Paylaş
Hep dediğimiz gibi, futbol bu yüzden hayatın ta kendisidir işte.
Sezon boyunca bir çok zorluklarla mücadele edersin. Ne kadar çabalarsan çabala mutlaka önüne engeller çıkar. Düşersin, kalkar yoluna devam edersin. Yalnız kalırsın, çalışır yine yoluna devam edersin. Önüne çıkan engelleri böyle aşarsın.
Ve bütün bunları tek bir şekilde yaparsın.
Sonuna kadar vazgeçme!
Eskişehirspor bu sezon bir futbol takımının yaşayabileceği her şeyi yaşadı. Önemli oyuncularını kaybetti. Gönül verenlerle yoluna devam etti. Çok yalnız kaldı. Taraftarından başka kimse sahip çıkmadı. Borçlarından dolayı kapanma noktasına geldi. Bu sırada ligin üst sıralarını zorlayıp Süper Lig’e çıkma hesapları yaptırdı. Hemen ardından gelen haftalarda ligin en alt sıralarına inip küme düşmemek için çırpınır oldu. Bir sezonda bu kadar uç noktaları birlikte yaşayan bir futbol takımı yoktur herhalde.
Sezonun büyük çoğunluğunda yaptığı gibi Boluspor karşısında da önemli bir ders verdi Eskişehirspor.
Ne olursa olsun, son düdük çalana kadar oyunda kal!
Sezonun son haftalarına gelindiğinde stres yükü fazla maçlar oynanmaya başlar. Özellikle ligin alt ve üst sıralarındaki takımlar için. Hele bir de maçın başında gol atılırsa, diğer takım için kabus dakikaları başlamış demektir.
Eskişehirspor’un geriye düştüğü çok maçına şahit olduk bu sezon. Ve maçı geri çevirebilmek için çabalamasına. Ama hepsinde bir noktadan sonra vazgeçtiler, inançlarını kaybettiler, gerildiler, oyunu gerdiler.
Boluspor’un maçın başında bulduğu golden sonra da böyle olacak endişesi vardı. Ancak maçı bırakmadı Eskişehirspor. Goller kaçırdı, saç baş yoldurdu ama vazgeçmedi. Hatta son on dakika kala iki farklı geriye düştüğünde bile vazgeçmedi. Bu kez başaracaktı. Son dakikaya kadar, dakikadan bağımsız olarak son düdüğü duyana kadar mücadele etti, denedi, kaçırdı, yine denedi, yine kaçırdı. Ama hiç inancını kaybetmedi.
Son haftalardaki takımın karakter değişikliğinde yüzde yüz payı olan Yılmaz Vural, ikinci gol geldiğinde hala takımına bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Hala taktikler veriyordu. Çünkü o inancını kaybetmemişti. Bunu da herkese gururla gösterdi. Biliyordu ki, teknik direktörü inancını kaybetmiş olan takımlar yenilmeye mahkumdu. Ve bir takımın gidişatını ancak o takıma Yılmaz Vural gibi inanan bir teknik direktör değiştirebilirdi.
Yediği golden beş dakika sonra farkı indirmesi pek bir şey değiştirmeyecek gibi görünse de oyunda kalan Eskişehirspor maçın son dakikasında makus talihini de astı filelere. Tüm takımı, bu takımı destekleyen tüm şehri ayağa kaldırdı. O coşkuyu herkes tartışmasız tüm hücrelerinde yaşadı.
Şimdi son haftaya giriliyor ve küme düşmemeyi garantileyen oyuncular bu anın tadını da çıkarabilirler artık.
Paylaş