Paylaş
Eğer bu üçünü sahada da uygulamaya koyarsan, yani gösterirsen başarı kaçınılmaz olur. Ama bunları bir araya getirmek hem uğraş hem de zaman ister.
Fenerbahçe’de bu üç nokta bir araya gelememiş.
Rakip geçen yılın Makedonya Ligi şampiyonu. Milli maçlarda oldum olası Makedonya, Moldova, Letonya gibi takımlarla oynamak istemezdim. Sahada en önemli amaçları sizin oyununuzu bozmak, sertlikle yıldırmak, mücadelesiyle ‘off’ çektirmek olurdu. Vardar takımı da bu anlattıklarımın tipik bir örneği olarak karışmızdaydı.
BiR TEK VALBUENA
- Evet Fenerbahçe iyi başladı, rakip sahaya oyunu yıktı, hatta genç Ahmethan bir santrfor becerisiyle hareket edip golü atsaydı her şey farklı olurdu.
Ama işin garip tarafı siz rakip sahada oynarken ve rakibi de iyi analiz etmişken böyle bir yenilmesi.
Golün özelliği zaten Vardar takımının oyun anlayışındaki 2 hücum organizasyonundan biriydi. Ya kontrataklarla hızlı çıkarlar ya da uzun topla giderler.
İlk golden sonra tıpkı Göztepe maçında olduğu gibi dengesi bozulan bir takım görüntüsüne büründü Fenerbahçe.
iLETiŞiM SORUNU
- Valbuena ilerlemiş yaşına rağmen yukarıda saydığım 3 özelliği sahada yansıtan tek isimdi. Kapalı oyunda bile oyunu çözmek adına yapmış olduğu hamleler Fenerbahçe’ye bir çok anlamda fırsat yarattı.
‘Tam böyle biter’ denirken, turu gerçek anlamda zora sokan 2. gol geldi. Bu gol basitçe iletişimsizliğin ve çevre kontrolsüzlüğünün sonucudur.
Skor açıkçası ummadığım bir skor oldu. İstanbul’da Fenerbahçe turu geçebbilir mi? Geçebilir...
Bunu yapacak da kalitesi var.
MAÇIN ADAMI: FILIP GACEVSKI
- Vardar kalecisi Filip Gacevski yaptığı önemli kurtarışlarıyla takımının ve maçın en etkili ismiydi. Yiyeceği 1 gol Vardar’ın tüm konsantrasyonunu bozacaktı.
Paylaş