Paylaş
GRUPTAKI ilk maçımız Arnavutluk karşısındaydı. “Oyun iyi miydi?” diye soracak olursanız, “Idare eder” derim. Ama sadece skora bakarsak, “Harika” derim. Tabii sahada ders alacağımız durumları da yaşadık fakat kötü bir şekilde sonuçlanmadan maçı tamamlamayı başardık. 2 noktanın ön plana çıktığı bir maç oldu. Biri eksi, diğeri artıydı. Eksi olan; takım savunmasındaki bireysel defansif hatalardı. Artı olanı ise, pozisyonları değerlendirmedeki başarı yüzdemizdi. Şenol Güneş hocanın ilk maçıydı ve takıma yapacağı katkı da zaten sınırlıydı ama görünen o ki, zaman ve gelişir bir arada paralel biçimde ilerlerse hedef çok uzak değil. Moldova, yukarıda ifade ettiğim gibi kazanılması zorunlu olan maçlar listesinde yer alıyor. Bu tarz maçlarda kazanmak için ortak bir düşüncede birleşmeniz lazım. O da; en az rakip kadar mücadele edeceksin ama kaliteni de ortaya koyacaksın.Bu düşünceyi gerçekleştirirsen ve sahada da bir futbol kazası yaşamazsan zaten maçı kazanmışsın demektir.
BU TAKIM FARKLIYDI
Şenol hocanın sahaya sürdüğü takım, ilk maçtaki düzenin dışında farklı bir şekilde sahadaydı. Sakatlıklar ve rakip de bunda etkili oldu.. Ben her yerde söylerim; “Bu tarz takımlarla oynayacağıma, Brezilya ile İngiltere ile oynayayım daha iyi” diye.. Çünkü bu takımların sahadaki tek tek amacı vardır, o da ‘oynatmamak’tır. Bir taraftan, hata yapsınlar diye sahada baskılı ve bunaltıcı bir futbol oynaman lazım, diğer taraftan da disiplinden kolay kolay kopmadıkları için de ilk golü atmaktan ziyade ikinci golü de atmalısın ki maçı rahat bir hale getirebilesin (tıpkı Fransa ile oynadıkları maçta olduğu gibi).
DOĞRU YERDE DOĞRU ZAMANDA
MOLDOVA maçına muhteşem bir taraftar topluluğu eşliğinde beklenildiği gibi istekli, tempolu ve iştahlı başladık. Rakibin sert ve yakın savunma anlayışını, sahadaki hareketli oyunumuzla bozduk ama kale önüne kadar gitmekte zorlandık. Her ne kadar sahada doğruları yapsanız da rakibi çözmekte bazen zorlanırsınız. Fakat tehlikeli yerlere rakibin beklemediği isimleri sokarsanız süprizler yaparsınız. Tıpkı Hasan Ali’nin yaptığı gibi..Doğru yerde, doğru zamanda beklenmedik birisi olduğunda karşılığını alabiliyorsun...
GOLDEN SONRAKi iLK 5 DAKiKA
“GOLÜ attığında veya yediğindeki ilk 5 dakika önemlidir” sözünü hatırlatan bir gol de Cenk’ten gelince her şey istenilen seviyeye gelmiş oldu. İkinci golden sonra belki gol kaçırma rekoru kırdık ama ona rağmen güzel bir skor elde ettik. Önemli olan mart ayındaki bu iki maçı kazanmaktı. Öyle de oldu. Moldova’yı her ne kadar rakibimiz olarak görmesek de sahadaki ciddiyetimiz son derece önemliydi. Sahada oynayan, oynamayan bütün futbolcularımızı tebrik etmek lazım. En çok da Şenol hocaya teşekkür etmek lazım. Neden mi?
· Kavgasız ve gürültüsüz bir milli maç haftasını tam olarak bizlere yaşattığı için.
· Bu kadar kısa sürede sadece takımla değil herkesle bütünleşip bizlere milli maçların ve Milli Takım'ın değerini ve önemini hissettirdiği için
· Vee.. Futboldaki MILLI RUH’u tekrardan bu ülke insanına hatırlattığı için...
Maçın adamı: Cenk.
Paylaş