Paylaş
Futbolda gündem yine Beşiktaş- Fenerbahçe maçı… Öyle bir maç ki, 4 gol, 3 kırmızı, 8 sarı kart, 36 faul, 10 dakika uzatma ve futboldan başka her şey… Sonuç 2-2 beraberlik ve akıllarda en çok kalan, spora ve futbola hiç yakışmayan, hepimizi içten büken o gerilimli görüntüler... Ne yazık ki, futboldan çok, oyuncuların kavgaları, fauller, havada uçuşan kartlar, itiş kakış, aşırı tepkiler ve şiddetli itirazlar maça damgasını vurdu. Gergin başlayan derbide tansiyon giderek arttı, neredeyse hiç düşmeden devam etti. Fenerbahçe 3-1 kaybettiği ilk maçın üstüne set çekip, kupada yüksek motivasyonla kazanmak için oynadı. Bu maçta alınacak ikinci bir yenilgi, moralleri bozup ligdeki maçlara da olumsuz yansıyabilirdi. Sarı lacivertliler, Volkan’ın göz göre göre aldığı ikinci sarı kartla, 9 kişi kaldığı oyunun son bölümünde büyük direnç gösterdi. Sonunda maç 4 gol, 3 kırmızı, 8 sarı kart, 36 faul, 10 dakikalık uzatma ve iki tarafın da kendine göre haklı isyan ve tartışmalarıyla son buldu. Deplasmandaki ilk maçtan 2-2’lik sonuçla dönmek, bu zorlu şartlarda skortif başarı sayılabilir. Rövanş, Nisan ayında Kadıköy’de oynanacak. O zamana kadar lig yarışında daha çok sular akar, dengeler değişebilir, sonra sıra yeniden kupa maçlarına gelir.
Mehmet Ekici farkı
Tam 91 gün sonra yeniden sahalara dönen Mehmet Ekici etkili pasları ve futbol kalitesiyle fark yarattı, maçın adamlarından biriydi. Çok uzun bekletti, ama aylardır Ekici diye sabırla ve ısrarla beklediğimize değdi. Soldado 17’de klasına yakışan, güzel bir gol attı skoru 1-1’e getirdi. Şener oyunun iki yönünde de çok başarılıydı, savunmada ve hücumda etkili oldu, 45+2’de Fenerbahçe’yi öne geçiren golü attı. Hasan Ali, Ekici ve Alper üçlüsü, birbirlerine olan fiziksel benzerlikleriyle de dikkat çektiler. Maçın başında sahaya 3 tane Hasan Ali çıkmış gibi göründü. Aykut Kocaman, ilk 11’de 6 yerli futbolcu ile başladı, yabancı sınırının olmadığı sezonda ne olursa olsun, takımın bu yerli yabancı dengesinde oynayabildiğini görmek memnuniyet verici.
Aykut Kocaman’ın yolu
Fenerbahçe için her şey daha yeni başlıyor diyebiliriz. Kalan maçlarda rakiplerine göre fikstür olarak avantajlı görünüyor. Ozan’ın geç de olsa sonunda, köprüden önce son çıkışta affedilip yeniden kadroya alınması olumlu bir karar, kalan maçlarda takıma katkısı olacaktır. Aykut Kocaman’ın kadroda Giuliano, Valbuena, Ekici, Soldado ve Eljif gibi yaratıcı oyunculara daha fazla ağırlık vererek, şampiyonluk yolunda iddiasını ortaya koyarak ilerleyeceğini düşünüyorum. Bahsettiği ve hep çok önem verdiği taraftar-oyuncu bütünlüğü de özellikle Kadıköy’deki maçlarda sağlanacaktır. Bu takım en zorlu ve umutsuz dönemlerde, ligde 8 puan gerideyken, kendi azmi ve başarısıyla geri dönüşünü gerçekleştirip bu noktaya geldi. Bunda ne olursa olsun sabrı, emeği ve saygılı duruşuyla Aykut Kocaman’ın katkısı çok büyük. Fenerbahçe için, sarı lacivert şampiyonluk hikayesini başarıyla yeniden yazmak da, ertelemek de yine kendi elinde.
Kaptan Volkan
Alper, Volkan ve Quaresma, gördükleri kartlarla oyundan atılarak takımlarını eksik bıraktılar. İlk maçın yıldızı Quaresma, oyuna girdikten 7 dakika sonra kırmızı kartla atıldı ve takımını 10 kişi bıraktı. Volkan, kalesinden çıkıp her koştuğunda, sonunda hayırlı olmayan durumlara sebep olmaya devam ediyor. İlk sarı kartında yanına kadar gelen Aykut Kocaman’ın ısrarlı uyarılarına rağmen yine kendini kontrol edemedi. Kaptan, maçtaki başarılı performansına ragmen, sorumsuzca oyundan atılarak kendi gemisini kendi eliyle batırmış oldu. Isınmadan oyuna giren Kameni’nin yediği gol de, belki de kaçırılan deplasman galibiyeti de Volkan’ın hanesine yazar.
Algıda seçicilik
Bu maç yansıttığı tüm olumsuzluklara ve sporun ruhuna yakışmayan gündemine rağmen, faydalı bir noktaya gelinmesini de sağlamış oldu. Sonunda ilk kez hep bir ağızdan, sporda şiddetin önlenmesi, fair play, sahada tribünde medyada görmek istemediğimiz davranış ve üsluplar, kavga, şiddet ve kutuplaşmadan beslenerek bir yere varılamayacağı gibi gerçekler yeniden yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Her yazıda ve her ağızda aynı samimiyette durmasa da, yine de bu seviyelere yaklaşma eğilimi önemli. Söz konusu farkındalığa ve algıya sonunda ortak bir paydada ulaşılmış olması takdirlik olsa da, bunun için aslında geç kalınmış olduğu da bir gerçek. Çünkü hafızalar ve arşivler yaşanan süreçleri, şahit olunan haksızlıkları ve gerçekleri unutturmuyor. Bu ülkede sporun ve özellikle futbolun kulüpler ve milli takımlar seviyesinde hak ettiği uluslararası standartlara gelmesi için el birliğiyle yeni bir sayfa açmak, artık başka bir zihniyet mümkün diyerek sıfırdan başlamak gerekiyor.
Paylaş