibi. En azından yer ve zamanlama açısından...

EROL HOCA KOPMUŞ BESBELLi

Mesela Erol Hoca, kenarda zaman zaman dizinin üzerine çökerdi. Bakın şimdiler de o da yok. Hoca kopmuş besbelli. Belki de en yakınındakilerinden (!) bizim kulağımıza kadar gelen o eleştiri ve suçlamaların, onun da kulağına çalınmasındandır, bilemem. Olması da gayet normaldir. Bu kadar varlık içinde yokluk çekiliyorsa eğer. Haa, hata onda mı? Bence hayır. Hata, onu ‘bu kapasitesiyle’ böyle bir göreve layık
görenlerde. Kimse kusura bakmasın... On tane ‘eksi’ yazarım ama siz karşılığında ‘fiyatından’ başka ‘artı’ olarak pek de bir şey yazamazsınız. Belki de birilerinin daha rahat at oynatabilme planından başka!.. Bilemem, sadece tahmin yürütüyorum. Çünkü aklıma Erol Bulut tercihini cazip kılacak başka bir ‘artısı’ gelmiyor. Kaldı ki bu yöndeki kaygımı da daha temmuz ayında dile getirmiş biriyim. Söz uçar, yazı kalır...

BiR TANE ARTISI VAR MI?

‘Bu akıL’ bir hakemle ilgili değerlendirmesini, geçtim çaldığı düdük, kaldırdığı bayrak veya da VAR’daki kararı üzerinden yapmasını; Alanya maçına atanan Hüseyin Göçek’i Galatasaray derbisindeki dördüncü hakemlik performansıyla değerlendiren akıldır. Tabii bir de ona bu yaşta ve bu tecrübede (!) sportif direktörlük gibi büyük bir yük bindiren akılda. İlk önce sorgulanması gereken taraf burasıdır. Kaldı ki Fenerbahçe Kulübü, teknik direktör yetiştirme yeri değildir. Söyler misiniz bana; onca hafta, onca maç geçti “Şöyle de bir artısı da oldu” diyeceğiniz ne var, Allah aşkına! Ama ben onun adına çok ‘eksi’ yazarım...

HER KAFADAN BiR SES

Mesela Fenerbahçe’de ‘hoca yokluğunda’(!) futbol kariyerleri ve hayatları neredeyse ‘teknik direktörleriyle eş değer olan’ takımdaki bazı futbolcu ağabeylerin, gençlere hocalık yapmaya kalkışması. Ve o gençlerin, bunların ‘çokluğundan mütevellit’; yakınlarına “Her kafadan bir ses, hangisini dinleyeceğimi şaşırdım ağabey!” serzenişleri ve dedikodularının kulaklarımıza kadar çalınması. Erol Hoca’nın
Samandıra’ya hakim olamaması, dahası takım üzerinde etkisizliği. Yakından bakarsanız görürsünüz.. Diyorum ya; keşke onca transfer yapılacağına bir teknik direktör, ha de bilemedin bir de adam akıllı bir golcü alınsaydı, daha iyi olmaz mıydı? Mesela 30 ve 15 gol atması için alınan o iki golcü (!) yerine; 26 haftada Göztepeli Halil Akbunar kadar (7 gol) atabilecek doğru dürüst bir forvet alınsaydı daha iyi olmaz mıydı?

KULÜPLER BiRLiĞi BAŞKANI ‘YABANCI’ OLMALI!

“Yurt dışından yabancı futbolcu nasıl transfer ediyorsak, hakemler de transfer edilmeli. Özellikle derbi maçları için yapılmalı.”

Peki kim diyor bunu? Beşiktaş Kulübü Başkanı ve Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı sayın Ahmet Nur Çebi. Yani sadece Beşiktaş’a değil, TFF’den sonra futbolumuza yön verecek o ‘futbol aklı!’ Ne diyelim, Allah akıl fikir versin.

Maalesef bugün; “Özellikle derbi maçları için yabancı hakem getirilmeli” diyerek, derbileri normal maçlardan çok daha fazla önemli sayan bir zihniyet var, Beşiktaş’ın ve Kulüpler Birliği’nin başında... Sonuçta ayrım yapılan o maçların ‘puan’ ve ‘para’ olarak aynı kapıya çıkmasına rağmen! Dahası, ‘derbilerin’ değil ‘mayıs’ların şampiyonu belirlemesine rağmen. Aslında pek de sürpriz sayılmaz Çebi’nin bu yaklaşımı. Son 5-6 ayını ‘tribünde kalan o 4 yabancısı için’ TFF’ye ciddi baskılar yaparak, hem de yolun ortasında yabancı kontenjanını 16’ya çıkartan kararın da ‘mimarıydı’ o aynı zamanda.

“Hakemler tarafından Beşiktaş’ın önünün kesildiğini hissedersem taş üstünde taş bırakmam” tehdidiyle, manşetleri süslediği, sosyal medyada ‘TT’ olduğu günde, Kulüpler Birliği Başkanlığı’na getirilerek ‘taçlandırılan’ Çebi bu. Bakalım şimdi ne ile taçlandırılacak?

GALATASARAY’DAKi BiR AVUÇ MUTLU AZINLIK

Elimde Galatasaray’ı ilgilendiren bazı bilgiler vardı; ay başından bu yana bekliyordum, “Ha bugün ha yarın değişebilir” diyerekten. Amacım şubat ayını tamamlamaktı. Ama sayın Abdürrahim Albayrak Alanya maçı sonrası çıkıp, “Onlar bizi nasıl memnun ettiyse, biz de oyuncularımızı memnun edeceğiz. Onlara prim vereceğiz” deyince bu bilgiyi daha bekletmek olmazdı.

Keşke sayın Albayrak, futbolcuları düşündüğü kadar kulübün emekçilerini de düşünüp aynı hassasiyeti onlar için de gösterebilseydiniz? Mesela 2 yıldır zam sözü vermenize rağmen zam yapmadığınız o Florya’daki emekçilerinizi.

Bir yıldır kısa ödenek uygulamasından yararlandırdığınız ve 2 aydır maaşlarında kesinti yaptığınız hatta hesaplarına tek kuruş daha yatırmadığınız onca personelinizi. Aylardır sigorta primleri yatmayan emekçilerinizi.

Hatta bu sebeple kulübünü dava ederek giden personellerinizi hatırlayarak. Mesela insan kaynakları ve hukuk departmanlarında belli isimlere yapılan o yüzde 70’lere varan zamma rağmen, onlarla aynı odayı paylaşan diğer personele 2 senedir zam yapmamak...

Maalesef kulüpte o mutlu azınlığı mutlu etmek için çalışan emekçileriniz bir hayli mutsuz sayın Albayrak. Ama ben yine de umutluyum. Yarın bu mutsuz kesimden bihaber olan ve onları mutlu etmek isteyen bir babayiğit çıkacaktır o yönetimden elbet...

TERiM BU DEFA UZATMADI

G.Saray’ın bu sezonki en önemli şikayeti malumunuz hakemlerin maç sonlarına koyduğu ilave süreler olmuştu. Fatih Terim de bunu zaman zaman “5 dakika uzatma nedir ya! 10 oyuncu değişiyor” diye gündeme getirmişti. Görünen o ki bu durum hallolmuş! Bakıyorum G.Saray’ın son oynadığı Kasımpaşa maçının 4 ve Alanya maçının 5 dakika uzatılmasına Terim’den bir tepki gelmedi.

250 TL'ye varan "Hoş geldin bonusu" sadece Misli.com'da! Hemen üye ol...