7 yıl önce ağladı, 7 yıl sonra ağlattı

Hem de bakın kime karşı? Bundan tam 7 yıl önce, ligin bitimine yine bir hafta kala deplasmanda aldığı 4-3’lük yenilgiyle kendisini bir alt kümeye iten Trabzonspor’a karşı... Kader işte... 2012-13 sezonunun 33. haftasında Trabzonspor karşısında uğradığı 4-3’lük yenilgiyle Süper Lig’e veda eden camia, 2019-20 sezonunun yine 33. haftasında bu defa Trabzonspor’un sahasında uğradığı 4-3’lük yenilgiyle şampiyonluğu kucakladı. Dahası, o sezonun son haftasında Süper Lig’deki ‘son maçı’ için Kasımpaşa karşısına o takım, bugün yine son haftada, bu defa Kasımpaşa karşısına şampiyonluk kupasını kaldırmak için çıkacak. Nereden nereye...

OKAN BURUK'TAN OKAN 'BÜYÜK'E

Tıpkı Başakşehir FK ile tarih yazan ‘küçük dev adam’ Okan Buruk’un biyografisindeki tesadüf gibi. Galatasaray sonrası iki yıl futbolcu olarak hizmet verdiği Başakşehir forması altında Kayserispor maçıyla (9 Mayıs 2010) yeşil sahalara veda eden Okan Buruk’un; 10 yıl sonra yine bir Kayserispor maçıyla teknik adamlık kariyerindeki ilk lig şampiyonluğu yaşaması gibi. 18’inde Genç Milli Takım Kaptanı olarak kaldırdığı Avrupa Şampiyonluğu kupasından bu yana futbolculuk ve ‘kısacık teknik adamlık kariyerine’ birçok farklı kupa sığdıran, eski adı ‘Okan Buruk’, yeni adı ‘Okan Büyük’ olan teknik adamdan bahsediyoruz. Doğup büyüyüp geliştiği ve 2008’de veda ettiği Galatasaray sonrası 2008-2010 yılları arasında futbolcu olarak hizmet ettiği Başakşehir formasıyla yeşil sahalara veda eden Okan’ın, 7 yıllık teknik adamlık kariyerine bir Süper Lig ve bir de Türkiye Kupası şampiyonluğu sığdırmasından. Hem de kupa kaldırdığı Akhisar ve Başakşehir camialarına ‘ilk’leri yaşatarak. Örneğin ‘düştü’ gözüyle bakılan Rizespor’a tarihi başarı yaşatan teknik adamdan. O eller neler kaldırmadı ki... 17-18 yaşlarında kaptanlığını yaptığı A Genç Milli Takım’la iki Avrupa şampiyonluğu finali ve bir şampiyonluk. Galatasaray’la Süper Kupa, UEFA Kupası. 7 Lig ve 6 Türkiye Kupası. Soruyorum; var mı onunla kıyas yapacağımız başka bir isim, yabancı kontenjanından da olabilir...

MAHMUT PAŞA'NIN TAKIMI

Efendim neymiş, Başakşehir FK’nın simgesi ‘baykuş’muş. Olmaz efendim. Çünkü ortada baykuş maykuş yokken o vardı. Hatta bu kulüp bile... Bu başkan, bu yönetim, bu takım, bu futbolcular, bu personel... Onun için Mahmut Tekdemir, bu takımın kaptanı değil, gerçek simgesidir, sembolüdür beyler. 6 yıllık tarihi olan kulübün, 16 yıllık emektarı. Soruyorum; acaba tez konusu olacak olan Başakşehir mi, yoksa amatör olarak girdiği kulüpte 16 yıldır aralıksız oynayan ve A Milli Takım’a kadar yükselen Mahmut mudur?

TÜRKİYE'NİN INIESTA'SI

Türkiye'nin istikrar abidesi, bir nevi Iniesta’sı. 2004 yılında Zeytinburnu semtinin Damlaspor’undan amatör olarak giriş yaptığı İstanbul Büyükşehir Belediyespor Futbol Kulübü’nde (10 Nisan 2004) tam 16 yıl aralıksız kalabilmek. Kolay değil, her babayiğidin harcı değil bu başarıyı gösterebilmek. Ömrünün tam yarısını bir kulüpte geçirebilmek. Ve bir de adeta kurucularından (!) biri olduğu kulübüne, attığı golle tarihi şampiyonluğu getiren isim olabilmek. Kulübün ‘ilk göz ağrısı’ futbolcusu Mahmut Tekdemir’in golüyle camianın ‘ilk’ şampiyonluğunu yaşaması bir hayli ilginç oldu.

GİZLİ KAHRAMANLAR

Mahmut Tekdemir bu... Sözleşmesinin bitimine bir sezon daha varken, şimdiden kulübüne üç yıllık daha imza attıracak ‘değerde’ bir futbolcu. Okan Buruk gibi... Var mı futbolculuk ve teknik adamlık kariyerine bu kadar başarı sığdırabilen? Mahmut Tekdemir gibi... Var mı bir camiada 16 yıl aralıksız forma giyebilen? Edin Visca gibi istikrar abidesi bir yabancısı olan? Mustafa Eröğüt gibi adeta ‘tek başına’ koca kulübü çevir çeviren. Sezon başında TFF Genel Sekreterlik makamı için atandığı Riva’ya gidiş biletinin son anda Göksel Başkan tarafından yırtılması (!) boşa değil beyler. Diğerleri zaten sizin gördüğünüz şeyler. Gizli kahramanları hatırlatmakta fayda var. Yine teknik heyete, futbolculara bu zorlu yarışta moral kaynağı olan ve alanının en iyilerinden biri olarak gösterilen kulübün sosyal medya departmanı gibi... Size de helal olsun çocuklar.

ROBINHO - BİLAL!

Başakşehir'in dünyaca ünlü futbolcusu Robinho’nun Trabzonspor’daki karşılığı kim? Bilal Başacıkoğlu... ‘Şampiyonluk neden kaybedildi?’ye örnek olarak başka bir şey söylemeye gerek var mı? Şampiyon Başakşehir’in ‘takviye olarak’ kenarda tutup sonra sahaya sürdükleri: Robinho, Gökhan İnler, Aleksic ve Mehmet Topal. Sende ise Bilal Başacıkoğlu, Doğan Erdoğan, Koray, Serkan, Yusuf Sarı. Nokta! Bir Nwakaeme ve bir Sörloth’la nereye kadar? Onların da gücü bir yere kadar arkadaş. Onlar da insan. Sonuç; Trabzonspor da yine birileri gibi suçu, kabahati hep dışarıda arama modasına uydu ve camianın konsantrasyonu bozuldu. Takımın ‘tecrübe’ eksiğine karşı Başakşehir’in ‘tecrübeli’ oyuncu fazlalığı başa baş giden yarışta finali belirleyen faktör oldu.

TESADÜFÜN 'T'Sİ BİLE SÖZ KONUSU DEĞİL

Türk futbolu 2009-2010 sezonuna kadar dört farklı şampiyon çıkartırken, bu sayı 2010’da Bursaspor’la 5 oldu. 2020’de ise Başakşehir’le 6’ya yükseldi. Ama o Bursaspor’dan sonrasında eser yok. Bugün 1. Lig’de. Ekonomik olarak da çok zor günler geçiriyor. Acaba Başakşehir bu konuda istikrarlı olur mu? Sanırım futbol âleminde bu sorunun sorulacağı en son takım Başakşehir olur. Çünkü kulüpte Mahmut Tekdemir dışında (!) değişmeyen tek şeyin ‘istikrar’ olduğu bir kulüp Başakşehir.

6 SEZONA DAMGA VURDU

Bugünkü başarı konusunda tesadüfün ‘t’sinden bile bahsetmek mümkün değil. Günah olur. Geçtim bu sezon Avrupa’da gösterdiği başarıyla ülke futboluna nasıl bir katma değer eklediklerini ve Avrupa kupalarından kesintiye uğrayacak +1 takımımızı nasıl kurtardıklarını... Asıl konu şu; Başakşehir oynadığı futbol ve aldığı başarılı sonuçlarla sadece 2019-20 sezonuna değil, tekrar Süper Lige çıktığı 2014’ten bu yana son 6 sezona damga vurmuş bir takım. Hem de ne damga...

399 PUANLA ZiRVEDE

Başakşehir FK, ligde mücadele ettiği son 6 sezonda (2019-20 sezonu 33. haftası dâhil) toplam 399 puan toplarken, bugün yarıştığı Trabzonspor aynı süreçte 328 puan toplayabilmiş örneğin. Keza Başakşehir’in 399 puan aldığı sürede Galatasaray hanesine 391, Fenerbahçe ise 380 puan yazdırabilmiş. Başakşehir 6 yılın puan tablosunda sadece Beşiktaş’ın gerisinde. O da 6 yılda toplam 21 puanlık bir fark. Beşiktaş’ta şampiyonluk için saçılan paralarla kazanılan başarılardan sonra gelinen ekonomik çöküş de ortada. Böyle bir tablo sonunda Başakşehir için kollandı demek, başarısına ‘tesadüf’ yakıştırmaları yapmak, ayıp olur, günah olur. Kollanmışlığı, kayırılmışlığı olmadı demek de olmaz tabii ki ama... Bu yarışta birilerinin kırmızı ışık gibi ihlalleri es geçilirken, birilerinin de EDS ihlalleri es geçilmiş olabilir. Ki oldu... Sonuçta iyi olan kazandı, bence!