Paylaş
Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi son 32 turu ilk maçında Kadıköy’de Zenit’i 1-0 mağlup etti. Yine dolu tribünler önündeydi ve eski Sevilla, Chelsea maçları dönemindeki Kadıköy ruhunu çağrıştıran atmosferde çıktı sahaya.
Bu ilk maçta özellikle gol yemeden kazanmak ve haftaya rövanşta St. Petersburg’a avantajlı gitmek önemliydi. Zenit’in Aralık ayından beri resmi maç oynanmamış olması bilinen dezavantajıydı.
Fenerbahçe, Zenit maçına neredeyse 2. bir yeni takımla başladı. Ligdeki son Kayserispor deplasmanındaki 11’e göre 8 farklı oyuncu vardı sahada.
Sezon başında yanlış planlanan UEFA listesi, devre arası transferlerine rağmen ‘’kısıtlı kadroyla’’ kalınmasına sebep oldu.
Ligdeki yedek kulübesi ile dün Zenit maçındaki kulübe farkı netti. Soldado, Dirar, Mehmet Ekici, Zajc, Serdar Aziz alternatifleri kenarda yoktu. Buna rağmen Ersun Yanal'ın isabetli tercihlerle başladığını söyleyebiliriz.
Fenerbahçe ilk yarıda yüksek tempoyla, etkili ataklarla mükemmele yakın oynadı. Rakip sahada çoğalan, baskılı ve önde pres yapan, iyi paslaşan bir takım izledik.
İlk 30 dakikada yüzde 71’e 29 topla oynama oranı vardı. Zenit’in Fenerbahçe ceza sahasına ilk gelişinde ise dakika 39’du. Jailson, Mehmet Topal, Eljif kurgusu etkili oldu.
Valbuena’nın başarılı oyunu, isabetli pas ve orta yüzdesi ve sağda yine Isla’nın müthiş performansı ön plana çıktı. Valbuena liderliği bu maçta yeniden ortaya çıktı.
Slimani aylardır beklenen ‘’gol patlamasını bu maçta yapabilecek mi’’ diye beklenirken, dakika 21’de Valbuena’nın kornerden ortasıyla Slimani’nin golü geldi... Sevinmek bir yana, Slimani’nin ‘’uzun süren gol bahtsızlığını’’ kırması ayrıca anlamlıydı.
Moses bu defa ilk 11’de başladı ve kalitesiyle fark yarattı. Bu sezon tartışmasız Fenerbahçe’nin en parlak transferi. Sahada onu izlemek ve klas oyununu takip etmek heyecan verici. Valbuena ile yer değiştirerek etkili paslarla oynadılar. Fenerbahçe, ilk yarıdaki üst üste gelen etkili ataklarda 2 farklı skoru da bulabilirdi.
Maçın dönüm noktası dakika 44’de Harun’un kurtardığı penaltıydı. Bugüne kadar yüzde 53 penaltı kurtarma oranına sahip Harun yine bekleneni yaptı ve maçın kahramanlarından biri oldu. Ersun Yanal’ın sürpriz Harun tercihini de takdir etmek gerek. Devre arasına, kurtarılan penaltı ve 1-0’lık skorun moraliyle girilmiş oldu.
Defansta Skrtel - Sadık uyumu ve hamleleri başarılıydı. Fenerbahçe, ideal defans ikilisini buldu diyebiliriz. Sakatlıktan yeni dönen Sadık, yüksek konsantrasyonla, yüreğiyle oynadı. Skrtel bu takımın istikrarlı sağlamı.
İkinci yarıda özellikte 60. dakikadan sonra beklenen fiziksel düşüş başladı. Fenerbahçe geriye çekildi, Zenit atakları gelmeye başladı. İlk oyuncu değişikliği 72. dakikada geldi, Eljif çıktı yerine Ayew girdi. Orta saha direnci düşmüştü, Ersun Yanal bu değişikliği daha erken yapabilirdi.
Maçın 90 dakikası bittiğinde, tribünlerin alkışladığı Fenerbahçeliler vardı sahanın ortasında. Zenit’li futbolcularla el sıkışıldı. Fenerbahçe sahada rakibiyle oynadı, futbolcu sağlığını tehdit eden ‘’görünmez faullere’’ ve futbolun dengesini bozan kararlara maruz kalmadan maçı tamamladı. Haftaya deplasmanda Zenit Arena’da çok daha zorlu şartlarda oynanacak bir 90 dakika bekliyor Fenerbahçe’yi. UEFA kadro listesindeki kısıtlılıkta, rövanşta İsla’nın da oynamayacak olması önemli bir dezavantaj.. Skor avantajıyla ve umutla yoluna devam ediyor.
Paylaş