Paylaş
Kadıköy’de daha maçın ilk 30 dakikasında skoru 2-0’a getirmişti Fenerbahçe. Tüm sezon yaşanan skor üretmekteki verimsizlik ve gol atmakta zorlanan takım olma kimliğine rağmen ilk yarıdaki biraz baskılı oyun o farkı yaratabildi. Sezon başı futbol yapılanmasında, yarım değil çeyrek transfer verimliliğine bile ulaşamamış bir takım var elde. Kadro mühendisliğinde yapı taşlarının tutmadığı ve bu sezon sonunda her şeyin yeniden başlayacağı önemli bir sürece yaklaşılıyor. Takımın en net görülen sorunu skor üretememek olduğu halde, devre arasında yapılan 5 yeni transferde tek bir santrforun olmaması hala sorgunalabilir. Finansal ve sportif olarak en zorlu sezonunu yaşayan Fenerbahçe için hatalardan ders alma dönemi artık. Ligde Lefter Küçükandonyadis sezonunun yüreklerdeki şampiyonu, bu en kötü günde bile desteğini hiç bırakmayan, tribünlerde seyirci rekorunu kırıp takımına en zor şartlarda Fener Ol’an Fenerbahçe taraftarıdır.
Ersun Yanal, bu maçta da kadro istikrarını sürdürdü. Maçın ilk 10 dakikasında sakatlanan Mehmet Topal’ın yerine giren Moses ile saha içi yerleşim de 4-3-3’e yönelir gibi oldu. Sağda Isla ve Dirar ile maçın yine en iyilerinden olan Valbuena kaynaklı ataklar etkili oldu. Buna Eljif’in hem savunmada hem de ataklardaki hareketli ve azimli oyunu da eklendi. Sahada performansı ve özgüveni giderek artan bir Eljif var. Oyundan çıkarken taraftarların ayakta alkışlaması da dünkü 90 dakikanın en güzel anlarından biriydi.
Oyunun bu bölümünde çok adamla ceza sahasına yapılan ataklar ve etkili paslaşmalar izledik. Soldado ve Dirar’ın üst üste gelen golleri ile takım moral buldu. Golü atan iki futbolcu da sezonun ilk yarısında formalarından uzak kalmışlardı. Kadro dışı bırakılan Dirar ve forma adaletsizliğiyle UEFA listesine adı yazılmayıp motivasyonu çöken Soldado... Ersun Yanal’ın gelişiyle yapılan en doğru hamlelerdendi eldeki değerleri geri kazanmak ve özellikle son maçlarda belirli bir kadro istikrarını yakalamak.
‘’Bu maç farka gider mi’’ diye düşünülürken verilen penaltı sonrasında Soldado atışı kaçırdı. Akhisar’ın nadir ataklarından birinde 45+3’de gelen Barbosa’nın golüyle ilk yarı 2-1’lik skorla sona erdi. İkinci yarı temposu daha düşük, pozisyonu az bir oyun vardı. Eljif-Tolgay ve Valbuena-Ayew değişiklikleri yapıldı. Ayew’in neden hala oyuna alındığını, yerine Zajc ya da genç oyunculardan birinin neden tercih edilmediğini anlamak güç. Son 2 sezonda Akhisar’la oynadığı 4 maçı da kaybeden Fenerbahçe’nin bu son maçı kazanmasıyla Akhisar küme düşmüş oldu.
Fenerbahçe için artık bu talihsiz sezon iyisiyle kötüsüyle geride kaldı diyebiliriz. Bundan sonra kalan 2 maçta daha çok gelecek sezonun planlaması düşünülerek hareket edilmeli. Bu takımın türlü dezavantajlarına ve geçirdiği zorlu süreçlere rağmen deplasmandaki derbilerdeki mücadelesi ve eksik kalıp başardığı dirençli geri dönüşleri taraftar için daima hatırlanacaktır. Bu futbol ikliminde teknolojinin bile ayarının bozulabildiğini, hatanın da insanlar için olduğunu unutmamak gerektiği de bir gerçektir. Fenerbahçe için gelecek sezonun futbol yönetimi yapılanmasında da oya gibi nakış gibi çok hassas, dikkatli tercihler ve hamleler yapılması, bu sezonun gerçeklerinden ders alınması esastır. Fenerbahçe’nin tarihiyle, değerleriyle, taraftarıyla bütünleşen aydınlık geleceğine gidecek bu zorlu yolda, her şey güzel olacak diyebilmek için yeterince umut ve inanç vardır.
Paylaş