Paylaş
EuroLeague’in 21.haftasındaki maçları da Titanların Savaşı’na benzetebiliriz. Bir tarafta Real Madrid-CSKA, diğer taraftaysa takımımız Fenerbahçe Doğuş ile Olympiacos karşılaştı. Kazananlar belki dünyaya hükmetmeyecek ama hem verdikleri mesaj ile, hem de ikili averaj üstünlüğüyle Avrupa basketboluna hükmedeceklerini söyleyebiliriz.
Titanların Savaşı haftasında, kendi cephemize dönersek, Olympiacos’un maça sert başlayacağını tahmin ediyorduk. Özellikle Banvit karşısında gördüğümüz bir sıkıntı vardı. Vesely’nin yardıma çıktığı anlar savunmamız için eşleşme problemi yaratmış ve kaybetmiştik. Pire ekibinin yardım savunmamızı hangi keskinlikle cezalandıracağı, maçın skor tabelasını ve sonucunu belirleyecek en önemli istatistik olacaktı. Öyle de oldu…Birinci çeyrek boyunca Vesely’nin yardıma gittiği 4 hücumdan da sayı yedik. Üzerine Olympiacos’un 5/6 ile bulduğu 3 sayılık atışlar gelince, fark bir anda 19 sayıya çıktı. Rakibin pas ritmine ayak uyduramadık. Hatta top kaybına bile zorlayamadık.
İkinci periyotta Koç Obradovic’in, Dixon’ı sahaya sürerek tam saha baskı uygulatmasıyla Olympiacos’u ritimden çıkarmaya başladık. Bu çeyrekteki ilk 4 dakika sadece 1 sayı yedik. Sinan’ın da dahil olmasıyla, tam saha baskımız iyice yıpratıcı bir hale geldi. Üzerine Dixon’ın arka arkaya attığı 3’lüklerle maçı 44-36’ya getirebildik. İlk yarı boyunca saha içi %35 ile hücum yapmamıza rağmen tek haneli sayılarla soyunma odasına gitmemiz maçın sonu için büyük umut verdi.
İkinci yarıya Dixon-Sinan-Kalinic-Melli-Vesely ile başlamamız, hücumda tıkanmamıza sebep oldu. Kalinic’in yeni sakatlıktan dönmesi, Sinan’ın set hücumlarında verimsizliğiyle birleşti. Neyse ki Dixon’ın liderliğiyle maçta kalmaya devam ettik. Biz, yaklaşıp bir adım atacakken yaptığımız basit top kayıplarının Olympiacos’un en keskin gününe (13/17-%77 3 sayı) denk gelmesiyle ağır ödedik. İlk iki çeyrek boyunca, farkın kapanmasını zaman zaman kurduğumuz ribaunt üstünlüğüne borçluyduk. Üçüncü periyottan itibaren tüm ribaunt üstünlüğünü ve ikinci atış şanslarını rakibe kaptırınca bir daha geri dönemedik. Maç boyunca Sloukas-Wanamaker oyun kurucularımızdan katkı alamadığımız gibi, negatif geri dönüş aldık. İkili maç boyunca 4 asiste karşılık 5 top kaybetti. Takım halinde ise yaptığımız 15 asiste karşılık 18 top kaybı, 95-70’lik skoru en iyi özetleyen istatistik oldu.
Spanoulis’in(19 sayı-3 asist) bu maça “Kill Bill” içgüdüsüyle çıkması tüm takımını ateşledi. Titanların Savaşı olması beklenen kapışmada sokak kavgası bile çıkaramadık ve hızlı teslim olduk.
Paylaş