Paylaş
Hafta içinde Paul Le Guen’i gönderip takımı Mustafa Er’e emanet eden Yönetimde kalan son üç asilden birisi olan Fatih Pulat’ta istifa edince Kifayetsiz Başkan ve Stajyer Yöneticilerin takımı sürüklediği mutsuz sona dur diyebilmek için Göztepe’den puan almayı hayal ederek maça çıktık.
Bu sezon puan lazım olan takımlar içinde puan almayı düşünmeyen bir tek Bursaspor olduğunu korku filmi gibi izliyoruz. Paul Le Guen’in parlak kariyer geçmişinin ve sezon başlarında hocamızla on yıllık anlaşma yapalım diyen Başkan’ın çizdiği tablonun tepe taklak olmasında en az suçlunun Le Guen olduğunu düşünenlerdenim.
Parasını alamayan özellikle kiralık futbolculara Yönetim adına defalarca söz veren bir Teknik Patronun sözler tutulmadığında takıma hakim olma ve başarı şansı yoktur.
Ödemelerde sorun yoktur diyen varsa yalan söylemektedir. Asgari ücretli personelinin maaşını bile üç geriden ödeyen bir Başkan, her türlü yalanı söyler. Le Guen’e bile verilmesi taahhüt edilen fesih parası enkaz olarak kulübe kalırsa kimse şaşırmasın.
Bursaspor maç kazanmıyor. DG Sivasspor’dan aldığı üç puan bile oyunun karşılığı değildi. Tıpkı geçen sezonun son Trabzonspor maçı gibi yazı tura için atılan para dik geldi.
Evindeki son maçında Kasımpaşa’ya yenilen Göztepe’in alt grupla işinin olmaması puan alacağız hissini uyandırmakla birlikte gerçekler yine tokat gibi suratımızda patladı.
Mustafa Er bizim çocuğumuzdur. Geçen yıl gemiyi terk eden farelere inat son maçta ateşten gömlek giyerek adamlığını ispat etmiştir. Altı maçlık serinin sorumlusu da tutulamaz. Onunla başlayan süreç, sonuna onunla devam etmelidir ancak mucize adam değildir.
Bu takımdan acilen gitmesi gerek ilk ve tek isim bu takıma tabanca gibi diyen Ali Ay’dır. Onunki su tabancasıdır. Giderken de Parlakay’ını da götürmelidir.
Göztepe maçının tamamında yoktuk. Rakibimiz de çok istekli değildi ama bir puandan fazlasını isterken iki önemli defans hatası ile üç puanı bıraktık.
Göztepe, Sabri’nin serbest vuruşunda uzak köşede ofsayt durumunu bozan defans kurgusu savunma zafiyetidir. Ghilas bunu şok iyi değerlendirerek takımını 1-0 öne geçirmiştir.
İlk golden sonra Stancu’nun atamadığı bir golcünün kaçıracağı bir pozisyon değildi. Ardından ikinci golde orta alandan savunmanın arkasına atılan topla 30 metre yürüyen Tayfur Bingöl’e dur diyecek adam olmaması Hoca kusurudur. 87’de oyuna sonradan giren Mousa Sow ilk golünü atarken skoru değiştirdi ama puan paylaşımını değiştiremedi.
Biz kazanamıyoruz. Bu hafta sürekli kaybetmesine rağmen kazanmak için elinden geleni yapan K.Karabükspor ile oynarken, alt kattan bize doğru adım adım gelen takımların ayak sesleri ürkütmeye başladı.
Mayıs ayında Bursaspor’un süper ligde kalmasından başka bir düşünmeyelim ve Başkan ve Yönetimi daha sonra kongreye havale edelim. Kongre ne eylerse güzel eyler. Güzel eylemezse hak ettiğini yaşar.
Paylaş