Paylaş
Önce maç öncesi yaşananlara değineyim. Milli Takım kafilemiz hiç hoş olmayan şeyler yaşadı. Hiçbir Türk vatandaşının kabul edemeyeceği türden davranışlardı bunlar ve doğal olarak canımızı biraz sıktı.. Gerçi gereken tepkiyi, tüm benliğimizle gerek siyaseten, gerekse bireysel olarak verince ne kadar kıvırmaya çalışsalar da ne yaptıklarının farkına vardılar.Hatta Şenol Hoca maçtan bir gün önce basın toplantısında, “Böyle küçük meselelerle uğraşmayacak kadar büyük bir devletiz” diyerek güzel bir yanıt vermiş oldu. Maça gelecek olursak... Bir gerçek vardı ki, İzlanda’dan galibiyetle veya beraberlikle ayrılırsak bu rakibimizi saf dışı bırakacak olmamızın yanında gruptan çıkmak yolunda da büyük avantaj sağlayacaktık. Fakat bir endişemi paylaşayım sizlerle. Geçmişteki eleme maçlarında grup favorilerini yenip ya da yenilmeden, asıl rakibimiz olan takımlara çoğu zaman kaybettik ve bir çok şampiyonaya bu yüzden katılamadık.. Almanya yı, Hollanda yı yenip, Belçika ve Finlandiya’ya yenilerek bu acı tecrübeleri yaşayan biri olarak, keşke Fransa’dan sonra basit bir takımla oynasaydık diye de düşünmeden edemedim...
TOP BiZDEYDi AMA...
Maç başladğında birbirlerini tartan ve kontrollü oynayan iki ekip vardı. Fakat oyunda topa sahip olan takım bizdik. İzlanda bizim topa sahip olmamızdan rahatsız değildi, çünkü bizi üzerine çekerek hızlı hucum düşüncesi taşıyorlardı. İzlanda takımı hucumlarımızı, kapalı savunma ve alan bırakmadan karşıladı, bu da bizim tıpkı Fransa ya karşı uyguladığımız takım savunmasının bire bir aynısıydı. İzlanda sert, agresif, rakibe yakın oynayan ve mücadeleci bir kimliğe sahipti. Onları oyundan düşürecek tek etken erken atılacak bir gol olacaktı. Orta alandaki pas kayıplarımız bizim hücum geliştiremememizin en önemli sebebiydi.. İzlanda’nın özellikle 15. dakika sonra sahamızdaki uyguladığı baskıyı kırmakta zorlandık. Rakibin kazandığı bir duran topta adam paylaşımı ve pozisyon hatasından golü kalemizde gördük.. Dedik ya, biz Fransa’ya karşı nasıl oynadıysak İzlanda da bize karşı öyle oynadı. Golü atmaları işlerini daha da kolaylaştırdı. Zaten geride karşılamayı düşündükleri için ve bize de gol lazım olacağı için riski biz alacaktık.. Bu da onların işine gelecekti.
Çok şeyi yapamadık
· Özellikle maçın ilk yarısında şunları yapamadık...
- Rakip sahadayken onlara teslim olduk.
- Rakipten kurtulup hareketli ve hızlı paşlaşmalar yapamadık.
- Geriden oyuna katkı sağlayacak oyuncularımız etkili olamadı.
- Rakibin güçlü olduğu duran top önlemini alamadık ve her duran topta tehlike yaşadık.
- İzlanda’nın gösterdiği sertliğe ve agresifliğe cevap veremedik. Şenol Hoca Yusuf ve Abdülkadir ile hücum olarak üstünlük kurmaya yönelik hamleleri yaptı. Özellkle Abdülkadir dengeleri değiştirdi. Ve yukarıda saydıklarımızın bir çoğu sonlara doğru düzeldi. Oyunumuz tempo kazandı ve rakip kaleye daha çok gitmeye başladık. Özellikle 70. dakikadan sonra beraberlik için İzlanda kalesinde baskıyı kurduk, zorladık, istediğimizi almak için her türlü riske girdik ama istediğimiz gole bir türlü ulaşamadık.. İzlanda maçlar başlamadan önce gruptaki rakibimizdi ve de öyle kaldı.
Maçın adamı: Sigurdsson
Paylaş